Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '09

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Hayır Demesini Bilen Oğlum

Canım oğlum,

Her insan sınırlarını bilmeli. İnsanın kapasitesini, sınırlarını , haddini bilmesi hayatta başarılı olup olmayacağının ölçüsünü gösterir. Bu yüzden hayatta neye hayır deyeceğimizi, neye evet diyeceğimizi iyi bilmemiz gerekir. Bu sınırı bilmemiz bizlere hem kendi başarımız , hem de çevremize ne oranda pozitif veya negatif enerji vereceğimiz konusunda bilgi verir.

Sevgili oğlum,

Hayata baktığım zaman, neye hayır, neye evet diyeceğini bilemeyen milyonlarca insan görmekteyim. Başarının veya başarısızlığın sırları da aslında bence neye evet neye hayır diyeceğimizi bilmekten geçer. Bunu bilemeyen insan, geniş çevre edineceğim diye prensiplerinden taviz vererek dışarıya karşı mutlu ama içinde mutsuz insanı barındırır. Hayatı yaşamak yerine, aktörler gibi rol yaparak geçirir. Çok arkadaşımız olacak yerde az ama öz ve bizleri yanlış anlamayan, ilme ve irfana götüren insanlarla arkadaş olmak marifet. Günümüzde geniş çevrem olsun diye herkesi arkadaş kabul eden ama sonunda hayal kırıklıklarına uğrayan çok insan tanımaktayım. Senin çok değil, seviyeli, sevmesini bilen ve senin evet ve hayırlarına saygılı olacak insanlarla arkadaş olmanı gönülden dilerim. Çekinmeden hayır diyeceğin arkadaşlarının çok olmasını dilerim.

Canım oğlum,

Bu hayat başarıları ve başarısızlıkları ile bizimdir. Kimse bize başarı ve başarısızlığın ne olduğunu dayatamaz. Başkasının asla değildir. Bize ait olan bir şeyi gönlümüzce yaşamak, ama zararımızın ne, karımızın ne olacağını bilerek yaşamak zorundayız. Hayatı gönlümüzce yaşamak, tabii ki sorumsuzca, başkalarının özgürlüklerini de ellerinden alarak yaşamak anlamına asla gelmez. Başkalarının değer verdiği şeylerle alay etmek, başkalarının başarısını küçümsemek de başarı anlamına gelmez. Bize değer vermesini istediğimiz her insana bizlerde değer vermeliyiz. Ama sevmediğimiz şeye açıkça sevmiyorum demek, insanları aldatmamak da bizlerin görevi olmalı. Yani Mevlana’nın dediği gibi “ Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün prensibi her zaman hayat prensibimiz olmalı.

Canım oğlum,

İnsanlar arkadaşlarını kırmamak, insanları küstürmemek adına, onlara yalan söyleyerek, onların hoşlanacağı şeyleri söylüyor ama buna inanmıyorlarsa, hem kendini kandırıyorsa, hem onu kandıracağını sanıyorsa her zaman yanılır. Mesela bir insanı, hatta en yakın akrabasını dayısının oğlunu, amcasının kızını sevmiyor olabilir insan. Sevmek ne kadar doğalsa sevmemek de o kadar doğal bir şey. Ama onu küstürmemek adına, onu sevdiğini söylemesi kendini kandırması anlamına gelir. Sevdiğini söyleyip de bunu davranışlarına yansıtmayan insanın konuşmasına ben boş konuşma derim. Sevmediğini söylemeye cesaret edemeyen bari sevdiğini söyleyerek neden yalan söyler anlayamam. Sen de bunu farkındasın. İnsan herkesi sevmek zorunda değil. Bunu kabullenerek sevdiğine sevdiğini hem sözle söylesin hem davranışı ile göstersin. Mantıklı, tutarlı olur. Bunu insan bilmeli ve ona göre davranmalı. Buna sende dahilsin. İnsanlar belki bu durumda sana yüzüne bir şey söylemez ama senin toplum nezdinde hiç de saygınlığın olmaz.

Canım oğlum,

Hayatta çok sınava girmektesin. Biliyorsun ki, sınavda çok seçenekli sorularda neye hayır, neye evet diyeceğini bilmek sana başarı kapılarını açmakta, evet seçeneğini seçmek ne kadar hüner isterse hayır seçeneklerini seçmekte o kadar hüner istemekte. Çok insan okullarda yapılan sınavları saçma ve gereksiz bulsa bile aslında bu sınavlardaki başarınız hayatta başarınızın da ip uçlarını vermekte. Sınavda ne kadar doğrusu çok yanlışı az olan insan başarı sıralamasında üst sırada oluyorsa hayatta da doğru seçimleri çok olan insan belki para tarafından zengin olmasa da rahatlık , huzur tarafından zengin bir yaşantı sürer. Zengin olmak demek zaten sevdiğin bir hayatta, kimseye muhtaç olmadan yaşamak demektir. Bunu sen de bilmekte ve anlamaktasın.

Canım oğlum,

Hayat boyunca hayır demekte hayır olduğuna inandığın zaman hayır de. Seni seven, ama senin sevmediğin insanlara da hayır dersen rahat edersin.

Canım oğlum,

Hayatta çok insana rastlamaktayız. Sevmediği halde sır mesleği var, ya da zengin diyerek , rahat edeceğini düşünerek karşısındaki insana evet diyen, sonradan da bu “evet” inin altında bir ömür boyu pişmanlık duyan, mutsuz olan, hatta elini kana bulayan, veya sevmediği bir hayatla baş başa kalan insana rastlarız. İnanmadığı şeye evet diyen “hayır” kelimesini kullanmasını öğrenememiş insanların hayatıdır bu. Sen de sevmediğin, benimsemediğine hayır dersin.

Canım oğlum,

Senin en sevdiğim huylarından birisi de, okuluna gidiyorsun, okul dağılır dağılmaz hemen eve gelmektesin. Huzuru evde aramaktasın. Dershanene gidiyorsun, sonra dershane dağılmakta, sen hemen eve gelmektesin. Antremana gidiyorsun . dağılınca hemen eve gelmektesin. Bilmektesin ki, evde seni seven, seni anlayan, sana derslerinde yardım eden bir baban, bir annen ve bir kardeşin var. Bu durumda “okuldan sonra oyun oynayalım” diyen arkadaşlarına hayır demesini de bilmektesin. Çünkü bilmektesin ki, aileden gördüğün sevgi, arkadaşların ile oyundan alacağın zevkten sana daha doyumlu gelmekte, ailenle daha mutlu olmaktasın. Bu da sana dershanende, okulunda başarı getirmekte. Ama bunun tersini yapanlar, başarısız olmakta , arkadaşlarına hayır demedikleri için başarısız olduklarını kabullenememekte ve başarısızlıklarını “ sınavda heyecanlanmalarına” veya “ soruların cevap sırasını kaydırmalarına” atmaktalar. Halbuki bu başarı ve başarısızlık neye hayır neye evet demekte yatmakta çoğu zaman. Ama bilinç ve farkındalık sahibi olmayan başarısızlıklarının sebebini kendisi haricinde her şeyde ararlar. Çünkü kendilerine bile ne zaman evet ne zaman hayır diyeceklerini bilemeyecek kadar bilgisizdirler.

Canım oğlum,

İnsanlar bilgiyi yaşadıkça aldığını sanırlar. Bu yüzden geri kalmış yörelerde , okuması yazması olmayan ama sırf yaşlı olduklarından bilgili sanılan ama her şeyi sadece kendi ve ailelerinin çıkarı olarak gören insanlara rastladım. Bu insanlara saygı duymadığım zaman ben bile cahillikle suçlandım. Her hakkı kendisinde gören, ama aynı hakkı kardeşine bile çok gören insandan ne hayır gelir değil mi, hadiste “ kendin için istediğini kardeşi için istemeyen bizden değildir” demesine rağmen, kendisi için istediğini kardeşine çok gören ama sağlam Müslüman geçinen insanlara çok rastladım. Kendi çocukları okuduğu zaman sevinen, ama kardeşinin çocukları kendi çocuklarının maddi imkanı az olduğu halde, kendi çocuklarından daha başarılı olunca onların başarısını kıskanan ve kardeşini güya koruyormuş gibi yaparak “ aman ha çocuğunun başarısını kimseye anlatma nazar değer” diyerek başarısını saklamasını söyleyerek kıskanan sözde Müslümanları gördükçe seni ve sevdiklerimi uyarmak bana zevk vermekte canım oğlum.

Hayatımın geleceği oğlum,

Kendine evet, kardeşine her zaman hayır diyen insanların çokluğu karşısında çok şaşmaktayım. İyilik ve güzellikte yarışmak varken kindarlıkta, kıskançlıkta yarışmamıza çok şaşmaktayım. Şeytan taşlamaya binlerce kilometre öteye koşa koşa giderken, içimizdeki şeytanı taşlamakta, yok etmekte gevşek davranan insanlara çok şaşmaktayım. Sonra anlamaktayım ki, bu şeytana bile hayır demeyerek, onu kalbimizde beslememizin sonucu. Bilgisizlik ve cahillikle, şeytanın içine yerleşmesine bile “ hayır” diyemeyecek hale gelen insanlardan korkarım. Daha doğrusu acırım. Sen ise kalbine yer etmeye çalışan kötü duygulara, şeytana ve sana fayda vermeyen bilgiye, kötü sevgiye hayır demesini bil oğlum. Kalbinde kötü duygulara, kötü insanlara olan sevginin yer etmesine “ hayır” demesini öğren oğlum. Beyninde seni hayata hazırlayacak olan bilgiler dışında seni kötü duygulara sevk edecek şeylere de “ hayır” demesini bil oğlum. O zaman benim hayatım gibi, ailenin hayatı gibi hayatın güzel olacak işte.

Canım oğlum,

Sana yazmaya başlayınca, kalbime öyle güzel duygular gelmekte ki, aklıma öyle güzel fikirler gelmekte ki, bunların çoğunu yazıya başlamadan önce hiç düşünememekteyim. Sana olan sevgim, sana ve çocuklara olan faydalı olma heyecanı bana güzel mektuplar yazmak için ilham olmakta işte. Sen de bu anlattıklarımı okur ve uygularsan hayatta bir adım daha mutlu ve huzurlu olmanın sevinci ile insanlara faydalı olmanın zevkini tadarsın.

Seni muhabbetle kucaklamaktayım.

Gözlerinden tüm Türk çocukları adına öperim.

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..