Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '13

 
Kategori
Kitap
 

Hayat yollarında

Hayat yollarında
 

Panait Istrati


Bir kitap eleştirisi yaparken eserin yazarı için; ''Şurada doğdu, şunları yaptı, bunları yazdı ve sonunda da her ölümlü gibi aramızdan ayrıldı'' sözlerini detaylandırıp, uzata uzata yazmanın hala ne anlama geldiğini çözebilmiş değilim.

Ansiklopedik kes yapıştır bilgileriyle, global bilgisayar hafızasını çökertmeye gayret etmenin kime ne faydası olabilir? Eğer gerçekten de bir yazarın hayat öyküsünü öğrenmek istiyorsanız, her yerde bu bilgiler zaten defalarca tekrar edilmiştir. Sizin o kişinin yaşamına dair bir saptamanız ya da eseri ile ilgili farklı bir değerlendirmeniz varsa bunun ancak o zaman bir değeri olur, olabilir diye düşünürüm.

Panait Istrati, dünya edebiyatına mal olmuş eserlerini Fransızca yazmış bir Romanyalıdır. Yokluklar içinde başlayan hayatında, doğru insanları kerteriz alma yetisini gösterip, insan sevgisi ile yoğunlaşmış duygularını özellikle maceralı seyahatlerindeki çevre tasvirleri ile de taçlandırarak okura yansıtmştır.

İki bölüm olarak değerlendirilebilecek olan 'Hayat Yollarında' adlı kitabının ilk bölümü; onun daha henüz çocukken dördüncü sınıfta okulu bırakması sonrasında başından geçenleri, kurduğu dostlukları ve hayata dair ilk gözlemlerini içerir. İkinci bölümde ise Marsilya'ya gitmeyi kafasına koymuş bir Istrati ve maceralarını okuruz.

Romanya'nın Tuna Nehri üzerinde kurulu ve aynı zamanda ülkenin ikinci büyük liman kenti de olan Braila (İbrail)'de annesi ile beraber okul müdürünün karşısındadırlar. Müdür dördüncü sınıfı bitirmiş Panait'e diplomasını uzatırken annesine bir kez daha sorar, ''Bu çocuğu ne yapmak niyetindesiniz?''.

Annesi gündelik çamaşır yıkayan Panait, daha fazla okuyamayacaktır. Okulun müdürü ve aynı zamanda da Panait'in öğretmeni olan Moisesku, daha önceki öğretmenlerinden yediği dayaklar yüzünden neredeyse okulu bırakacak bir sınıfı 'adam etmiştir'. Panait, öğretmenini daima kendisine okumayı sevdiren saygıdeğer bir insan olarak anacaktır.
Hayalleri üzerine hayatını inşa eder. Umutları vardır ve bunlar için savaşacaktır. Gerçekleşmesi ya da nefesininin yetip yetmemesi o kadar da önemli değildir, mühim olan belirlenmiş bir amaç ve o uğurda verilen mücadelenin insana verdiği keyiftir.
İlk başta dayısının yanına bir meyhaneye yardımcı olarak girer ama ''Akraba yanında çalışmak insanı tembelleştirip, şımartır'' düşüncesi, Panait'i mecburen başka bir iş aramaya yöneltir.

O zamanlar çalışma yaşı gelen evlatlarla ilgili genel kanı, ''Evlat itaatli, uslu, akıllı olsun, hangi işe konulursa orada eskisin, öyle süpürge gibi kapı kapı sürtmesin'' şeklindedir.
Kendi başına gider bir Rum meyhanesinde iş bulur. İlk ezilmeler, haksızlıklar, emeğinin karşılığını alamamalar hepsini bu meyhanede yaşar.
Devrimlerin ancak çocukluğun saflığıyla yapıldığı zaman daha iyi günlerin geleceğine inanır. ''Çocukluktan çıktı mı insan canavar kesilir, riyakarca başka bir kalıba girerek hayatı inkar eder'' der.

Patronları Kir Leonida ve Barba Zanetto, kasadar Demetr kadar zalim olmasalar da yine de meyhanede günde on sekiz saat çalışıp, yılda da sadece noel ve paskalyada olmak üzere iki gün tatil yaparak iki sene geçirmesinin neredeyse tek nedeni, 'Kaptan Mavromati' ile kurduğu özel dostluktur.
Kaptanın kendisine armağan ettiği sözlük, Rumca öğrenerek müşterilerle her gün daha iyi ilişkiler kurması ve kasadar Demetr'in yolsuzluklarını ortaya çıkarması sonucu artık işyerinde 'forsu' da artmıştır ki...

İkinci bölümde, ideal bir sevgili gibi uğrunda yanıp tutuştuğu Fransa'ya ulaşma yolunda başına gelenleri anlatır.

Kendisini vazgeçmeyeceğini bile bile bu kararından geri döndürmeye çalışan dostu ile vedalaşıp ayrılmalarını, cebindeki yok denecek kadar bir para ile kaçak olarak Marsilya'ya giden bir gemiye binişini, gemi görevlileri tarafından yakalanıp 'Onu görmeli ancak ondan sonra ölmeli' denilen Napoli'de bırakılışını ve çektiği sefaleti anlatırken, sadece insanlar değil çevreyi de büyüleyici bir şekilde tasvir eder.
Panait Istrati'nin diğer kitapları gibi 'Hayat Yollarında'sı da özellikle Yaşar Nabi Nayır'ın 'muhteşem' çevirisi ile, ilk gençlikte okunması gereken temel kitaplar içerisindedir.

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..