Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '15

 
Kategori
Deneme
 

Hayat güzel de içim bir tuhaf işte ahh Fiko'm

Hayat güzel de içim bir tuhaf işte ahh Fiko'm
 

Hayat güzel de yaşamak güzel de içim bi hoş çokça da boş, gülüşlerime asıyorum acılarımı be usta ne güzel gülüyorsun diyorlar ya susuyorum ustam...sustum..


Erkek olsaydım öptüğüm kadınlar geliyor aklıma derdim. Nasılsa erkeksin erkek adamsın ya o misal...

İlk gördüğümde benimle koşmasını sevmiştim. Sanki senelerdir tanıyor gibiydim. gözleri gözlerime dokunuyordu. öyle güzel bakıyordu ki...

Daha sonraları günlerce göremedim...Akşama doğru yürüyüşe çıkmıştım peşimden gelen ayak seslerine kafamı çevirdiğimde gördüğüm yine gözleriydi. Çok mutlu olmuştum belli etmemeye çalıştım.

Günler geçti yanımda, karşımda, etrafımdaydı. Bunu bizi görenlere anlatmam mümkün değildi. Onu çok seviyordum. Severken de korkuyordum aslında , sevdiklerimin gidişlerindeki kahrımdan korkuyordum belki de ,ya giderse ya bir şey olursa bu da benim paranoyaklığım.

Koşarak bana doğru geldiğini gördüm. Gariplik vardı etrafını saranlardan kaçıyordu. Sığınak gibiydim O'na. Evimi de öğrenmişti, kapıma kadar geliyor kapı önünde uyuyordu. Gece kimse görmez inşallah diyordum. Gören olursa kesin kovalarlardı. Anlıyordum anlamasına da bizi kimse anlamıyordu.

Akşamın karanlığı çökmüş herkes evine girmişti. Onun evi yoktu sokaklar eviydi. kendini ne kadar koruyabilirse artık. Bir gece çığlıklarını duydum gibi geldi yok canım o değildir dedim ama içim sızım sızımdı. balkona fırladım bakındım ama göremedim.

Ertesi gün çok halsizdi ne oldu ki acaba diye düşünürken cevapları buluyor hayır değildir diye kendimi kandırıyordum.

Bir gün koşarak içeri girdi. Arkasındaki toplanmış olan beş erkekten kaçıyordu. Ne yaptıysam peşindekileri kovalayamadım. Yanımızdaki kafeden bir kaç kişi ellerinde sopalarla kovaladılar, kimimiz elimizde su kimimizde de damacanalar nuh diyor peygamber demiyor peşini bırakmıyorlardı. Kapının önüne sıralanmışlardı.

Karşısına geçmiş dışarı çıkmasını bekliyorlardı. Ne garipti insanların hayatıda mı hayvanlar alemi gibiydi. Ailen yoksa evin yoksa kimsen yoksa tutunacak dalında kalmamışsa kaçıp duracaktın yada kollarına düşecektin. Yalnız kalınca uzaktan gelmiyordu ilk darbeler çok yakınındakiler başlıyordu salyalarını akıtmaya. Babam derdi ki etraf şerefsiz dolu ben de amann baba derdim sen de kötü düşünüyorsun. Haklıymış..

 Onun yüzünü severken, korkudan hızlı atan kalbinin sesini duyuyordum. Öylece uzanmıştı arada gözlerini aralıyor bakıyor tekrar yumuyordu. Hayat değildi böyle yoran,korkutan böyle insanı insanlar yoruyordu.Sürekli mücadele ve savaş.

Çalıştığım işyerinin önünde çekilmiş olduğım resimde yazan telefon numarasından yola çıkarak işyerime gelip karşımda hiç beklemediğim ,istemediğim birini gördüğümde mesela babam çok haklıymış demiştim.

Arkadaşım demişti ki '' Tülay eğer kadından yapmasını istediğin bir şey olursa ve yaptırmakda zorlanıyorsan kadının en üzgün olduğu zamanı seçeceksin,ki işte bu fırsattır, kadın o anda zayıftırç ''.

Nerelere götürmüştü kara gözlüm. Canlıların dünyası farklı değilmiş. Birileri eizlen birileri ezilen, birileri veren, birileri alan, birileri iyi birileri kötü.

Neysee.. Çocuklar kara gözlümün adını Fiko koymuş nereden akıllarına geldiyse. Çocuklar o erkek değil ki dişi dediğimde gülmüşlerdi. Olsun dedim ben de Fiko demeye alışmıştım.

Fikomu gündüz yanımda saklamaya başlamıştım. Akşam olunca zorlanıyordum. Peşindekiler kapıdan ayrılmıyordu. Akşam olunca evime giriyor ama Fikom kapıda kalıyordu. Kendini koruyabilmesi için dualar ediyordum.

Dualarımın işe yaramadığını Fiko'muzun 24 saat boyunca yatmasından anlamıştım. Ve köpekler peşini bırakmış sokak sessizleşmişti.

Dişi olmak, kadın olmak İnsan yada hayvan aleminde farketmiyor çok benzeşiyioruz çok !


 

 
Toplam blog
: 175
: 775
Kayıt tarihi
: 20.10.07
 
 

9 Eylül Üniversitesi Maliye bölümü mezunuyum. Şiir dünyam, bir tane kitap çıkaracağım dedim ve  b..