Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayat paylaşınca güzel

Değişim dünyanın  değişmeyen tek gerçeği. 

Değişmeyen ya da değişmesini istemediğimiz şeylerde var. Bunların en başında insanın iyi yaşamak isteği geliyor. İyi yaşamın açılımları insanlar için çok farklı olabilir. Ancak bütün insanların yaşamlarında olmasını istedikleri değerler aynidir. Bu değerlerin en başında nitelikli insanlar ile birlikte yaşamak, yazılı olan veya olmayan toplum kurallarına uyan, saygılı ve etik değerleri önemseyen insanlar olsun isteriz çevremizde. Ve bütün insanlar için dürüstlük en  önemli özelliklerden biridir.

İnsanlar bu değerlerini değiştirmezler. Ülke, renk, ırk cins farkları da bu değerleri değiştirmez. Kandırılmak, insanların hoşuna giden ve karşılaşmak istedikleri bir durum değildir. Bu anlamda insanlar yalan, sahtecilik, hırsızlıktan hoşlanmaz ve bu işleri yapanları da sevmezler.

Dünya son otuz yılda büyük değişimler yaşadı. Hızlı gelişen teknoloji ve kolaylaşan iletişim dünyayı küçülttü sanki. Ülkeleri biribirinden ayıran sınırlar kalktı.

İletişim insanlar için bu kadar değerli olunca, paranında ilgisini çekti. Büyük sermayeler bu alanda yatırımlar yapmaya organizasyonlar kurmaya başladı. Türkiye 'de ve  dünyada da en yüksek cirolar iletişim şirketleri tarafından yapılmaya başlandı.

Ekonomik anlamda yakalanan büyümeler, sosyal anlamda küçülmelere yol neden olmaya başladı. Kurumlar büyüklüklerini kullanarak müşterilerinin haklarına saygı duymaz oldular. Önceleri velinimet olan müşteri, yolunacak kaz durumuna geçirildi.

Türkiye'de ilteşim hizmetleri satan büyük kurumlar, TV reklamlarında kendilerini övüyor, rakiplerini ise kötülüyor. Hepsinin ortak tavrı, müşterilerine kötü davranışları. Bu şirketler mobil telefon ile iletişim hizmeti satıyorlar. Yani bir anlamda sattıkları mal tek. Buna rağmen herkese başka fatura çıkarıyorlar. Üstelik o kadar hızlılar ki tarife değişiminde. Yakalamak ve doğru faturayı bulmak, normal insan için çok zor.

Eskiden büyük süpermarketler zincirinden biri "DÜRÜST SATICI " sloganı kullanır ve doğru fiyat ilkemiz derdi.

İnsanlar alış verişlerini dürüst kurumlardan yapmaya özen gösterirler. Üstelik günümüzde marketler fiyat ve kalitelerine güvendikleri için " KOŞULSUZ MÜŞTERİ MUTLULUĞU VE İADE GARANTİSİ " veriyorlar.

Bu koşullar iletişimde geçerli değil. Geri dönüş hiç yok. Tarifeni aldın bir ay kullanıyorsun .  Birde yıllık taahhütler var. Vaz geçtiniz mi vay halinize .

Mobil telefon şirketlerinin bilmece benzeri ve karmaşık faturalar çıkarması doğru değildir. Fiyatlandırma daha yalın olmalı. Müşteri daha çok korunmalıdır. Müşterinin velinimet olduğu bu kurumlara hatırlatılmalıdır.

Türkiye, Dünyanın en genç nufusuna sahip ülkesidir. İletişim servis hizmeti veren kurumların daha iyi çalışmalarını beklemek hakkımızdır.

İnternet hizmeti satan şirketler, TV lerde reklam yapıyorlar bizim fiyatımız şu kadar lira.

İnsanlara fatura gidiyor, bu fiyatın iki katı.

İlan edilen ve ucuz olduğu söylenen o fiyat, ya da iki yıl taahüt yapıldığında ilk altı ayın fiyatı. Peki neden böyle satış yapılıyor. Bu kimin yararına. Bu kurumlar para kazanmıyorlar mı? Böyle dürüst olmayan ataklar ile müşterilerini kazndırmaya çalışıyorlar. Ya bunları kontrol eden kurumlar? Onlar neler yapıyor? 

Özel, paralı TV ler. Onlar için eski müşterinin değeri hiç yok. Müşterinin değerini bilmiyorlar. Yenilere inanılmaz kolaylıklar yapıyorlar. Bunu yaparken ticaretin altın kuralını bilmezden geliyorlar.

HD li decoder aldım. Her ay ödeyeceğim kira bedeli, malın tutarı kadar olduğunda, decoderin sahibi olacağım.

Bir yıl dolarken telefon açtılar kira belini % 40 indirdik dediler.

Ek taahüt istediler.

Kabul ettim.       

Aradan bir zaman geçti, fiatlandırmada esnek davrandıklarına, ayrılmak isteyenlere indirimler yaptıklarına dair duyumlar almaya başladım.

Kandırıldığımı düşünmeye başladım. Sonuçta vazgeçilmeyecek bir hizmet değildi aldığım.

Ve böyle kötü bir duruma düşmeyi kendime yakıştırmadığım için, ayrılmaya karar verdim.

Konuşmaya başladım, taahüdümü hatırlattılar. Ben de HD li decoderi hatırladım .

Kiram ne zaman doluyor mal ne za man benim olacak diye sordum. 

"Böyle bir uy gulamamız yoktur ve olmamıştır " yanıtı alınca hayretler içinde kaldım.

Oysa kira bedeli düştüğü zaman alım opsiyonunuz da kalkmıştı diyebilirlerdi. Yalan söyleyerek sözlerini yemeyi tercih ettiler.

Konuşmalar kaydediliyor ama kayıtlar onlarda.

Birey olarak bu kurumla uğraşabilmek mümkün değil. Abonelikten ayrıldım. Bana çıkardıkları bir sürü zorluğu aşarak.

Ekim 2011 de, elektromarketde yıllık paketi % 45 iskonto ile sattıklarını gördüm. 

Koyu çizgiler ile yazmak gerek % 45 iskonto. Elektromarkete de verilen kar düşünülürse kurumun fiyat politikası daha iyi anlaşılacaktır.

Yetkili teknik servis, kurumun politikalarını anlayamamaktan şikayetçi. Ancak yapacak bir şey yok .

Bu işletmeler sağlıklı politikalar ile yönetilmiyor. Bu düşünce ise aşağılara inildikçe bozulan hizmet kalitesinin nedeni oluyor. Evet para kazanmak zor, bu işletmelerde birçok zorunluk içinde çalışıyorlar. Ancak  müşteri haklarının çiğnenmesinin mazereti olamaz . Bu kadar önemli hizmetleri başarı ile yapan kurumların bu halleri okyanus geçip gölde boğulmaktan daha kötü.

Bu kurumlar  çalışma modellerini bankalardan almışlar. Organizasyonlarıda bankalara çok benziyor 

Haziran 2011 , bir sms aldım.

"Kredi kartınız,adresinizde  bulunmadığınız  için teslim edilmemiştir ..." diyor.

Adresim değişeli 5 yılı oldu. Ancak bankanın anlayamadığım prosedürleri nedeni ile değişikliği bankaya bildiremedim. 6 banka ile çalışıyorum. Diğerlerinde değişikliği yaptım.

Bu banka kartı, yine eski adresime göndermiş.

Müşteri hizmetlerini aradım.

Banka müşteri hizmetlerini aramak büyük dert.

Başlangıçta 3 dakika otomatik santrali dinlemek zorundasınız. Zorunluk bunun ile de bitmiyor. Bir sürü tuşlama yapmak da gerekli. Müşteri Temsilcilerine ulaşmak, bazı zamanlarda o kadar zor ki? "Temsilciler diğer müşterilerimize bakıyor"  mesajı geliyor sürekli  otomatik santralden.

Müşteri temsilcileri meşgul de! Müşteri hakları nerede?  

Müşteri temsilcisi, kredi kartının kargo şirketinde olduğunu söyledi. Bulunduğum adresi kayda alıp  beklememi önerdiler.

On gün geçti, gelen giden yok. Seyahate çıkacağım. Dört ay başka şehirde olacağım. Yeniden bankayı aradım. Kargo şirketine ulaşmamı önerdiler.

Kargo şirketini aradım. Aramaz olsaydım. Kargo şirketinin durumu içler acısı.

Uzun, uzun bekledikten sonra, çıkan müşteri temsilcisine  durumu anlattım. Kargom nerede ve bana ne zaman gelecek sorum bu?

Görevli, güvenlik soruları soracağız dedi.

Şaşırdım.

Güvenlik ile ilgili ne durum olabilir ki? Kart verecek olsalar tamam. Çaresiz soruları yanıtladım. Doğrusu yanıtlayamadım. İş ve ev adresimi yanlış söylemişim, görevli bilgiler yanlış dedi ve tak, kafama kapadı telefonu.

Yine müşterilik haklarım çiğnenmiş ve kaba davranışla karşılanmışım. Bankayı arıyorum , anlatıyorum yaşadıklarımı. Banka müşteri temsilcisi ile adres kontrolü yapıyoruz .

Herşey doğru ama.

Banka müşteri temsilcisi özür diliyor ve kargo şirketi hakkında şikayetimi alıyor.

Ben olayı unutarak seyehatime çıkıyorum.

İki hafta geçiyor ve bir telefon geliyor.

"İyi günler kredi kartınız var, nasıl teslim edebilirim" diyor kurye.

Ben şehir dışındayım kartımı apartman görevlisine verebilirmisiniz? diye soruyorum.

Kart hakkında bilgi vermeyen şirketin kuryesi bu isteğimi kabul etmez diye düşünürken.

Peki efendim diyor.

Şaşırıyorum ve hayret ile soruyorum, sizin şirketiniz ile hoş olmayan telefon görüşmeleri yapmıştım.

Kurye hemen susuturuyor beni "efendim özür dilerim sizin gibi sikayetçi olanlar çok kusura bakmayın.

Daha çok şaşırıyorum. 

Bankanın, benim müşterilik haklarımın bu şekilde çiğnenmesine, izin vereceğini düşünmüyorum. Üstelik bu yanlış durum bankanında hoşuna gitmez sanıyorum .

Ama bankayı aradığımda yanıldığımı anlıyorum.

Kargo şirketinin, bu kaba tavrrı bankanın da bilgisinde. Onlar bankanın haklarını korumak adına bu kabalığa ses çıkarmıyorlar. Benim ise bu durumda hiç hakkım yok. Yalnızca şikayet edebiliyorum. Bu noktada sorumlu personele hesap sormak hakkım yok.

Ya bankaları ve çalışmalarını kontrol eden kurum! Haberleri var mı ? 

Kurumsal şirketler daha iyi yönetetilebilirler. Bunun için  daha şeffaf olmalarının iyi bir başlangıç olacağını düşünüyorum.  

 
Toplam blog
: 246
: 184
Kayıt tarihi
: 08.09.09
 
 

01.04.1956 doğumluyum. İnsanca yaşamın en önemli değer olduguna inanırım. Paylaşmanın önemine ina..