Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '11

 
Kategori
Öykü
 

Hayatın ta kendisi 9. bölüm

Hayatın ta kendisi 9. bölüm
 

resim alıntıdır. " O kelebekler yüreğimden mi uçtu?"


Özgür annesinin ağzından çıkanları duyunca irkiliverdi. Üstelik kadının bu kadar kendinden geçercesine dalıp gitmesine anlam veremiyordu. Uzanıp eline dokundu ve merakla sordu:

-Evlatlık olan kim anne? İyimisin sen? Anneee…

Türkan Hanım hala sisler arasındaki anıların içindeydi. Onlar soyu sopu belli, İzmir’in asil sayılan kesiminden geliyorlardı. Kocasını çok severek evlenmişti ama bu büyük sevgisine istediği karşılığı bulamamıştı evliliğinde. Tamam kocası saygısında, sevgisinde hiçbir zaman kusur etmemişti fakat bir şeyler eksik olmuştu hep. Doyasıya sarılmamış, öpmemişti. Gözle görülmese de aralarında belli bir mesafenin olduğunu her zaman hissetmişti kadın.

Hele Yusuf ile Züleyha’yı tanıdıktan sonra bu eksiklik daha da artmıştı. Züleyha hoş, zarif ve hep güler yüzlüydü. Mahallede herkes tarafından sevilen, sayılan bir kadındı. Kocasının gözlerinde ki o aşk dolu bakışları hala yüreğini sızlatıyordu kadının. Bu adam bu kadında ne buluyordu bu kadar? Çok mu güzeldi? Çok mu alımlıydı? Gözlerini alamıyordu adamın bakışlarından. Hatta zaman zaman Yusuf Bey’in ilgisin çekmek için bile uğraşmıştı bir ara. O bakışların kendisine kayması için az göz süzmemişti ama sonuç sıfırdı. Yusuf karısından başkasını görmüyordu ki.

O zamanlar beraber oturdukları sokağa ilk taşındıklarında Handan bir yaşında ya var ya yoktu. Çok sevimli bir bebekti ama annesine hiç benzetemiyordu onu. Babayı da kaç defa göz ucuyla incelemişti ama sanki bu kız çok farklıydı. Kız büyüdükçe onlara benzemediği daha bir ortaya çıkıyordu ona göre. Bu işin altında bir iş var deyip dururdu evde. Kocası kızardı ona hep, sana ne elalemin çocuğundan diyerek. Sonra bir gün tesadüfen Handan’ı evlatlık aldıklarını öğrenmişti.

Züleyha Türkan Hanımın yan komşusu ile pek samimiydi. Akşamüstü mutlaka balkonda oturup çay içerlerdi. Züleyha bir gün ağlayarak çocuğunun olmadığını, bebeği nasıl evlatlık aldıklarını anlatıyordu arkadaşına. Türkan Hanım’da kulak misafiri olmuştu yan balkondan. Gizli bir sevinç duymuştu bu açığı yakaladığı için. Bu kadar büyük bir aşkla sevilen Züleyha’nın eksik bir tarafını bulmuştu nihayet. Akşam olup ta eşi geldiğinde büyük bir hevesle anlatmıştı duyduklarını. Destek beklerken, kocası Kemal Bey’in inanılmaz bir öfkesi ile karşılaşmıştı.

-Bana bak Türkan, bu o insanların özelidir. Senin bunu dedikodu malzemesi yapıp etrafına yaydığını sakın ola ki duymayayım. Şayet bir kelime dahi duyarsam, gerisini sen düşün. Ona göre ayağını denk al. O insanlar ne kadar güzel bir sevap işlemişler, anasız babasız bir yavruya kol kanat germişler. Bunda ne gibi bir kötülük görebiliyorsun anlamıyorum seni.

Türkan Hanım kocasının öfkesini bilirdi. Herhangi bir hatada boşanmaya kadar götürürdü işi. Korkusundan bu sırrı gömmüştü aklının en kuytu köşesine ama hep tetikte olmuştu. Nereden geldiği, kimlerin çocuğu olduğunu bilmediği bir kızın oğluna yaklaşmaması için elinden geleni yapmıştı. Özgür’ün bakışlarını yakaladığında çok şaşırmıştı. Hele kızın oğluna olan ilgisini keşfettiğinde daha bir sarsılmıştı. Çeşitli bahanelerle ikisini uzak tutmak için çabalamıştı sürekli. Sonunda içinden çıkamayacağını anlayınca kocasına diretmişti. Gidelim İstanbul’dan, İzmir’i özledim, artık aileme yakın olmak istiyorum gibi sebeplerle tayinini istetmişti adama. O gün bugündür rahattı. Ya şimdi ne yapacaktı?

Özgür sarsıyordu annesini. Ne olmuştu böyle, niye susup kalmıştı kadın?

-Anne, söylesene ne oldu?

Türkan Hanım, Özgür’ün yükselen sesiyle içinde kaybolduğu sislerden çıkıverdi. Bir an oğlunun ne dediğini bile anlamadan baktı öyle boş boş. Sonra silkinerek çayından bir yudum aldı istemsizce... Uzun uzun baktı oğluna. Özgür merakla, biraz da kızgınlık dolu bakışlarla soruyordu annesine hala:

-Konuşmayacak mısın anne?

-Özgür… Oğlum…

-Söylesene… Niye sustun yine böyle?

-O kızla görüşmeni istemiyorum senin.

Özgür büyük bir şaşkınlığın içinde buldu kendini…

-Bu da ne demek şimdi? Ne oldu birden?

Kadın hışımla ayağa kalktı. Ters ters baktı oğluna ve içeriye yöneldi:

-O kızla görüşmeyeceksin dedim o kadar… Başım ağrıyor benim, yatacağım biraz.

Genç adam çaresizce bakıyordu annesinin arkasından. Neden? Handan’la görüşmesini neden istemiyordu? Kimdi bu evlatlık? Kötü tohumu kime yakıştırmıştı böyle? Acaba Handan’la mı ilgiliydi? Yoksa niye delirsindi annesi böyle?

-Bu işi mutlaka çözmeli. Türkan Sultan’ın derdi neymiş, mutlaka öğrenmeli…




Handan akşam olunca yine ısrarla babasını eve göndermişti. Babası bu defa çok diretmişti. O eve annen olmadan giremiyorum demişti. Duvarlar üstüme üstüme geliyor demişti ama dinletememişti kızına. Haklıydı kız aslında. Yusuf Bey’de tansiyon hastasıydı, belli etmese de arada kalbi de sıkıştırıyordu bir taraftan. Hastane ortamı adamı daha da hüzünlendirmişti zaten. Aklı sevdiğinde evin yolunu tutmuştu sonunda.

Bir süre ana kız sohbet ettiler havadan sudan. Çocukluk günlerini yâd ettiler. Bazen güldüler, kimi yerde hüzünlendiler. İkisi de evlat alınma konusundan kaçınıyordu. Zamanı değildi henüz. Henüz hazır değillerdi böyle bir konuşmaya.

Züleyha eskileri anlatırken, geçmişte kalan tanıdıkları, komşuları bir bir hatırlayıverdi. Emirgan’a taşınmadan önce uzunca bir süre oturdukları sokağa gitti. Kızı kucağında, ilk defa aile oldukları evi düşündü sonra. Dostlarını anlattı kızına.

Handan, sabahtan beri göz ardı ettiği karşılaşmayı anlatmak için kararsızdı. Şimdiye kadar her şeyini paylaşmıştı annesi ile. Bir arkadaş gibi dertleşmişlerde çoğu zaman. Şimdi niye olmasın dedi içinden.

-Anne, bugün biri ile karşılaştım ben..

-Kiminle karşılaştın kızım?

-Özgür’le… hatırlıyor musun onu?


Kızının yüreğindeki ilk kıpırdanmaları nasıl hatırlamazdı? Hiç unuturmuydu Özgür’ü. Sevgiyle gülümsedi kızına:

-Hatırlamaz olurmuyum hiç? Senin kalbindeki ilk kanatlanmaların sebebini nasıl unuturum bir tanem?

Handan, bu sözlerle gözlerini kocaman açarak annesine bakakalmıştı.

-Sen...anlamış...mıydın?...biliyor...muydun yoksa?


by SELVA 

 
Toplam blog
: 71
: 569
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

1969 doğumluyum. evliyim, iki çocuğum var. Kitap okumayı ve şiiri severim. ..