Hayattaki pembelikleri keşfe çık

Yaşamın kanunu, olmazsa olmazlarından biri: İş hayatı... Evet olmazsa olmaz ama olunca da hep dert, hep tasa.. Bu günlerde bütün alıcılarımı kapatarak sineye çekilmek gibi bir yanılgı içinde bulmaktayım kendimi... Artık silkelenme vakti.. "Kendine gel" diyorum, "kendine gel".. Ve hatta avazım çıktığı kadar bağırıyorum..

Yoğun tempoda çalışan şehir insanının çektiği sıkıntılar bunlar.. Sineye çekmek kendini, doğaya açmak ve sadece kendini dinlemek.. Kendini dinlediğin zaman duyacağın şey gayet rahatlatıcı.. Bu senin işin sadece.. Yani yaşamın küçük bir kısmı. Yemek, içmek, gezmek ve madden her ne getiri gelmesi isteniyorsa onu yapabilmek adına adanmış olduğun yer.. Belki ev kirası bekleyen ev sahibini susturabilme yeteneği..

Her türlü sıkıntını beklenen güzelliklerin ardına saklayabilme sanatı aynı zamanda.. Bu eser de senin ayrıca.. O iyiyse sen de iyisin ama o kötüyse sen kötü olmamalısın.. Çünkü Yaradan akıl vermiş kullarına, sabır vermiş.. Dayanmak için, davranmak için kendine gelmen için..

Bu sebepledir ki arkadaşlar havalar nasıl olursa olsun bizim havamız iyi olsun.. Aslında bu melankolik yapı sadece yaptığı işi sevmeyenler için değil sanki omuzlarında tonlarca yük olduğunu hisseden herkes için.. Unutmamalı ki seni sen yapan bir değer var ve sen bu değerle bugün burada bu yazıyı okuyorsun/bu işi yapıyorsun.. Gerisi mi? İnan seni, beni, bizi alakadar etmemeli.. Klasik demotive durumları yaratmak kişinin elinde unutmayalım.. En iyisi hoşlandığımız işleri yaparak mutlu mesut geçinip gidelim.. Fakat akıntıya pabuç bırakmamak şartıyla..

Hadi kalın sağlıcakla..