Hayatımızın kararları

Öyle zamanlar gelir ki anlaşılmaz bir kararsızlık yaşarız. Aldığımız eğitim yaşadığımız ortam,
Prensiplerimiz, dostlarımızın uyarıları etken olabilmektedir ancak şu bir gerçektir ki verdiğimiz kararların doğruluğu ve isabeti hatta hataları yaşamımızı büyük ölçüde etkilemektedir.
Özellikle hayatımızın kararı diyebileceğimiz kararları almak son derece zordur ama bence hayatınızın kararlarını almakta asla tereddüt bile etmeyin. Çünkü alınmış bir karar alınmamış karardan bin kere daha evladır. Sonucu ne olursa olsun, hiç mi değilse “keşke” diyemezsiniz…
İnsanlar hayatları boyunca verecekleri kararların ardından yaşamak zorunda kalırlar. Örneğin seçtiğimiz bir eğitim sistemi mesleğimiz belirler ve ömrümüz boyunca o meslek sayesinde geçimimizi sağlarız.
Seçtiğimiz kadınla adamla evleniriz, ömrümüz boyunca onunla evli kalırız ve çocuklarımızın doğumuna birlikte şahit olur büyütürüz.
Beğendiğimiz istediğimiz arabayı evi alır, keyfini çıkararak kullanır ve otururuz. Arabamızı istersek kendimize göre modifiye ettirir evimizi keyfimize zevkimize göre boyatır, döşer bahçemizde en beğendiğimiz çiçekleri yetiştiririz.
İnsanın yaşamı boyunca en fazla zamanı alan şey seçtiği işidir. Bana sorarsanız bu kadar uzun ve önemli olan bir konuda eğitim alınması gerekir. Yani hangi işi yapmak istiyorsak o konuda eğitim almamız lazım. Ömrümüz boyunca sürdüreceğimiz yaşantımız hakkında karar vermekten asla korkmayalım, bu kararı uygulamak zorunda olmak hiç de korkulacak bir durum değildir. Bir kere şunu kesinlikle söyleyebilirim; tereddüt ettiğiniz halde ve emin olmadığınız durumlarda verdiğiniz kararlar asla hayatınızı kararı değildir.
Sevdiğinize inandığınız bir ömür boyu yaşamaktan onur ve mutluluk duyacağınıza inandığınız adamın kadının doğru adam kadın olduğuna inanıysanız hayatınız en büyük kararını vermekten asla vazgeçmeyin. Bir kere daha düşünelim düşünmeliyiz dediğiniz de bu karar hayatınız kararı değildir bunu bilin.
Hangi konuda olursa olsun vazgeçemeyeceğiniz bir kararı verirken son derece dikkatli olun. Yeterince istediğinizden, istediğinizle karşınıza gelenin aynı olduğundan emin olun, tereddüt etmeyin.
Alacağımız her türlü yanlış kararın sorumlusu sizsiniz. Yani, biziz…
Hiç kimse verdiği kararlar yüzünden asla yargılanamaz, karaların sorumluluğu da bize aittir.
Bir başka gerçek daha vardır, verdiğimiz kararları uygularken yanlış yapma ihtimalimiz de vardır, eğer sadece yapmamız gerektiğine düşünür ve kendimizi ona odaklarsak yapacağımız işlerde hata yapma ihtimali yüksektir. Özellikle hayatımızın tamamını etkileyecek kararları alırken en ufak bir tereddüdümüz varsa yaşamımız boyunca etkisi alacağımız sorunlarla karşılaşmamız mümkündür. Onun için hayatımızın kararlarını alırken kesinlikle tereddüt etmememiz lazım.
Dedim ya aldığımız kararlar yüzünden hiç kimse bizi yargılayamaz sorumluluğu tamamen kendimize aittir. Kimseye sevdiğimiz adamı kadını seçtiğimizi aldığımız evin arabanın kendimize ait olduğunu veya olmadığını söylemek zorunda değiliz. Kendinizi söylemek zorunda hissediyorsanız öncelikle verdiğiniz kararların doğruluğundan emin olun.
Zaten sizi şüpheye düşüren konular varsa bunları bir çırpıda çözmeniz mümkün değildir, böyle zamanlarda yapılacak en doğru iş alacağınızı kararları erteleyin. Kendinizden eminseniz verdiğiniz kararlara seçtiklerinize güvenmenize hiç kimsenin engel olmasına da izin vermeyin…
Bizim ülkemizde verdiğimiz kararlara etki olan çok insanlar vardır hayatımızda. Önce ailemiz de bir sahiplenme güdüsü var ki yaşantımızın hemen her aşamasında karşımıza çıkar. Bugün bir çok bölge de kendi eşini seçme imkânı yoktur, hala görücü usulü vardır. Seçme hakkı ellerinden alınmıştır…
İstediği eğitimi alamayan beğendiklerini giyemeyen hatta ne acıdır ki istediği müziği dinleyemeyen istediği diziyi ya da sinemayı izleyemeyenler var. Bu da hayatın bir parçası ve gerçeğidir.
O yüzden diyorum ki eğer size verilen böyle bir imkân varsa hayatınızın kararlarını almaktan asla tereddüt etmeyin ve korkmayın, inanıyor ve güveniyorsanız mutlaka uygulayın…
Keşke dediklerimiz aslında asıl isteyip de yapamadıklarımızdan oluştu mu “mutsuzluk” merdivenin ilk basamağını kendi elimizle çakmışız demektir…
Rahmetli babam derdi ki; Eğer içinizde azıcık şüphe varsa ardında sığınılacak onlarca YALAN vardır…
Bunun sebebi de tereddütlerimizdir…
Yaşam da benim hakkım dediğimiz her şey ertelenmeyecek kadar güzeldir…

Erdoğan Özgenç