Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '08

 
Kategori
Öykü
 

Hayat çok kısa

Hayat çok kısa
 

Kırçiçekleri kadar doğal olan Aylan'ın anısına


İkimizde o zamanın orta üçüncü sınıfındaydık. Aylan okumak için köyden gelmişti, sıra arkadaşıydık. Çok iyi anlaşıyorduk, çocukluğun verdiği safiyetle hemen kaynaşmıştık. uzaktan akraba bile çıkmıştık. Derslersleri birlikte çalışıyor, boş zamanlarda ders ders çalışıyorduk. Teneffüslerde bile biraradaydık. Kantinden yiyecek içecek alır, oturup atıştırırken birlikte laflıyor, şakalaşıyorduk. Boş geçen derslerde bahçeye çıkar, uzun uzun sohbet ederdik. Ben konuşmayı çok sevdiğim için her konudan söz açıp uzun uzun anlatırken o da dinlemeyi çok seviyor, beni zevkle dinliyordu.

Bu konuşmalarımız her cuma öğleden sonra boş geçen iki dersimize raslıyordu. Öyle ki ben Perşembe akşamları ev ödevlerimi yaptıktan sonra ertesi gün Aylan'la konuşacaklarımı düşünüyordum. O da çok iyi bir dinleyiciydi, beni dinlerken hiç sözümü kesmez, arada konuyla ilgili kendi düşüncelerini dile getirir, konuşmamız güzel bir sobete dönüşürdü. Arkadaşım akrabası olan bir aile yanında kalıyordu. Durumundan da memnun sayılırdı. Derslerinde oldukça iyi olan Aylan matematik derslerine çok ilgi duyuyordu. Hoca dersi anlatırken iyice dinler, anlamadığı bir husus olursa mutlaka sorar, tekrar tekrar anlattırırdı.

Birbirimize çok alışmıştık, onun o saf köylü çocuğu halini çok seviyordum. Halinden hiç şikayetçi olmadığı gibi kendini de değiştirmek istemiyordu. O yıl böyle çalışma, muhabbet, okul ev muhabbeti derken geçti. Lisede ayrı sınıflardaydık. Sık sık görüşemez olmuştuk.

Liseyi bitirip Ankara'ya Üniversite okumaya gelmiştim, Aylanla haberleşemiyorduk. O yıl okuldu, yurttu, dersti öyle geçti. Ertesi yıl müşterek bir arkadaştan Aylan'ın Ankara'da, başka bir Üniversite'de okuduğunu öğrendim ve
hemen yanına koştum. Aylan beni görünce boynuma sarıldı, sevinçten ağlaştık, birbirimizi bulmuştuk, artık hiç kopmayacaktık. Arasıra da olsa buluşuyor, konuşup dertleşiyor, geçmişten gelecekten bahsediyorduk. Birgün okuluna telefon ettim. "Şu anda yok, "dediler. Başka birgün tekrar aradım, yine yok. Ancak hafta sonları boş vakit bulabiliyordum. Koşup okuluna gittim, yine yok. Arkadaşları hastalandığını, hastanede yattığını söylediler, Okul idaresine sordum, psikiyatri kliniğinde yattığını öğrendim. Hemen yattığı hastaneye gidip görüşmek istedim, görüştürmediler. Bir hafta sonra da sevgili arkadaşımı aradığımda da hayata veda ettiğini öğrendim. Arkadaşlarından fazla bilgi alamadım, sadece "ecel" dediler. Hayatta cevabını bulamadığımız bir çok olay varsa d Aylan'ın o gencecik yaşta gidişi (hem de böyle anlamsız, açıklamasız bir şekilde) hatırladıkça içimi buruk mu buruk bir duygu kaplar. Böyle iç karartan bir günde bu yaşanmış karamsar hikayeyi anlatmak ne kadar doğru bilemiyorum, ama acılar da hayatın bir parçası değil mi?

 
Toplam blog
: 8
: 379
Kayıt tarihi
: 31.10.08
 
 

Emekliyim, çalışma yıllarımın meyvesini, hayatımın en dingin dönemini yaşıyorum. Okuma, yazma hobi ö..