Hayatlar...

Hayat dendiğinde içinde çok farklı anlamlar, önem derecesi herkese göre değişkenlik gösteren olgular, kiminin listesinde var olan kimin listesine bile giremeyen farklılıklar...

Herkesin haayatı farklı.

Onun hayatı sadece iş iken senin hayatın sadece ailen olabilir.

Senin hayatın sadece gezip tozmak iken onun hayatı okumak yeni şeyler öğrenmek olabilir.

Onun hayatı televizyondan ibaret iken seninn hayatın ailen, çocuğun, arkadaşların olabilir.

Senin hayatın müzik iken onun ki tiyatro, sinema olabilir.

Onun hayatı yatmak iken senin hayatın çalışmak olabilir.

Senin hayatın " O "iken onun hayatı başkaları olabilir...

Herşeye razı gelinebilir, farklılıklar ortak hayata değişik, hoş anlar olarak geri dönebilir ve fakat sizin hayatınız O iken, onun aslındna başkalarına ait olduğunu görmek, öğrenmek ne acıdır ve yazıktır ki diğer farklılıklar gibi güzel hoş anlar olarak geri dönüşü yoktur bu farklılığın.

Kimi kabullenebilir bu farklılığı da belki ama yinede yaralar insanı, ne kadar güçlü olursa olsun yaralar...

Ve fakat genel tepki şu olur heralde:

Öğrenirsiniz bir şekilde Hayatınızın Hayatı olmadığınızı ve peki kim aslında siz olmayan ama onun hayatı olan kim?

Neden siz değil onu tercih etmiş? Madem tercihi o niye sizinle? vb sorularla boğuşurken buluverirsiniz kendinizi. Bir soruya verilen cevap başka bir soruyu çıkarır önünüze. Bu soruların cevaplarını bulmaya çalışırsınız.
Ya "hayatınıza" sorarsınız cevap beklersiniz ya da başınızın çaresine bakar ev merakınıza yenik düşerseniz "hayatınızın hayatına" sorarsınız...

Ve sonra işte bir kez daha kendinizi ayaklar altına alınmış gibi hissedersiniz.

Gördükleriniz, duyduklarınız karşısında düşünürsünüz belkide acaba bir şans daha verilmeli mi diye. Eğer evet demekteyseniz hatırlamamaya, sorularınızın beyninizin içinde uçuşmasına engel olmaya çalışın.

Ve... Güçlü olun, buna ihtiyacınız olacaktır işiniz çok zordur çünkü...