Hayatını satan bilge!

Ferrarisini Satan Bilge’yi birçoğumuz okuduk. Robin Sharma’nın bilgelik ve kişisel gelişim kitaplarından biri.

Hayatta her şeyin aslında kendini keşfetmekle başladığı, ne istediğini bilip kendini, yaptıklarını ona göre yönlendirdiğinde mutlu insan olabileceğini ve bunun için kişinin önce kendine yolculuk yapması gerektiğini örnekleriyle okumuştum.

Daha sonra bu sabah okuduğum bir haber ile kitabı yeniden anımsadım.

“Hayatını Satan Bilge” başlıklı haberde, İngiliz IanUsher Robin Sharma’nın kitabında olduğu gibi maddi varlık, sorumluluklar ve rutin düzenin dışına çıkarak “yapmak istediğim 100 şey” isimli bir liste hazırlamış.

Haber’in devamı;

(…)

“İngiliz lanUsher Avustralya'ya taşındıktan 6 yıl sonra eşi tarafından terk edilince her şeyini; evini, otomobilini hatta işini bile internetten 192 bin sterline (544 bin 800 TL) sattı.

Kendine "Yapmak istediğim 100 şey" listesi hazırlayan Usher, gezilerinin ardından parası bitmek üzereyken 30 bin sterline Panama sahilinde bir ada satın aldı. Ada üstüne yaptığı evde yaşamaya başlayan Usher, "Satılan Hayat" adlı bir de kitap yazdı.”

İnsanlar artık mutluluğun maddi değerlere bağlı olmadığını anladı. Herkes belli bir yoğunluk içerisinde savrulup dururken, bazıları başlarına gelen bir olaydan kendi içsel huzurlarına giden yolu keşfetmeye başladı.

Sadece laf-söz gibi gelen, “paranın ne önemi var; yeter ki sağlık, huzur olsun” hayat felsefi ediniliyor.

Olması gereken de bu aslında. Maddiyat tabii ki hayatın, yaşam kalitesinin varlığını sürdürebilmesi için önemli. Ancak mutluluk?

İşte o hepsinden daha önemli. Çünkü mutsuz insanın verimli olması beklenemez, sağlıklı olması beklenemez.

Mutsuzluk, yaşama karşı isteksizlik hissettirir. Bir süre sonra psikolojiyi de bozacağından, zihinlerde paranın yeri mutlulukla değişmelidir.

Doğrusu da bu değil miydi?

Önce sağlık diyen bizler, mutlu olmanın yollarını kendi içimizde keşfetmeliyiz.

Beklentilere yüklemeden önce kendimizi nasıl mutlu edebileceğimizi düşünmeliyiz.