Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Hayat sana bir sorum olacak , zamana yolculuk sen misin?

Hayat sana bir sorum olacak , zamana yolculuk sen misin?
 

Hayat sana bir sorum olacak. Sorumsuzluğum musun en çok bana ? Yine mevsimler yer değiştiriyor. Benimsediğim kırgınlıklar geri dönüyor.geri dönmelerinden rahatsız olduğum için değil , darılma.

Zaman ilerliyor mu?
Bu soruyu sormak için dilek dilerken gördüm kendimi aynada. Ne kadar sızım varsa hepsini çıkardım cebimden şimdi. Kimliksiz aşklarımı, kimlikli yanlızlıklarımı ve hiç bir kategoriye girmeyen asimetrik sızılarımı. Asimetrik dediğime bakma, simetrik bir yanı olan hüzünler görmedim hiç. Görmek istediğim zamanlardan biridi.Yaşımı buçuklu söylediğim kada ufaktım. Büyümeye hırçındım. Babam vardı yanı başımda, büyüyünce dedi.

-Ne zaman büyünür, baba.
-Daha çok zaman geçecek evlat.
-Zaman nedir baba.
-Bu konuşmaları hatırladığın zaman evlat , işte o zaman , zaman geçmiş olacak.

Evet hayat sana bir sorum olacak cevabı bedenim, anlamı ruhum.
Zaman ben miyim hayat? Tabi hayattan ne anladığım ise , kuşkulu ve imgesel sorular sorma ironisine bağımlı bir intihar olabilir. Yanılgılardan ve yansımalardan bir ben buldum ve oynuyorum şimdi. O sıralar ise okul önlerinde simitler satarlardı, arena ekibi onları yakalardı. Büyüyordum ve büyümenin gereksinimi olarak sokaklarda simit yiyemiyordum. Anlıyordum aslında sarı ışıklı evimizin salonunda anneme yakalanmadan gizlice uyuyabilmek hayatı öğrenebilmekti. O çocuk duygularımla hissederdim annem hep bilirdi. Ve zaman akmazdı televizyonda. Parlement gece sinemaları olurdu ekranda. İşte büyümekti o an izlemeye çabalamak. Çabalamayı televizyondan öğrenmek gibi bir şanssızlığım oldu o an , tabi bunu şimdi şimdi anlıyorum

-Neden siz izliyorsunuz da ben izleyemiyorum , anne.
-Saat çok geç oldu , oğlum , yarın okulun var.
-Saat hep geç mi olur anne?
-Okulların bitince oğlum o zaman ne istersen yaparsın.

(Anne bak okullarım bitti , gece vardiyasında çalışıyorum , ünversite okuyorum ama ; Zaman hep geç oluyor yine de , ben hiç yetişemedim o zamana.)

Aslında annem de biliyordu babam da zamana yetişilmediğini. Büyük bir umuttu onların ki , büyük bir belkiydi onların umudu.

-Bir gün herşey değişecek ve çocuklarımız güzel bir dünyanın mimarları ya da o güzel dünyada yaşayan mutlu yaşamların sahipleri olacaklar.

Hayat sana bir sorum olacak. Zamana yolculuk sen misin?
Her hayat kendi zamanıyla hesaplanırsa , dakika ya da asır olarak hesaplamanın aslında pek bir farkı olmayacaktır. Sonucu kabarık göstermekten başka.Mevsimler değişirken bu kabarık hesaplar saniyelerle yarışabiliyor, belki de çok zayıf bünyemde. Anlıyorum her şeyin bir kısmını ki hepsini anlamaya yaşamımda yetmeyecek buna eminim.

Şimdi tek yaşıyorum bir odalı bir evde. Çocukluğumun şevkatinden ve bilgesinden yedi yüz kilometre uzakta. Kedin mi hissettiğim o ilk evden ve sokaklardan tam yirmi yıl uzakta? Bunları düşündükten sonra yıl olarak belirtilen zamanla mesafe olarak belirtilen amanı karşılaştırmak geliyor içimden.

Aman be! diyorum o an. Bu an. Az önceki an. Kendi hayatımın düşüncesini belirledim sanırım, özlemek ve umut etmek üzere büyümeye ölünce bile büyüyerek ölmeye yeminli bir ruh olacağım.

Hayat sana bir sorum daha vardı ama, neyse...

-Baba?
-Efendim, evlat...
-Neyse...

K.Arda Kurt 23, 40 17 mart '08

 
Toplam blog
: 10
: 403
Kayıt tarihi
: 04.09.07
 
 

Bazen inanmıyorum ruhumun gerçekliğinin bu bedende acı çekmeden yaşadığına. Bilinenlerin sığınmasınd..