Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayırdır İnşallah

08/09/2012 Dostumun Anısına;
 
Bugün bir rüya gördüm.
Hayırdır inşallah:
 
Zümrüt gibi yeşilik içinde geniş bir alandaymışım. Etrafımda o kadar fazla çiçek var ki; hiç görmediğim  renk cümbüşü, böcekler, kelebekler. Sakin sakin akan dere, içinde  yüzen balıklar... Su içilecek kadar temiz ve pırıl pırıl. Etrafda ev gibi yapılar yok... her taraf şefaf içerisi dışarısı gözüküyor. Çok huzurlu bir ortam.  Hiç bilmediğim çiçek kokuları, genzimi gıcıklayor  havaya bir ağırlık veriyor. Sıcak mı serin mi bilemiyorum. Ama bir huzur bir rahatlık bir rehavet var. Güzelliklere, çiçeklere kuşlara hayran hayran bakarken; Spor giysili, ayaklarında kranpon koşarak bir sporcu delikanlı geldi...
Hoşgeldin abi dedi. Bu yakışıklı genç kim falan diye düşünürken...
Abi beni tanımadın mı? Ben E...
Biraz şüphe ile yüzüne bakarak, biraz benziyor ama genç, dinamik birisi ile karşılaşınca...
Sen ne yapıyorsun burada? Dedim. kucaklaşdık.
Ama senin için öldü demişlerdi... Kalp krizi geçirmişsin, ayrıca dedim senin bacakların, ayakların, senin ellerin, kolların diye aklımdan geçiriyordum ki; Abi şakınlığını anladım. Sen beni oradaki görüntümle düşünüyorsun ama bana bacaklarımı ayaklarımı geri verdiler... Ayaklarım .. numara hayatım boyunca sahip olmadığım fakat olması gereken kadar düzinelerce ayakkabım var.  Az önce arkadaşlarla,   maç yapıyorduk senin geldiğini söylediler ben seni karşılamak için buraya geldim. Dedi.
 
Saçlarına ak düşmüştü, şimdi görüyorum ki aklarda gitmiş, uzatmışsın. Allah allah bıyıkların bile var. Abi bütün arkadaşlar, eski yeni herkes aynı yaştayız. Hiç yaşlı olmadığı gibi bizden daha gençte yok... dedi.
 
O saygılı, mahçup bakışları hala aynıydı. yüzü, alnı parlıyordu. Orada anneme, bağımlı yaşadığım için beni ondan önce aldılar.  Durumum  sınama içinmiş, gerek ben, gerekse annemle üslenmiş olduğumuz rolün süresi dolmuş... Neden bu kadar acele ettiğini daha genç olduğunu dünyada yapacak bazı şeylerin yarım kalmış olduğunu onu sevenleri, arkadaşları olduğunu söyledim.
 
Yüzüme çok hüzünlü bir şekilde baktı: Çok güzel bir uslupla konuşuyordu. herşey iyi güzeldi ama bacakları olmayan bir insanın, temel ihtiyaçlarını bile başkalarının yardımı ile yerine getirmek, anlatılmaz bir acı veriyordu. Hiç bir bayramda bana bir ayakkabı alınmadı. Benim ayakkabılarım hiç eskimedi. Okula gidemedim. Genç oldum. Benim sevgilim olmadı. Sevgilimin ellerini tutamadım. Hiç bir dudak aşkla dudaklarıma değmedi. Kızların peşinden koşamadım. Askerliği düşünemedim. Baba olma ihtimalim bile sıfırdı... Oysa yaşamım normal olsaydı şimdi beni kabrime koyacak 25-30 yaşlarında çocuklarım olmalıydı. Kavga etmesini sevnen biri değilim ama gençliğimde de hiç kimseyle tekme, yumruk kavga edemedim. Mahallede arkadaşlarla maç yapamadım. Denizde yüzemedim. Sandalda kürek çekemedim. Tekerlekli sandalyem olmadan, yerimden bile kımıldayamadım... Top oynayamadım. Hep uzaktan seyrettim.
Benden onlara selam söyle, kimse benim için üzülmesin. Biraz kısa, ani oldu ama bana verilen ömür ve rolüm bu kadarmış. Ben çok rahatım. Acılarım, ağrılarım yok. Orada gerçekleştiremediğim herşeyi bir bir şimdi yaşıyorum. Mutluyum.
 
Toplam blog
: 3
: 110
Kayıt tarihi
: 04.01.11
 
 

1955 doğumlu, evli ve bir çocuk sahibiyim. İktisat Fakültesi mezunu olup, bir Kamu Bankasından em..