Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Hayatınızın tahtası da sizsiniz, marangozu da!

Hayatınızın tahtası da sizsiniz, marangozu da!
 

Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti.

İşveren müteahhidine, çalıştığı konut yapım işinden ayrılarak eşi ve büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yaşam sürmek tasarısından söz etti. Çekle aldığı ücretini elbette özleyecekti. Ne var ki emekli olması gerekiyordu.

Müteahhit, iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü ve ondan, kendine bir iyilik olarak, son bir ev yapmasını rica etti.

Marangoz, kabul etti ve işe girişti, fakat gönlünün yaptığı işte olmadığını görmek pek kolaydı. Baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini adamış olduğu mesleğine böyle son vermek ne büyük talihsizlikti!...

İşini bitirdiğinde işveren, evi gözden geçirmek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza uzattı. "Bu ev senin" dedi, "Sana benden hediye".

Marangoz, şoka girdi. Ne kadar utanmıştı! Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi! O zaman böyle yapar mıydı hiç!

Bizim için de bu böyledir.

Gün be gün kendi hayatımızı kurarız. Çoğu zaman da, yaptığımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız. Sonra da, şoka girerek, kendi kurduğumuz evde yaşayacağımızı anlarız. Eğer tekrar yapabilsek, çok daha farklı yaparız. Ne var ki, geriye dönemeyiz.

Marangoz sizsiniz. Bana kalırs tahta, çivi ve diğer kullandığınız malzemeler de sizsiniz...

Her gün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz.

"Hayat bir kendin yap, tasarımıdır" demiştir biri.

Bugün yaptığınız davranışlar ve seçimler, yarın yaşayacağınız evi kurar.

Öyle ise onu akıllıca kurun. Unutmayın...

Paraya ihtiyacınız yokmuş gibi çalışın.

Hiç incinmemiş gibi sevin.

Kimse izlemiyormuş gibi dans edin.

Bir gün geri döüp baktığınızda, Tanrı'nın verdiği bir öğleden sonralık bu kısa hayatta, arkanızda güzel bir ev bırakın.

Güzel ev ne midiri? Onurlu bir isim, dolu dolu yaşanmış bir hayat, bazen bir sanat eseri, bazen dünyaya ve insanlığa hayırlı evlatlar...

Ama çok geç kalmayın... Evinizi sağlam kurun ki başınıza yıkılmasın...

Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Japon bunun için bir duvarı yıkar.

Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk bulunur. Duvarı yıkarken, orada dışardan gelen bir çivinin ayağına battığı için sıkışmış bir kertenkele görür.

Adam bunu gördüğünde kendini kötü hisseder ve aynı zamanda meraklanır da kertenkelenin ayağına çakılmış çiviyi görünce. Muhtemelen bu çivi 10 yıl önce, ev yapılırken çakılmıştır.

Nasıl olmuştur da kertenkele bu pozisyonda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamayı başarmıştır?

Karanlık bir duvar boşlugunda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamak çok zor olmalıdır. Sonra bu kertenkelenin 10 yıldır hiç kıpırdamadan nasıl yaşadığını düşünür, ayağı çivilenmiştir!

Böylece çalışmayı bırakır ve kertenkeleyi izlemeye başlar, ne yiyor acaba diye...

Sonra nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkele gelir ağzında taşıdığı yemekle...

İnanılmaz! Gördüğü manzara adamı sersemletir. Bu nasıl bir sevgi? Ayağı çivilenmiş kertenkele, 10 yıldır diğer kertenkele tarafından beslenmektedir.

Teknoloji ilerledikçe bilgiye ulaşmamız hızlandıkça hızlanıyor. Fakat insanlar arasındaki mesafe, o da aynı hızda birbirine yaklaşıyor mu acaba?

Hem yaşarken yaptıklarımız, hem de geride bıraktıklarımız önemlidir.

Sizi sevenleri terk etmediğiniz, güven ve huzur dolu bir eviniz olması dileğiyle...

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..