Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '14

 
Kategori
Deneme
 

Hayallerinin peşinde koşmak

Hayallerinin peşinde koşmak
 

İnsanlar, sayısız işlerde çalışır.

Kimini severek, kimini sevmeyerek, mecburiyetten yapar.

Mesele ekmek parası olunca, yaptığın işi sevip sevmemen, o kadar büyük bir önem arz etmiyor.

Yeter ki ailenin geçimini sağlayarak, çoluk çocuğunun nafakasını çıkarmaya yetsin.

İster daimi, ister geçici olsun, yapılan her işi sevmesek de, hayalimizdeki, meslek/iş olmasa da mecburiyetten çalışıyoruz.

Çoğu insan gittiği, çalıştığı işin ne olduğunu/olacağını merak etmeden, akşam edip parasını alma derdindedir.

Aslında büyüklerimiz, “yaptığınız işin ne olduğunu, nasıl olduğunu, yapıp, yapamayacağınızın derdinde değilseniz, merak etmiyorsanız, yapmayan” derler.

Derler demesine de, iş bulmanın, ekmeğin aslanın ağzının içinden, midesine girdiği bir zamanda, iş bulabilmek, ekmek parası kazanmak hayli zor olmaktadır.

Şimdi işini merak etmeyen, ne olduğuna, nasıl olduğuna bakmadan, kafa yormayan, her konuda az buçuk bilgi sahibi olan sayısız insan vardır.

Bu yüzden, belki her konuda bilgi sahibiyiz; ama çalıştığımız işte hiç bilgi sahibi değiliz.

Şimdi hiç kimse kalkıp ta, “hayır canım, ben çalıştığım işte, işimle ilgili her konuda bilgi sahibiyim” demesin.

Peki, sebep ne derseniz?

Ancak merakımız yok, merak etmiyoruz, sormuyoruz, soruşturmuyoruz.

Merak olmayınca, sonuçta öğrenmiyoruz, öğrenemiyoruz.

Çalışıyoruz, ama sevdiğimiz bir işi yapmayı da hep hayal ediyoruz.

Üniversitelerin herhangi bir bölümünde okuyup, mezun olan hiç kimse, sevdiği meslekte çalıştığını söyleyemez, hep sevmedikleri bölümlerde okur ve işte çalışırlar, “böyle hayal etmedik” derler.

Hayal ederek ömür tüketiyoruz, bir de bakıyoruz ki ölüm denen mutlak son yakamıza yapışmış.

Yaptığımız en güzel şey, herhalde hayal kurmaktır.

Belki, hep hayallerimizin peşinde koşarız, ama nafile!

Hayal kurmasını çok iyi beceriyoruz.

Çabuk büyüyoruz, Üniversite okuyoruz, askere gidiyoruz, en iyi işte çalışıyoruz zannediyoruz, evleniyoruz, çoluk çocuğa karışıyoruz, dede olup ihtiyarlıyoruz…

Sonra?..

Bir uyanıyoruz ki, her şey yalan!

Evet, birçoğumuz, çalıştığımız işyeri kime ait, nasıl biri, neyi amaçlıyor, hedefleri nelerdir, misyonu, vizyonu nedir… gibisinden birçok soruya cevap verebileceğini düşünemiyorum.

Hangi iş olursa olsun, mademki çalışıyoruz, o halde kimin yanında, nerede, ne için çalıştığımızı bilmemiz gerekmez mi?

Merak etmeliyiz, öğrenmeliyiz, değil mi ama!

Sevsek de, sevmesek de, hayatımızın, ömrümüzün büyük bir bölümünü geçirdiğimiz işyerimizi ve hakkındaki bilgileri neden, niye merak etmiyoruz ki?

 

 Resim netten alıntıdır

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 

 

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..