Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '13

 
Kategori
Deneme
 

Hayata veda

Hayata veda
 

Canım BABAM'a...


Gözlerim birden büyüdü. Kafamın tam tepesinden akmaya başlayan kan, şakaklarımdan aşağı doğru akarken gözyaşlarımla karışıyordu. O koyu kıvamlı, keskin kokulu sıvı gözümden akan tuzlu suyla birleşiyor ve pembemsi bir renk alıyordu.

Başımın üzerindeki ağırlık kalktı. Dizlerimin içindeki sıvı çekilmiş ve kemiklerim birbirine sürtmeye başlamıştı. Tam bu sırada dizlerimin üzerine düştüm. Onun baldırları tam karşımdaydı. Tam karşımda duran baldırlarının hizasında elinde kocaman bir taş parçası tutuyordu. Kuvvetli bir rüzgarla kökünden kopmuş bir kavak gibi sol tarafıma doğru devrildim. Kanın daha az aktığı sol şakağımın üzerine yıkıldım.

Kafam bir top gibi 2 kere sektikten sonra kanamanın acısı büyük bir basınçla gözlerimdeki yaşları artırdı. Tek görebildiğim kaldırım taşlarının simetrik üçgen desenlerinin üzerinde yavaşça ilerleyen bir tsunami ve bu tsunamiden kaçmaya çalışan, ağızlarındaki ekmek parçalarından bir an olsun kopmayan karıncalardı. Kırmızı tsunami önündeki 3 karıncayı içine çekti. Kim bilir, ağızlarındaki ekmekle kaç bebek beslenecekti. Tıpkı benim elimdeki erzak torbasından saçılan 2 patates, 3 biber ve yarısı çürümüş patlıcanla beslenecek çocuklar gibi. "Ahh nerden çıktı şimdi bu kan, taptaze ekmek bayatlayacak. Çocuklar yine bayat ekmek yiyecek."

Şu halimde mi geçmişti bu düşünceler beynimden? Kırmızı tsunami küçük bir tepe buldu bu arada. Tsunami artık bir çağlayan oluşturmuştu. Nerde kaldı bu cankurtaran. Neden hiç kimse gelip yardım etmiyor.

Doğrulmaya çalışıyorum. Sağ elimi yerdeki kan gölüne bırakıyorum. ama nafile!! Aman tanrım, olamaz?  Alyansım!!

Alyansım kan oldu. 4 senedir gözüm gibi bakıyorum onlara. 4 sene oldu çocuklarımın annesi öleli. 4 senedir çıkarmadım o alyansı parmaklarımdan. Pırıl pırıl, ama artık kanlı. Kan var üzerinde. Hemen temizlemem lazım. Çocuklar görmeden temizlemeliyim. Hem bu halde yemek yapamam. Nihayet yardım geldi. Bir el uzanıyor. Hadi cankurtaran çağır, beni ayağa kaldır demek istiyorum ama kelimeler çıkmıyor ki ağzımdan. Gözlerim açık mı gerçekten bunu da merak eder oldum. Hayır kolumdan tutarak kaldır beni ayağa, pantolonumdan değil. Cebimden tutarak kaldıramazsın. Cebimmmm? Aman  tanrım bu el yardım için değil! Aradığını bulamayan bir el. Sinirle ceplerimden çıkıyor. Ceplerimin boş olduğundan hoşnut olmayacak ki, bir uğultu duyuyorum. Anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum. Kulaklarım duymaz oldu sanki. Gözlerim akan yaşlardan olacak ki artık buğulu görmeye başladı. Ne görüyor ne duyabilir ne konuşabiliyorum.

Yardıma gelen yok. Konuşamamak, duyamamak, görememek ve hareket edememek. Ama hissedebiliyorum. Ellerindeki nasırların pürüzlerini hissediyorum. Çaresizim. Resmen bu adamın nasırlı parmaklarının arkasına hapsoldum. Şimdide elimi tuttu. Olamaz bırak onu diyerek haykırmak istiyorum ama haykıramıyorum sesim bir inilti sadece. Alyansım!! Parmaklarımın arasından akıp gitti. Adamın nasırlı parmaklıklarına hapsolmanın yanında, yüreğimin yaşanmamışlıklar kuyusunun dibini boyluyorum şu anda. Adımları hızlı. Topukları kalçasına çarpıyor kaçarken. Ve ben buğulu bir cama bakar gibi bakıyorum o adamın silüetine. Hüzünlü, eşimin hatıraları ve çocuklarımın yalnızlığına gömülüyorum o anda dualar eşliğinde… 

 
Toplam blog
: 4
: 446
Kayıt tarihi
: 05.05.11
 
 

Uzunca bir eğitim hayatından sonra öğretmenliğe genç denecek bir yaşta adım attım. Diyarbakır'ın Çer..