Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayatın kıyısı

Hayatın kıyısı
 

Hayatın kıyısında yürürken, hiç mi düşünmedin bir zamanlar çocuk olduğunu? Ve sonra büyüdüğünü ve oyuncaklarının çoktan kırıldığını...

Tüm bu koşturmalarımız içinde hayatın önemini hep bir kenara atarız. Hep bir didişme içindeyizdir. Aşklarımız da, işimizde o sersem edici hız içinde geçip gider.

Otuz yaşımıza gelince şaşkına döneriz.

Yani ben şaşırmıştım vallahi... "Olsun; ama hala çocuk gibiyim ki heheyyyt, " diye de kendimi fena halde kandırmıştım; hala da kandırıyorum galiba.

“Kendini kandırmak oysa ne güzel şeydir. Kendin de kanmışsan, daha ötesi yoktur işte. Önce kendin kanmalısın kendine ki başkaları da sana kanabilsin.”

Vay beee OTUZ ha!... “Oha be” demek gelir içinizden... (ve ben demiştim).

Yani şimdi de OTUZ BEŞime geliyorum... Yoksa geldim mi?

Ha evet evet biliyorum yolun yarısı şeyi.

Belki ben doksanı zorlayacağım, o zaman daha yolun yarısı bile değil. Dedim ya küçük avuntularla yaşıyoruz. Belki de aynen böyle küçük avuntularımız olmalı korunaklı sığınaklarımız onlar bizim.

Bu kosturmaca icinde, kimimiz kendini deli gibi çalışmaya verir. Hah bak bu da bitsin, bu da... Bu da...

Sonrasında ise aaaa hep tek bir çizgi üzerinde yürümüşüm... Dallanıp budaklanıp kök salmamışım. Halbuki ben ne de çok iş yaptığımı ne de dallanıp budaklandığımı sanıyordum deriz (der miyiz gercekten?).

Kimi için hala evlenememiş olmak (buradaki “hala” durumu son derece görecelidir ve cinsiyete çok bağlıdır bazıları için yirmili yaşların sonu sınırdır, bazıları ise otuzlarda bile rahattır... Bu arada parantez içi ana cümleden bile daha uzun oldu...).

Kimi için ise yanlış bir evlilik yapmış olmak, kimi için bir baltaya sap olamamışlık durumu, kimi için iyi seçimler yapamamış olmak, kimi için ise zamanındaki sevgilerin/aşkların kıymetini bilememiş olmak gibi durumların hepsi hayatın gelip geçiyor olduğunu hatırlatır dururlar.

Kısacası hepimizin bir hatırlatıcısı vardır... Rahat bırakmazlar bizi.

Belki de kaç yaşında olduğumuzu, neleri kaçırdığımızı ya da ne kadar neyi kaybettiğimizi düşünene kadar...şu anda hayatta olduğumuzun bilinci ile elimizdekilerin kıymetini bilmek çok daha önemli.

Bu her ne kadar cok klişe bir laf gibi gelse de sürekli kaçırdıklarımız ile hesaplaşmamızın sebebi kendimizi başkalarının yerine koyup düşünemediğimizden ve kendimizin farkında olamayışımızdan kaynaklanmaktadır bana kalırsa.

 
Toplam blog
: 237
: 1302
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

Biyolojinin son yıllarda, özellikle son 10 yılda içeriğinin yoğun bir şekilde moleküler düzeye inmes..