Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '21

 
Kategori
Psikoloji
 

Hayat ve şekillendirme

İnsanoğlu değişik bir canlıdır.

Eni doğduğumuz zaman, korunmaya muhtacızdır.

Korunma olmasa, bizi annemiz beslemese, açlıktan ölürüz.

Ama bir hayvan böyle değildir. Doğar doğmaz ayağa kalkar, yiyeceğimi arar, bulur beslenir. Bir hayvanın bu özeliğine bir çocuk ancak 10-11 aylıkken erişebilir. Ama insan büyüdüğü zaman, tüm etrafındaki canlıları aklıyla kontrol altına alır. Kontrol eder.

Ama zeka bize bazen acı da verir.

Mesela insan oğlu parayı bulmuştur, sonra kendi bulduğu bu paraya köle olmuştur. Her ne kadar mal mülk önemli değil desek de, para hayatımız da çok önemlidir. Parasına göre insanlara değer veririz. Parası olana herkes saygı ile yaklaşır. Ama parasız olan, sokak da yaşayan bir insana da değer vermeyiz, hatta onu hor da görürüz.

Yaşadığımız çevreyi biz seçemeyiz, ama daha sonra çevremize uyum sağlarız, elimizden geldiği kadar onu değiştiririz, bu değiştirme kötü anlamda da olabilir. Ev yapmak için, ormanları yok edebiliriz. Eğer bir yatırımcı isek, daha çok ağaç kesip, ormanı yok edip,  daha çok ev yapıp daha çok para kazanmak isteriz. Aklımız öyle söyler.  Bunları yaparken kaybettiklerimiz görmeyiz.

Nerede doğduğumuzu seçemeyiz. Mesela zengin bir ailede doğabilir, fakir bir ailede de. Ama büyüdükçe yaşadığımız çevreye uyum sağlarız.

Dünyanın, kendine göre bir yapısı vardır. Her ülkede bu farklılık gösterir. Biz Türkiye de doğduk, buradaki örf adetlere göre yetişiriz, bunlara uyum sağlarız. Bu adetlere göre gündelik hayatımız şekillenir. Ama Almanya’da doğmuş olsaydık, oranın adetlerine göre büyüyecektik, eğitim alacaktık. Bunlar toplumu da değiştiriyor. Mesela Almanya da eğitim alan bir mühendis, bir BMW, bir auid, bir Mercedesi; Volswageni  yapabiliyor. Aynı eğitim Türkiyede’deki üniversitelerde de  veriliyor. Ama bizim mühendislerimiz Almanya marka olan bu araçları yapamıyor, bu marka olan araçları? Sorun sizce nerededir?  Bunlar bizim elimizde olan, değiştirmeye çalışıp, değiştirememediğiz olaylardır.

Örf adetlerde öyledir. Bizim örf adetlerimizi biz beğenir, ama Almanlarınkini beğenmeyiz. Mesela bir Alman için bira hayatın olmazsa olmaz parçasıdır, ama bize göre bu durum tersdir, normalde görmeyiz, yadırgarız bu durumu.  

Hayata geliriz, onu şekillendirmeye çalışırız. Yapamazsak, strese girdiğimiz de olur. Oyse hepimiz biliriz ki, olayları akışına bırakırsak, daha mutlu olabiliriz.  

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..