Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '12

 
Kategori
Deneme
 

Hayat tavla ve satranç

Hayat tavla ve satranç
 

Hayat tavla oynamaya benziyor. Başarılı olmanız aşağıdakilere bağlı.

    -Oyunun kurallarını ne kadar iyi bildiğinize ve bu kuraları ne kadar titizlikle uyguladığınıza. Bazen kuralı bilirsiniz ama uygulamazsınız, mesela bile bile veya aceleden veya umursamazlıktan açık verirsiniz veya kırmızı ışıkta geçersiniz.

    -Karşınızdakinin kuralları ne kadar iyi bildiği ve uyguladığı.

    -Zarın iyi gelmesi, yani şansınız

    -Karşınızdakinin zarı, veya şansı

    -Zar tutup tutamadığınız

    -Karşınızdakinin zar tutup tutamadığı

    -Ne kadar risk aldığınız. Mesela açık veriyorsunuz ama rakibinizin bu açığı kırabilmesi için 6-2 atması lazım. Bu ihtimal %5.55, yani küçük bir risk ve bilerek bu riski alıyorsunuz. Buna“calculated risk” diyorlar.

    -Karşınızdakinin ne kadar risk aldığı. Daha fazla risk almak her zaman kötü sonuç doğurmaz. Rakibinizin zarı o kadar iyidir ki, veya sizin zarınız o kadar kötüdür ki, karşı tarafın çok riskli oynaması onu mars yapmak gibi daha kazançlı bir sonuca götürebilir. Ancak uzun vadede, devamlı fazla risk alanın, büyük adetler kanununa, kaybetme ihtimali %50 den fazladır, (law of large numbers).

    -Zar tutmanın dışında zarlara ne kadar hükmedebildiğiniz. Bu mümkündür, biraz kendinizi eğitmeniz lazım. Bunu kolaylaştırmanın yolları var. Malüm bir zarda sekiz köşe var ve bunlar hep dik açı yapan sivri uçlar. Bir de sivri uçları bir miktar törpülenmiş (veya yuvarlatılmış) zarlar var. Bu zarları attığınız zaman çok dönüyor. İşte bu zarlarla istediğiniz zarı etirme şansınız daha fazla. Hele istediğiniz tek bir zar ise, mesela sadece bir tane altıya ihtiyacınız varsa, veya iki zardan bir tanesi durmuş ve altı gelmişse ve siz ikincinin de altıgelmesine konsantre olursanız o ikinci zarı altı getirebilme şansınız epeyce yüksek. Mesela 10 defa denerseniz belki üç defa istediğiniz zarıgetirebilrisiniz. Tabii bu da bir eğitim işi.Dün akşam TV de izledim, bir çocuk Hülya Avşar’ın elindeki anahtarı uzaktan bakarak eğdi. Uzaktan bakarak anahtar eğilebiliyorsa, dönen zarı istediğin sayıda durdurabilmek de mümkün olsa gerek. Son yıllarda yayınlanan birçok kitap var. İstemenin, çok istemenin, istediğimiz şeye konsantre olmanın hayatta istediğimiz şeylerin olmasını ne kadar etkileyebildiği hakkında; buna da “will power” deniyor.

    -Rakibinizin size uyguladığı psikolojik harp. Tavlada bu meşhurdur. Karşı taraf sizin asabınızı bozmaya çalışır. Bir defa bozarsa gerçekten de gele atmaya başlarsınız. Tabi aynı şeyi siz de rakibinize yapabilirsiniz. Hayatta da böyle.

    -Seyirciler. Bazen seyirciler de oyunun mukadderatına etki ederler. Hayatta da böyle. Sizin veya rakibinizin tarafını tutarak, “ yanlış oynadın, bak böyle oynasaydın daha iyi olurdu” gibilerden gereksiz müdahalelerde bulunarak vesaire, sizin veya rakibinizin oyununu bozabilirler. Hayatta da böyle, bazen etrafınızdakiler gerekli gereksiz, yalan yanlış akıl vererek, tenkitlerde bulunarak amacınıza ulaşmanıza engel olabilirler.

Satranç ise böyle değil. Satrançda şans diye bir şey yoktur. Sizin muhtemel hamleleriniz karşısında rakibinizin muhtemel hamleleri neler olabilir, ona karşı sizin mukabil hamleniz ne olur, buna karşı rakip nasıl oynayabilir vesaire hep hesap etmeniz lazım.Bu hesap, yani ihtimal hesapları (probabilities) pek kolay birşey değildir. Zeka da ister, bilgi de ister, sabır da ister. Tabi satranç kurallarını, oyun kurmayı, iyi bir açılışyapmayı, bitirme hamlelerini falan da çok iyi bilmeniz lazım.Bu bakımlardan satraç hayata simüle edilemez. Çünkü hayatta kararları alırken çoğu zaman başka faktörlerin etkisi daha ağır basıyor. Şans, içinde bulunduğumuz şartlar, duygularımız, vesaire. Bu bakımdan sanki hayat tavlaya daha çok benziyor.

A.Adnan İnal

23 Aralık 2012

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..