Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Hayat bayram olsa

Öncelikle bayramınızı kutluyorum. Bayramlar ne güzeldir. Herkesin birbirini hatırladığı, birbirlerine sevgi ve muhabbet sundukları nadide günlerimizdir bayramlar… “Sevgi” deyince…
Bir ramazan sohbetinde Ahmet Özhan’a yöneltilen bir soruya onun verdiği cevap dikkatimi çekti. Bilmeyenlere Ahmet Özhan’ı hatırlatmak isterim. Gençliğinde son derece yakışıklı bir Türk Sanat Musikisi sanatçısı olarak ünlenir. O zamanki Gazino’ların neonlarında assolist olarak en üst sıralarda uzun yıllar yerini alır. Pek çok filmde rol alarak şöhretini daha da yaygınlaştırır. Bir ara Hale Soygazi ile evlenir. Ama bu evlilik uzun sürmez. Sonrasında aniden piyasadan çekilir. Kimse ne olduğunu anlayamaz. Ortaya çıkar ki kendini tasavvufa vakfetmiştir. Mevlana dergahına teslim olanlardandır.
“Hangi sevgi daha yücedir?” diye sorarlar. Verdiği cevap ilginçtir. “Sevgi’nin yücesi alçağı olmaz” der. “Sevgi tektir. Her sevgi ana sevginin bir yansımasıdır, yeter ki sevmeyi bilelim” diye cevap verir.
Keza Kanal 7’nin şu insanlara ders veren dizilerinden birinde işlenen konu da hayli ilginçti. Ben açtığımda baş tarafını kaçırmışım ama ana konu anlaşılır nitelikteydi. Bir adam hastanede tedavi görmektedir ve acele “-“ kana ihtiyaç vardır. Bir türlü bulunamaz bu kan… Hastanın bir yakını bir de kasabalarına gider bu kanı bulabilir miyim diye. Sonra anlaşılır ki sadece bir kişidedir bu kan. Ama o da “vermem” diye inat eder. Filmin devamında bu kana sahip olan kişinin bir baba olduğu anlaşılır. “kızımın katiline kanımı vermem” diye diretir.
Öyle anlaşılmaktadır ki bir kaza sonucu hastanedeki hasta adam bu adamın kızının ölümüne neden olmuştır. Nasıl olduğunu bilemiyorum. Muhtemelen bir trafik kazası olsa gerektir ve muhtemelen çocuk aniden yola çıkmış olmalıdır. Ama işte kanını vermemekte direnen adam, her ne olursa olsun çocuğunun ölümüne neden olan adama kan vermemekte haklı sayılmaz mı? Allah kimseyi böyle bir sınavla yüz yüze komasın diye iç geçirerek izlemeye devam ettim.
Adam bir rüya görür. Rüyasında ölmüş olan kızı ona bir demet çiçekle gelir. Bu bir demet çiçeği babasına sunar, babası da tam ellerine alacakken çiçekler kuruyuverir. Kızı der ki “baba sen çok katısın, bak çiçeklerimi kuruttun. Sen beni sevmiyorsun” der. Babası “yavrum o nasıl söz ben seni çok seviyorum” diye yanıtlar. Çocuğu der ki “baba sen beni sevsen herkesi seversin, kin ve nefret barındırmazsın!..”
İşte filmin vermek istediği mesaj son cümlede gizli…
Sevmek ve “Sevgi”yi anlamak… Ahmet Özhan gibi gönül eri olarak ya da filmdeki örneğini verdiğim baba’nın fırında pişmesi misali yaşadıklarımızdan çıkardığımız derslerle…
Keşfetmeye devam… 

 
Toplam blog
: 82
: 1046
Kayıt tarihi
: 24.05.11
 
 

TED Ankara Koleji ve ODTÜ Kamu Yönetimi mezunuyum. Asıl mesleğim bankacılık. Çeşitli kuruluşlarda..