Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '09

 
Kategori
Deneme
 

Hayatın bilmecesi

Hayatın bilmecesi
 

Yaşama açılan Kapı...


“Hayatın bize biçtiği rol mü, yoksa bizim hayatımıza kattığımız değer mi?” Hayatı derinlemesine inceleyen ve kendini sorgulayan herkesin üzerinde düşündüğü, cevaplar aradığı ve tarihsel süreçte filozofların yüzlerce kitap yazdığı bir konudur Hayat ve karşısındaki duruşumuz.

Hayat içinde kendimizi ararız, kendi içimizde hayatı… Bazen nefes alamadığımızı düşünür bir an boğulacağımıza kanaat getiririz. Bütün bunları hak etmediğinize dair iç geçirir ve güçlü bir inanç geliştiririz. Kendimizi bir kurban gibi hissederiz, elimizden gelen bir şey olmadığını ve kabullenmekten başka çaremiz olmadığına dair ve neden BEN diye sorarız kendimize yüzlerce kez. Elbet bu da bir seçimdir, yaşamın kontrolünün elimizde olduğu gerçeğini görmezden gelen çaresizliğin çıkış noktası. Biz de seçimimizi yaparız hayatın kontrolü kendi dışımızdaki faktörlere bağlayarak ve kurban olduğumuz yanılsamasına inanarak. Rüzgâr nereden eserse o tarafa doğru savruluruz... Seyre dalarız önümüzden geçip giden ve bir daha yaşanması mümkün olmayacak hayatı. Oysa ne kadar sorarsan sor sonu hep hüsrandır… Neden mi? Önemli olan soru sormak değil, doğru soruyu sorabilmektir. Sorduğumuz soruların kalitesi aslında cevapların kendisidir. Ve ulaşmak istediğimiz noktaya en kısa zamanda ulaşmamızı ve bu yolculukta son nefese kadar zinde tutunmamızı sağlar… İsterseniz birlikte sormaya başlayalım ne dersiniz? Cevabınızı duydum bağırmanıza gerek yok:)

- Kendi hayatımızın figüranımı olmak istersiniz yoksa başrol oyuncusu mu?

- Hayat bize bir rol mü biçiyor, yoksa biz mi hayatımıza bir değer katıyoruz? Değersizliğin de hayatımıza kattığımız bir değer olduğu gerçeğini yadsımadan.

- En çok istediğimiz şey, hayatta en çok hak ettiğimiz şey midir?

- Başımıza gelenlerin kendisi mi yoksa onlara karşı geliştirdiğimiz duygu ve düşünceler mi bizi yoran?

Oysa ne güzel tarif ediyor usta şair Behçet NECATİGİL;

Düşün... Kim üzebilir seni senden başka? Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen? Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen? Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen? Kim sever seni, sen kendini sevmezsen? Her şey sende başlar, sende biter... Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini... Hep hatırla: "Çaresizseniz, Çare "sizsiniz"...
Ne güzel anlatıyor hayatı Nietzsche;

Öyle bir hayat yaşıyorum ki, Cenneti de gördüm cehennemi de. Öyle bir aşk yaşadım ki Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de. Bazılar seyrederken hayatı en önden, Kendime bir sahne buldum oynadım. Öyle bir rol vermişler ki, Okudum okudum anlamadım. Kendi kendime konuştum bazen evimde, Hem kızdım hem güldüm halime, Sonra dedim ki ´söz ver kendine´ Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin, Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin, Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin. Öyle bir hayat yaşadım ki, Son yolculukları erken tanıdım. Öyle çok değerliymiş ki zaman, Hep acele etmem bundan, anladım...
Hayatta doğru soruları sormanız ve doğru cevaplar almanız dilek ve temennisi ile ...

muratdincer55@hotmail.com Psikolojik danışman

 
Toplam blog
: 6
: 3580
Kayıt tarihi
: 07.10.07
 
 

1979 yılında Samsun'da doğdum. İlköğrenimimi Kazım Orbay okulunda, ortaokul ve liseyi 100.yıl lisesi..