- Kategori
- Edebiyat
- Okunma Sayısı
- 420
Hayatın onu anlamamızı istediğini hiç sanmıyorum

Hiç hangi yöne gideceğini bilmeden gittin mi sen?
Ama deliler gibi koştun mu aynı yollara çıkacağın ezberindeyken?
Nefes nefese kalıp,
Sadece bir an bakıp,
Çıkmazına doğru gitin mi?
Hem de çıkacağını bildiğin yollardan daha çok isteyip.
Bu daha heyecanlı geldi mi kanına,
Zehrini yavaş yavaş dağıtırken damarlarına?
Nefretlerinden zevk yaptın mı sen kendine ?
Hemde her dakikasını seve seve..
Bu işteki tek , kendinden bile gerçek,
Kalbinin de aklının da olmadığı bir yerinde…
Herkesin birbiriyle ilgili katlandığı acıları var hayatlarında.
Belki de bilmediğimiz acılara antrenman yapmak için başka bir tarafta!
Ve karşına çıkan çocuk adam sevmiş gibi sevdi mi seni?
Daha önce yapmış gibi yani.
Gördüğün bütün çirkinliklerini değiştirmek isteyişindeki parıltı,
Sendeki dolunayın anlamını değiştirmeye yeter mi?
Yoksa o hevesler heyecanlar iklimler gibi değişir gider mi?
Benim çiçek açmalarını gözleyecek bekleyişlerim yok!
Basılmamış karlarda yürümek gibi gülümsemelerimde…
Öptüğünde ruhumdaki derin nefeslerle gelemem senin anlattığın yerlere.
Dokunmaların , iç titremelerinin , bana bakan gözlerinin yetmeyeceğini öğrendim ben.
Hayallerimin ne çeşit gerçeklere dönüştüğünü görmekten.
Yalanla doğrunun ne kadar çabuk taraf değiştirdiğinden.
Verilen sözlerin zaman tarafından nasıl iştahla yenildiğinden .
Hayatın onu anlamamızı istediğini hiç sanmıyorum!
Şimdi bu karışıklığı kim gelip düzeltebilir?
geceyle gündüz bile yer değiştiricek..
zaman sen bile yalan olacaksın.. az kaldı!
saate güne gerek yok!
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
