Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '12

 
Kategori
Felsefe
 

Hayat güzeldir...

Hayat güzeldir...
 

Küresel sermaye gurubu, yani emperyal güç ülkemize egeme olmaya başlayalı beri otuz yıldır siyasal ve sosyolojik bağlamda değişimler yaşıyoruz.

Evrenin kuralına göre, değişmeyen tek şeyin 'değişim' olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve az gelişmiş ülkelerde değişimler sancılı oluyor. Geleneksel ve feodal yapılar bozulurken yerini bireyci toplum hali alıyor.

Bir taraftan sanayileşme ve kentsel yaşama dönüş yaşanırken, beraberinde bireyler arasında çatışmalara da yol açabiliyor.

Toplumun gelişimi için feodal yapıların yıkılması kaçınılmazdır, ancak kırmadan-dökmeden başarılmalıdır. Ülkemiz, geçiş sürecini çok sancılı ve acılı şekilde yaşamakta oduğunu gözlemleyebiliyoruz.

Aile bağları neredeyse yok denecek kadar azalmış, parçalanmış aile modeline doğru sürüklenmiş, neredeyse iki aileden biri birbirleriyle küsmüş-kırılmış, birbirleriyle yabancılaşmış duruma gelmiştir.

Bi bakıyosunuz, bir aile çıkar ilişkilerinden dolayı birbirleriyle konuşmuyor, bir diğer aile birbirlerinin başarılarını sindirememekten, kıskançlıklarından dolayı konuşmuyor, iletişimlerin koparıyorlar.

Gazetelerin üçüncü sayfalarında aile içi çıkar çatışmalarından dolayı cinayetlerin işlendiğini bile okuyoruz.

Yazık, çok yazık.

Elbette bu istenmeyen olayların yaşanmasında toplumumuzun eğitim düzeyinin düşük olması nedeni yatıyordur ancak eses temel aile eğitiminin zayıf ve yetersiz olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Çekirdek aile, insan yaşamının en önemli değeridir. Gelenekçi olmamak, ama aile kavramını her ne koşulda olursa olsun yitirmemektir. Bizi biz eden 'aile' olduğunu her gün beynimizde taze tutmamız gerektiğini düşünüyorum.

Her durum karşısında tutunmamız gereken yerin aile olduğunu unutmamamız gerekir. Eğer bir başarı varsa, temelinde aile eğitiminin, aile bağlarının güçlü olmasından kaynaklandığını bilmemiz gerekiyor.

Ülkenin daha güçlü hale gelebilmesi için kaybolan veya kaybolmaya yüz tutmuş aile değerlerini tekrar kazanmaya çalışmaktan geçtiğini düşünmemiz gerekiyor.

Tekrardan sevgi, tekrardan bağlanmak zor şeyler değildir. Bireyler ailelerine şu veya bu şekilde küsmüş, kırılmış olsalar da unutulmalı, hatta unutulur. Örneğin; anneniz-babanız-kardeşiniz-halanız-dayınız-amcanız-kuzeniniz-teyzeniz sizin vucüdünüzün bir parçaları gibidir. Vucüdünüzün bir organını kaybetmek istememeniz gibi birşeydir aile.

Bazan ayaklarınıza kızarsınız 'keşke o mekana girmeseydim' diye. Sonra unutursunuz, kızgınlığınız uzun sürmez çünkü ayaklar sizin bir parçanız. Aile bireyleri arasında yaşanan kızgınlıklar, kırgınlıklar da uzun sürmemeli, süremez de zaten.

Hayat güzeldir...

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..