Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '12

 
Kategori
Güncel
 

Haydi sevinelim

Haydi sevinelim
 

Bugün Dünya Çocuk Günü


İnsan hakları bütünü içerisinde görülmesi gereken çocuk hakları, kağıt üzerinde var olmakla birlikte ne yazık ki çok fazla ihmal edilen görmezden gelinen haklardır. Özellikle kirli su nedeniyle bulaşıcı hastalıklardan, salgın hastalıklardan beş saniyede bir çocuğun öldüğü dünyamızda Dünya Çocuk Günü'nün kutlanması son derece sembolik bir anlam kazanmaktadır.

En temel insan haklarından biri yaşama hakkıdır.  Ama buna karşılık bebek ölümleri yılda dört milyon gibi sayıya ulaşmaktadır ki bu da çok önemli bir orandır. Üstelik bu oran henüz bir ayın altındaki bebekleri kapsamaktadır.

Cinsel istismar çok tehlikeli sayılarda ve boyutlardadır. Üstelik geri kalmış ülkelerde cinsel istismara uğrayan çocukların bu istismarlardan dolayı suçlu bulunması hem tehlikeli hem de insanlık dışı bir durumdur.

Her yıl iki milyondan fazla çocuk kaçırılmaktadır. Bu çocukların çok büyük bir kısmı seks pazarına sürülmekte, çocuk porno filmleri pazarında kullanılmaktadır Ayrıca yine nu çocuklar organ mafyasına satılmakta, sakat bırakılarak dilencilik yaptırılmaktadırlar.

Savaşların en büyük kurbanlarıdır çocuklar. Ölürler, sakat kalırlar. Mayınlar yüzünden ölen ve sakat kalan çocuk sayısı oldukça fazladır. Kaldı ki doğrudan çocuk askerler olarak sav aştırılmaktadırlar.

Böyle bir dün yada Dünya Çocuk gününü Kutlayan çocuklar; örneğin yine en temel haklardan biri olan Eğitim Hakkını hatırlatsalardı büyüklerine neler söylerlerdi ? Dünyada yüz milyondan fazla çocuğun  temel eğitimden yoksun olduğunu hatırlatabilirlerdi veya temel eğitimi tamamlayamadan  sistem dışına çıkarıldıklarını söyleyebilirlerdi. Bu çocukların yarıdan fazlasının kız çocuğu olması da bir başka acı gerçek olarak çıkardı karşımıza. Oysa çocuğun zihinsel, bedensel,  duygusal gelişimi, sosyal ve ahlak gelişimi için eğitim gereksinimi vardır. Kaldı ki eğitim olanağından yoksun bırakılan kız çocuklarının gelecekte birer anne olacağı düşünülürse anne ve çocuk ölümlerinin oranlarının yüksek olmasının en temel nedeninin de eğitimsizlik ve sağlıksız yaşama koşulları olduğu da anlaşılacaktır.

Dünya Çocuk Hakları Bildirisi ışığında ülkemizde de Türkiye Çocuk Hakları Bildirisi hazırlanmış; 28 Haziran 1963 günü UNESCO  Türkiye Milli Komisyonu 7. Genel Kurulunda kabul edilmiştir. Bu bildiri’ye göre;

“1- İyi bakım, iyi yetiştirilme ve çocuğa uygun bir eğitim, her yerde ilgi, sevgi ve yardım görme her Türk çocuğunun hakkıdır. Resmi, özel her kurum, her yurttaş bu çocuk hakkını tanımak, eldeki olanaklarla onu gerçekleştirmek yükümlülüğündedir. Sıkıntı içinde bulunan çocuğun kurtarılmasına öncelik verilir.

2- 16 yaşından önce hiç bir çocuk resmi öğrenimden alıkonularak özel işlerde çalıştırılamaz. Hiçbir şekilde sömürülemez.

3- Her ana baba çocuğuna bakmak, onu bilgili, becerili ve en iyi şekilde yetiştirmekle yükümlüdür. Orta dereceli öğrenime devam etmeyen, edemeyenlerin gerekli bilgi ve becerileri kazanmaları için devlet kurslar açar. Ana babanın yeterli olmadığı durumlarda bu görev çocuğun birinci derece yakın akrabalarına ve devlete düşer.

4- İlk öğrenimden sonra orta dereceli okullara devam etmeyenler, edemeyenler için teknik, tarımsal bilgi ve beceri kazandıran kurslar açılması ve bu kurlardan çocukların yararlanması için Milli Eğitim Bakanlığı, Belediye Başkanlığı ve muhtarlar işbirliği yapmakla yükümlüdür.

5- Sakat ve uyumsuz çocukların iyileştirilmeleri, yaşama zorluğu çeken çocukların kurtarılmaları, durumlarına uygun bir meslek için kendi yaşamlarını kazanacak derecede başarılı ve güçlü yetiştirilmeleri ana baba ile birlikte devletin ve bu amaçla kurulmuş örgütlerin ödevidir.

6- Çocuğun korunması ile ilgili yasalar öncelikle hazırlanıp çıkarılmalı, geciktirilmeden uygulanmalıdır.” denmektedir.

Buna karşılık daha önce açıklanmaya çalışılan yaşama hakkı ihlalleri, eğitim ve sağlık hakkı ihlalleri çocukların karşısında çok büyük engeller olarak durmaktadır.

Ergenlik yaşı 18 dir.  Bu 18 yaşına kadar “çocuk” olduğunun kabul edildiği anlamına gelmektedir.  Buna karşılık yine aynı bildirgede 16 yaşından önce çocukların eğitim den alıkonamıyacağı ve çalıştırılamıyacakları söylenmektedir ki bu bildirgenin kendi içindeki çelişkisidir.

                                                                                                         Sevim Karaman/ 2012

 
Toplam blog
: 171
: 147
Kayıt tarihi
: 23.07.12
 
 

Emekli eğitimciyim. Yirmi iki yıl ilköğretim okulu öğretmenliği, on altı yıl müdür yardımcılığı v..