- Kategori
- Sivil Toplum
Hayatımız kumar
Ülkemizde ki en matrak yasaklardan biridir kumar. Dün akşam haber bültenlerinde Sn. Mehmet Ali Erbil’in kumar oynarken gözaltına alındığı iddiası ve daha sonra kendisi tarafından olayın o şekilde olmadığı açıklaması yer aldı. Bu olayın ne şekilde olduğunun ya da olmadığının önemi yok. Aşağıdaki yazıya bakıp benim Sn. Erbil’ i savunduğum gibi bir düşünce de akıllara gelmesin. Ayrıca kimsenin benim savunmama ihtiyacı yok. Bu konuyu kumar yasağının getirildiği günlerde defalarca Açık Radyo’ da Sn. Ömer Madra ve Sn. Şerif Erol ile canlı yayında konuştum ve Açık Site’ de yazdım. Ben olayın tamamen kavram tarafındayım. Madem bugünlerde özgürlükleri çok konuşuyoruz bunu da yeniden konuşmalıyız. Bakalım biz sadece hoşumuza giden özgürlüklerden mi yanayız, yoksa konudan bağımsız şiddet içermediği, hedeflemediği, desteklemediği veya eylemin icrası sırasında bir şekilde başkalarının fiziksel sağlığına zarar vermediği sürece özgürlük kavramının kendisinden mi yanayız.
Ve bu tartışmaya geçebilmek için önce bazı kavramlarda mutabık olmalıyız.
Eğer bu kavramlarda mutabıksak sizce kumarın yasak olmasının ne faydası var? İlk olarak iradesine hakim, kumarı sadece bir eğlence olarak gören ve geliri ile orantılı olarak nadiren legal, denetlenen bir yerde oynayan ve huzur içinde kendisine, ailesine zarar vermeyecek bir meblağı büyük olasılık kaybeden ve efendice kalkıp gitmesini bilen bir insana neden yasak koyacaksınız? Evet gerçekten bireysel özgürlüklerden, AB ülkeleri kadar özgürlüklerden yanaysak neden Sn. Erbil veya bir başkası alenen yasal bir işletmede oynayamayacak? Doğrudur kumarhaneler için geçmişte bir çok kara para aklama veya tehditle oynatılma iddialarıda gündeme gelmiştir. Ama kayıt altında olmayan her branş bir zamanlar Sn. Enis Berberoğlu’ nun yazdığı gibi bir kara para kaynağı olabilir veya ona dönüşebilir. Bugün bir pazar yerine gidin, etrafa bakın kaç tane seyyar satıcı ile ne kadar büyük bir cironun kayıtsız döndüğünü görmeyecekmisiniz? Ayrıca bugün gazete haberleri içerisinde tehditle para toplamak, kapkaç sıradan sayılabilecek olaylar. Denetleyemiyorsak o zaman yasak mı koymalıyız ? Ama o zaman sınır nerede ? Alınan tüm önlemlere ve yapılan duble yollara rağmen aşırı hız! Kazalarını önleyemiyoruz. Üstelik ölümlü. O zaman araba kullanmayı toptan mı yasaklayalım ne yapalım? Doğrudur televizyonlarda kumarhane önünde intihar eden insan görüntüleri de yayınlandı ? Ama bir dakika, insanların ruhsal sorunları, duracakları noktayı bilememeleri nedeni ile intihar etmelerini toplumun tamamının yapabileceği bir davranış olarak kabul edip herkese yasak mı koymalıyız ? Ama o zaman obezite sorunları / ölümleri için ne yapacağız? Evet üstelik toplumumuzda giderek fast food denen beslenme tarzına bir kayış var. İçimizde yemeden duramayanlar var? Fast food lokantalarının görünürde ucuz gibi durup ne kadar pahalı olduklarını da tartışabiliriz üstelik. Ama yine bir dakika, sizce de iş karışmaya başlamadı mı? Bir kişi intihar etti diye legal bir işletmeyi kapatıyorsak o zaman kitlesel obezite olasılığı için tüm fast food lokantalarını mı yasaklayacağız? Ya da ne yapacağız? Eğer sorunun çözümü=yasak ise anlayışımız duracağımız nokta neresi ? Örneğin alkolun aşırı derecede tüketimi son derece zararlı. Biz kimin ne kadar tükettiğini bilemeyiz öğle değil mi? O zaman açıkça alkol toptan yasaktır diyelim. Üzüm bağlarını sadece meyvelik yapalım. İthalatı da yasaklayalım bitsin bu iş. Çünkü bu mantıkla birileri parasını içkiye yatırıp her gece zil zurna sarhoş oluyor diye bende potansiyel alkolik kabul edilebilirim. Kurtarın beni. Ayda yılda bir sevdiklerimle bir kadeh şarap içmiyeyim.
Evet sayın okurlar çok uzattım. (Her zamanki gibi.) Ama yasak çok zor bir kavramdır. Hem de demokrat olduğumuzu -üstelik de hepimiz- iddia ediyorsak. Yasak sadece şiddete ve başkalarının haklarına tecavüze yönelik olmalıdır. Bunun dışında her şey bireysel özgürlüğe girer. Serbestlik denetlenemezlik değildir. Kumarhaneler dünyada hangi kriterlere göre açılıp, kuralları ve denetleme mekanizmaları ne ise Türkiye’ de de aynı mantıkla serbest olmalıdır. Ama anne babadan başlayarak her konuda tutkunun ve tabi ki kumarda da bağımlılığın ne kadar zararlı olduğu çocuklarımıza eğitiminin her seviyesinde anlatılmalıdır. Ancak reşit olan özgür olur savındaysak reşit ve akli yeterliliği olana da karışamayız.
Son sözüm iyi düşünelim. Hepimiz gerçekten demokrat ve özgürlüklerden yanamıyız, yoksa, bizim –benim- uygun gördüğüm davranış biçiminin herkesin özgürce! benimsemesi gereken davranış biçimi olduğu inancındamıyız. Sayın okurlar sorun içimizde ve düzelmeyecek.
Not: Kumarın serbest olmasının ekonomiye sağlayacağı katkılar konusuna girmiyorum. Ben bir kuruş fayda sağlamasa dahi sadece kendimizle tutarlı olmak adına serbestliğini savunuyorum.