Hayat bize ihtiyacımız olanı verir

Kimi insanlar hayatı “acil durum” modunda yaşıyor adeta. Dış dünyayı kontrol ederek, neyi, nasıl yaşayacaklarını bilmeye çalışarak iç dünyalarında ihtiyaç duydukları güven duygusunu sağlamaya çalışıyorlar.

Kaygı ve korkularını dış dünyayı kontrol ederek yok edebileceklerini sanıyorlar. Aslında kendilerine kaygılarını hatırlatmaktan başka bir şey yapmıyorlar.

Sonra bir de bakmışlar hayatın tüm kontrolünü ele alıp güven çemberi oluşturmaya çalışırken üstlenilen sorumluluklar sırtlara kambur olmuş.

Hayatı kontrol etmeyi fazlasıyla istediğinizde “çabalama ya da mücadele etmenin” içine düşersiniz. Bu, sizin yaşam enerjinizi tüketir. Aşırı teslimiyet gösterirseniz bu defa da tembelleşirsiniz.

Fakat tutkulu bir hevesle, akışa olan güveni bir araya getirebilirseniz o zaman yaşamın sonsuz olasılıklarının kapısı size açılmaya başlar. Böylece kendi kendinize empoze ettiğiniz sınırlamaların üstesinden gelirsiniz.

Hayatın size ihtiyacınız olanı mükemmel bir biçimde vermek istediğini fark ettiğinizde geleceği kontrol etmek için uğraşmanın zaman kaybı olduğunu anlarsınız.

Siz düşüncelerinizi huzura, güvenliğe, dengeye ve ilahi rehberliğe yönlendirirseniz yaşam içinde sonsuz olasılığınız olur.

Kendinizi bütün ve denge içinde hissettiğinizde bir şeyin olup olmamasını artık umursamazsınız. Bu, mükemmel bir tekamül anıdır.

Endişe etmeyi, eksiklik hissetmeyi bıraktığınızda ve hayata müdahale etmekten vazgeçtiğinizde kendinizden daha büyük bir gücün, İLAHİ OLANIN, size yanıt vermeye başladığını göreceksiniz.