Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '14

 
Kategori
Deneme
 

Hayatın acelesi yoktur; acele etmek zorunda kalıyorsanız sistemlerinizi kontrol edin

Hayatın acelesi yoktur; acele etmek zorunda kalıyorsanız sistemlerinizi kontrol edin
 

Güneş hemen doğup koşa koşa mı batıyor? Yavaş yavaş doğuyor, planlanmış bir zaman süreci içinde vakti saati gelince batıyor. Nehirler belli bir hızla akıyor, dalgalar deniz dalgalandıkça. Yağmur pat diye mi düşüyor? Peki, siz niye acele ediyorsunuz? Can havliyle bir yerlere yetişmek için koşarak gidiyorsunuz.

Sanıyorsunuz ki hayat böyle… Sizler koşmuyor koşturuluyorsunuz; çünkü hayatın kontrolü sizin elinizde değil. Kendi, işinize hiç koşarak gittiğiniz oldu mu? Tarlanıza büronuza geç kaldınız mı?

Ya onu bunu bırakın arkadaşlar lütfen, koşarak yaşanır mı? Tavşan mıyız biz? Devlet dairesi şu saatte kapanır oraya yetişeceksin. Banka kapanmasın koş. İşe geç kalma koş. Uçak şu saatte kalkıyor acele et. Vapuru kaçırma…

Neden böyle? Biz diyoruz ki normalde hayatın literatüründe “acele” kelimesinin yeri yoktur. Bir yerde acele varsa salaklık da vardır. Bende, sende ya da başkalarında… Niye koşuyoruz biz ya, niye koşturuyorsunuz bizi? İşi yetişecekmiş, acele etmeliymişim;

Kerim Korkut düzeninde ha babam de babam öyle yetişmesi gereken iş yoktur. Alsın eline kendisi yapsın! Öyle beni sıkboğaz edecek, iki ayağımı bir pabuca sokacak; siparişini alır kafasına çalarım! Şu rezilliğe bak ya! Kapitalist para kazanacak diye ben kı… ımı yırtacağım! Ben olayım ya da başkası, bu düzene itiraz edeceksiniz; böyle düzen olmaz!

Başına durmuş “hadi çabuk ol, hadi çabuk ol!” S...ir git! Kerim Korkut düzeninin neden gerekli olduğunu anlıyorsunuz değil mi? İnsanları hayvan yerine koymaktır bu! Şunu alacağım dükkân kapanmış, bunu yapacağım daire kapanmış, o gitmiş, bu gelmemiş, randevu saati, nikâh günü… Adeta zaman ayarlı hayat!

Kaçan ne peki? Neyi kaçırıyorsunuz? Hayat orada duruyor, gidip alın… Ama çalıp götürmüşler değil mi? Ve siz yakalamak için koşuyorsunuz. Burnunuzdan solurken mutlu olabilir misiniz? Size hayatın böyle olduğunu (böyle olması gerektiğini) söyleyecekler. Ölünü bile koşarak mezara götürüyorsun. Mezar kaçıyor mu?

Hayat böyleymiş. Fırsatları kaçırmamak gerekiyormuş. Fırsat nedir? Şeytanlık. Herkesin hakkını önüne koyarsan koşması gerekmez. Fatura yatır, banka kuyruğuna gir,devlet dairesine koş, şunun günü geldi,bu akşam son… Bu abuk sabuk,t amamı gereksiz, ve tamamı devlet tarafından yapılacak angaryalar için insanları dolap beygiri gibi sağa sola koştur ve bunun adına düzen de… Kerim Korkut yutar değil mi? Ümüğünü sıkarım senin ümüğünü! İnsanları bu esaretten kurtarmak için geliyorum!

Şunu bileceksiniz, böyle bir hayat yok. Hiçbir yere koşmanız yetişmeniz gerekmez. Biz sizleri hiçbir yere geç bırakmayız. Kalırsanız da canınız sağ olsun…”Nerede kaldın? Niye geç kaldın? Cezalısın! Maaşından kesiyorum!” Niye acele edeyim ya? Geç kalmak nedir? İş kaçar, fırsat kaçar. Kaçmasın. Üzümün hasadını geciktirir bağda çürütürsen acele edersin tabii ki de. Yani o kadar da değil! Mevcut bizleri köpek gibi koşturan köle düzenlere inananlar yazımızı okumasınlar!

 

 

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..