Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '14

 
Kategori
Öykü
 

Hayata gülümserken...

Hayata gülümserken...
 

St Petersburg'dan sevgilerle...


Hayata gülümseyen gözlerle baktı Kudreto. Masmavi gözleri ve bembeyaz sakalları vardı. Henüz 45’ ine varmamıştı. Aynada şöyle bir yüzüne baktı: Burnu son derece iri ve kusurluydu. Yüzü şekilliydi; elmacık kemikleri çıkıntılıydı. Tıpkı resim yaparmışçasına inceledi yüzünü ve hayatını aynada...

Aklına aşık olduğu kadını getirdi; yemyeşil gözlü Anieska’yı. Bembeyaz pürüzsüz teniyle, 168 cm boyuyla kusursuz bir kadındı...İlk tanıştıklarında sadece 18 yaşındaydı Anieska. Karlı bir St Petersburg sabahında yer, yer kar tutmuş yaşlı sokaklarda dolaşırken, ıslaklıktan kurtulmak için otobüse binmişti. İşte orada, o an, göz göze gelmişlerdi. Kırmızı dudakları ve kırmızı mini eteği, elle çizilmişçesine mükemmel kalkık burnu ve Mangavari kocaman yeşil gözleriyle, kalbine aşk olarak girmişti. Hiç beceremediği girişkenlikle yanına oturup “ben Kudreto” demişti. Sönük bir gülümsemeyle karşılaşmış olmasına rağmen bocalamamıştı Kudreto. “Size birşey itiraf edeceğim” diye devam etti; “Size aşık oldum”...Cevap verememişti Anieska ve hatta duymazdan gelmişti o anı.

Berabercek otobüsten inip Nevisky bulvarında yürümüşlerdi. Ve hatta anlamsız bir biçimde St Catherina kilisesine girerek mum yakmışlardı. İkisinin de dilekleri kendilerineydi fakat Kudreto kesinlikle Anieska ile birleşmeyi hayal etmişti. Ve dedi ki kedi kendine; “aşk bir varolma anı mı, yoksa varlığını yitirme mi?”.

Felsefe okuyan biri için saçma olmayacak bir cümleydi bu! Oysa ki aşkta felsefe veyahutta kural yoktur! Aşk bir kapıdır; önünde durup açmak lazım gelir. Ve öyle yaptı Kudreto; her adımda biraz daha Anieska’ya doğru ilerliyordu. Ona dedi ki “Saçların gerçekten kızıl mı?”. Ne önemi vardı ki? Sonrasında utandı.

“Evet, kendi rengim”...

Ve aşk kaçamak, kaçamak Anieska’nın bakışlarını sarmaya başlamıştı. Kudreto, yüksek IQ’lü beyni ve düşük EQ’lu davranışlarıyla, herşeye rağmen kızın gönlünü çalmayı başarmıştı. Bunun en önemli sebebi, bütün bunlardan bağımsız, masmavi gözleri ve İsavari dimdik duruşuydu. Omuzlu ve çatılı bir adamdı. Sözleri kadar, gözleriyle konuşmasını biliyordu. Doğaldı ve karizmatik gözükecek kadar karmaşık bir ruh hali vardı.

Kendilerini Moskova tren hattı garının bir kafesinde buldular. Anieska buhulu yeşil gözleriyle yüzüne baktı ve dedi ki;

“Ben hem beş parasız, hem de çok yalnızım!”.

Kudreto, onun ellerini, ellerinin içine alarak sakince konuştu: “Bundan sonra seni hiç bırakmayacağım”.

Anieska, hıçkıra, hıçkıra ağlamaya başladı ve sımsıkı bir biçimde Kudreto’nun boynuna sarıldı. Ve öylecek kalakaldılar hayatta ve birbirleriyle!

Ve hayat onlara, ömürlerinde 20 sene utanmaz bir cömertlikte, kesintisiz bir aşk verdi.

Ve bugün Kudreto aynaya baktığında, anlıyordu k,i bu kadını hayatının sonuna kadar sevecekti...    

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..