- Kategori
- Deneme
- Okunma Sayısı
- 122
Hayat bazen de...

Bir yaz günü, pazardan dönerken ikindi sıcağında, üzerine kuru nane, kekik, taze soğan ve maydanoz kokusu sinmiş yaşlı bir teyzenin, eski bir evin bahçe duvarına oturan yorgunluğu gibidir, bazen hayat…
Ya da bir Eylül sabahı, ılık yağmur damlaları düşerken sararmış ıhlamur yapraklarının üstüne, bir saçak altına sığınmış sokak kedisinin yalnızlığı….
Erken gitmeler, hiç dönmemeler, ya da hiç gelmemiş olmalardır…
Müsamere öncesi bir çocuk coşkusu, pencere önünde sevdiğini bekleyen on yedi yaşında ki kızın yürek çırpıntısıdır. Körebe oynarken okul bahçesinde oyunun ortasına düşen ölüm haberidir, erken yüzleşmelerdir kendisi ile bazen de…
Ağustos güneşinde, Ege’nin mavisi üzerinde sırt üstü yatmanın dinginliği, uzun kış gecelerinde Paulo Coelho okumanın huzurudur bazen de..
Bebeciğini emziren annenin, onun gözlerinde gördüğü müteşekkirlikle karışık o büyük sevgidir. Aldanmak, incinmek, kırılmaktır bazen de.
”Ey kağıt ve kalem iyi ki varsınız” diyebilmektir uykusuz gecelerde.
Şiiri yaratana teşekkür, renkleri tuvale taşımanın hazzına şükürdür.
Kiraz ağacına selam durmak, kırlangıca gönül koymaktır, (birkaç gündür uğramadı diye pencere önüne.) Saatlerce yürümektir, ağaçlıklı toprak yolda tek başına.
Bazen de unutulmaktır zamansız bir uçurum kenarında.
Sobanın üzerinde pişen kestaneyi özlemek, anıların sıcağında üşümektir bazen de…
Ve her şeye rağmen gülümseyebilmektir hüznün gizemli yüreğine…
Canan Beşir Bekem
13.Şubat .2015
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
