- Kategori
- Felsefe
Hayat ne ki baba...
-İşte sorunun cevabı.
-Hangi sorumun?
-Geçen akşam bana sorduğun soru."Hayat ne ki baba" demiştin ya...
Babam bana pembe küçük bir kağıt uzatıyor. Mavi tükenmez kalemle yazılmış iki paragraf bir yazı. Anımsamaya çalışıyorum. Sanırım haberleri izliyorduk ve pek çok ölüm görmüştük. Evet böyleydi. Çok fazla ölüm ve şiddet vardı. Bunu üzerine bir süre konuşmuştuk ve ben odadan çıkarken ona böyle söylemiştim. "Hayat ne ki baba..."
O pembe küçük kağıtta şunlar yazıyordu:
"Yaşam ne ki baba? Yaşam ne biliyor musun? Biraz acı, biraz keder, biraz sevinç, biraz aşk, biraz hasret, biraz akıl, biraz inanç...Biraz özgür, biraz tutsak...Biraz iş, biraz para, biraz birikim, biraz israf...Biraz hareket, biraz rutin,biraz statik, biraz denge, biraz çılgın, biraz uslu...
Yaşam bir zaman tünelinde vakit öldürmek, ölüme yetişmek için büyük bir çaba harcamaktır. Her ne kadar insanlar "yaşamak istiyorum" diyorlarsa da inanmıyorum.Çünkü genellikle yaşama bilinci oluşmamış bir toplumda zamanı katletmek ölümü istemek demektir."
Tam olarak böyle yazmıştı. Okudum ve ne diyeceğimi şaşırdım. Öylesine geçiverirken söylediğim bir söz üzerine bunca düşünmüş ve bunları yazmıştı. O hep öyleydi. Her zaman öylesine söyleyiverip geçtiğimiz sözleri bile büyük bir ciddiyetle dinler ve gerekli cevapları verirdi.
Bana bu küçük pembe kağıtla nasıl bir armağan verdiğinin farkında mıydı aceba? Özenin, kıymet verilmenin ve onun sevgisinin belgesiydi bu kağıt. Ona sarıldım. Bunu yazacağım dedim başını salladı ve gülümsedi.
RESİM:Robert Broderson