Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '14

 
Kategori
Matematik
 

Hayatımızın matematiği

Hayatımızın matematiği
 

 Matematik üzerine söylenen birçok söz vardır: Matematikte gördüğümüz bu konular günlük hayatta ne işimize yarayacak? Boşu boşuna unutacağımız bir sürü formül ezberliyoruz. Pazardan elma alırken “ log 42 kg elma verir misiniz?” mi diyeceğiz? Bu kadar çok şeyi aklımızda tutmak zorunda mıyız? Matematik çok zor... Bu listeyi uzatmak mümkün. Matematik üzerine olumlu şeyler söyleyen kişilerle pek karşılaşamıyoruz sanırım. Peki nedir bu matematik? Üzerine söylenen bu olumsuz fikirlerin doğruluk payı var mıdır? Neden matematik eğitimi bu kadar önemlidir?
 Öncelikle şunu söylemeliyim ki matematik soyut bir bilimdir. Soyut ve sayısal zekamızın gelişimi için oldukça önemlidir. Bununla birlikte geometriyi, hacimleri ve oranları algılamamız, iyi bir analiz yapabilmemiz için matematik olmazsa olmaz bir koşuldur bizim için.
 Nereden bakarsak bakalım, matematik biz farkına varamasak da yaşamımızın tümüne yayılmıştır. Galileo’nin de dediği gibi "Evren matematik dilinde yazılmıştır ve insan olarak onda yazılan kelimeleri matematik olmaksızın anlamamız imkansızdır."  Yaşadığımız evren bile mükemmel matematiksel ölçüler üzerine kurulmuştur. 24 saatin bir günü oluşturması, 21 Haziran’da 23°27' Kuzey enlemi (yengeç dönencesi) güneş ışınlarını dik açı ile alması matematiğin hayatımızda hep olduğu anlamını taşır. Bununla beraber bahsettiğim örneklerden de anlaşılacağı üzere birçok bilim dalına fayda sağlar ve öncülük eder. Coğrafyadan fiziğe, biyolojiden kimyaya kadar hepsinin matematiğe ihtiyacı vardır.
 Bu kadar şey üzerine matematiğin gereksiz olduğunu savunmam aptallık olurdu. Ama erken öğrenmek zorunda olduğumuz konuların saçma olduğunu savunan kesime de katılmıyor değilim. Mutlaka konuların bir faydası vardır. Örneğin, integral. Gereksiz olduğunu söyleyip yakınıyoruz ama uçak yapımında kullanıldığını çoğumuz bilmiyoruzdur. Ben "Öğrenmeyelim, ne işimize yarar?" demiyorum sadece bunları seçtiğimiz alana göre öğrenmek zorunda olduğumuzda öğrensek daha olur diye düşünüyorum. Yani şu anda bunları sadece üniversite sınavında çıkacağı için öğreniyor gibiyiz. Ya da ileride matematikçi olursak öğreteceğimiz nesillere aktarmak için veya yeni teoremler üretmek, ispat yöntemleri geliştirmek için... Ama yine de çok erken değil mi? Bir öğrenci üniversitede matematik okuduğunda bu konularla karşılaşsa olmaz mıydı sanki? Bu gibi düşünceler de aklıma arada uğramıyor değil. Ama bu kabul ettiğim gerçeğini de değiştirmiyor tabi. “Matematikte bir şeyleri asla anlamazsın, sadece alışırsın.” diyen John Von Neumann’a katılıyorum. Biz öğrenciler genelde alışmayı yeğliyoruz sanırım. Çünkü matematiği sevmediğinizde o sizden nefret ediyor. Bu yüzden anlamasak da sessizliğimizi koruyoruz.

 

 Matematiğin bu gizemli dünyasına nasıl girebileceğimiz konusuna gelince, ilk tavsiyem matematikten korkmamak ve ona koşulsuz merak duymaktır. Matematiğin bir yaşam biçimi olduğunu kabullenmeliyiz. Yoksa matematik içinden çıkılamaz bir hal alır. Onun sihirli ve gizemli dünyasında ilerleyebilmek için korkusuz olmak gerekir. Sayılarla oynayabilmek gerekir. Evet, belki de fazlasıyla çabalamak gerekir.
 
Toplam blog
: 9
: 436
Kayıt tarihi
: 28.04.14
 
 

Ama öyle anlat deyince de olmuyor ki. Ben 29 harfe, 2 satıra sığdıramam kendimi. Her şeyimi bilirim..