Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Hayatımız beklemekle geçiyor

Hayatımız beklemekle geçiyor
 

Kabül etsek de etmesek de beklemekle geçiyor hayatımız. Bu dünyaya gelmek için bile dokuz ay bekliyoruz.

Dünyaya gelmekle iş bitmiyor. Bu sefer ebebeynlerimizi beklentiye sokarız. Dişlerimiz ne zaman çıkacak? Ne zaman ana, baba diyeceğiz? Ne zaman ayağa kalkacağız?

Hele bunlarda bir gecikme olsun, hemen doktorların kapılarını aşındırır anne-babamız.

Başka şeyleri de bekleriz. Babamız, annemiz işe gidiyorsa, onların eve dönmelerini bekleriz.

Biz büyüyüp, okula başlayınca, bu sefer anne babamız ya da evde kim varsa, “Ne zaman eve döneceğiz?” diye beklemeye başlarlar.

Hep bekleriz. Sömestre tatili olur, karne bekleriz. Kırıklarız varsa, bu beklentimizin uzamasını isteriz, ama elimizden bir şey gelmez. Karneyi alınca meraklı bakışlarla anne, babamız evde, karneyi görmek için bizi beklerler.

Büyürüz, ergenlik çağına gireriz. Bu sefer erkek isek, kızları beklemeye başlarız. Heyecanla bekleriz, gelecek olan hatun kişiyi. Onlar da beklettirmeyi severler, “ağaç olmak” terimi erkeklerin kızları uzun bekletmeleri ifade etmek için kullanılır.

Lise yıllarında, üniversite hayalleri kurar, bunun beklentisine gireriz, bunun içinde kurslarda hayatımızı geçiririz.

Zaman geçtikçe beklentilerimiz de değişir, üniversiteye başladığımız zaman bitirmeyi, bitirince erkek isek askere gitmeyi bekleriz. Askere gideriz, elimize bir takvim alıp, biz ve yakınlarımız hep birlikde tezkere alacağımız günü bekleriz. Askerlik biter, akabinde iş bulmayı bekleriz. Tercihen şu özellikleri olan diye başlayan ilanlarda kendimize uygun bir iş çıkmasını bekleriz. İş buldukdan sonra da geçmez beklentilerimiz. Yenileri eklenir. Mesela pazartesi günü, Cuma gününün gelmesini, hafta sonu tatilinin gelmesini bekleriz.

Her telefon çalışında, istediğimiz kişinin aramasını, dara düşmüşsek, birilerinin gelip bize yardım etmesini bekleriz.

Hafta sonu lig maçları oynanır, aynı günün akşamı maçlarda yapılan pozisyon hataları ile ilgili spor yazarlarımızın yorulmanı bekleriz.

Bazen yakınımızdakilerin çok zararını görürüz. İkiyüzlülükleri ile karşılaşırız. Bizi anlayan, üzmeyen, dertlerimizi paylaşacak güvenilir bir dost bekleriz.

Yaşlanırız, bir ayağımız çukurda deyip, kefen bezi, mezar yeri alıp, ölümü bekleriz.

Hayatımız hep beklemekle geçiyor. Beklemek, özlemek, kavuşmak belki güzel duygular ama, bu beklentiler bugünü yaşamımızı engelliyorsa üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Hep beklesek de bugünü yaşayalım. Mutlulukları ertelemeyelim. Yarım kimseye garanti edilmemiştir.

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..