Hayret sağcıymışım, aaa solcuymuşum

Seçimlere 45-50 gün varken siyaset sahnesi iyice kızıştı. Sağda ANAP ile DP arasında beklenen birleşme görünürde ANAP Lideri Erkan Mumcu'nun Mesut Yılmaz'ı kastederek söylediği "Bakın bakalım, en çok kim sevilmiyor? APO mu yoksa başka birisi mi?" sözü yüzünden gerçekleşmedi. Elbette ki Mesut Yılmaz'ı teröristbaşı Apo ile aynı kefeye koymak son derece yanlış bir davranış. Diğer yandan Mesut Yılmaz'ın da ANAP lideri iken Mavi Akım başta olmak üzere ülkeyi soktuğu zor durumları ve anlaşmaları da görmezden gelemeyiz. Türkiye, hala bu sıkıntıları yaşıyor. Mesut Yılmaz gibi bir kişinin politika sahnesine girmesine hele hele milletvekili olarak seçilmesine gönlüm hiç razı değil. Ama seçmenlerimiz her zaman olduğu gibi geçmişte yaşananları çok çabuk unuttukları için bunu da normal karşılamak lazım. Hadi seçmenler unutuyor diyelim, peki ya DP idarecileri? Nasıl oluyor da DP lideri ve parti idare kurulu, Mesut Yılmaz'ın geçmişte bu ülkeye verdiği zararları görmezden gelir? Bunu anlamak mümkün değil...
Gelelim asıl soruya, daha doğrusu soruna. Dikkat ediyorsanız sağ partilerden sol partilere, sol partilerden de sağ partilere transferler inanılmaz derecede yoğunlaştı. Ben bu konuya çok ama çok şaşırıyorum. Bir politikacı sağ partiden seçilen bir milletvekili veya parti üyesi iken nasıl olur da sol partiye geçer ve o partiden yeni seçimlerde aday olur? Yani bu insanlar sağ partide görev yaparken aslında solcu muymuş? Ya da sol partide görevlerini icra ederken aslında sağcı mantalitesi mi taşıyormuş? Komedya üst düzeyde gidiyor bizim siyasi dünyamızda. Ya da eğer böyle değilse işin içine millete hizmet değil kişisel çıkarlar ön plana çıkıyor. Bu da siyasi arenadaki milletin seçtiği vekillerin "şeref" anlayışı ile bağdaşmıyor.
Düşünsenize, siz bir sağcı seçmen olarak sağcı olarak gördüğünüz bir partiye ve dolayısıyla o partinin seçmen listesindeki milletvekili adayına oy veriyorsunuz. O kişi sizin verdiğiniz oylar ile parlamentoya giriyor. Sonra ne oluyor? Bu kişi "aaa ben solcuymuşum aslında" deyip hoooop sol zihniyetli partiye geçiveriyor. Siz değerli seçmenler de tıpkı benim gibi aval aval bakıyorsunuz. Bakmak zorunda kalıyorsunuz. Çünkü bu şeref ve namus anlayışı ile bağdaşmıyor. En azından benim kriterlerime göre bağdaşmıyor. Sizi bilemem. Bu konuda yorumlarınızı da almak isterim.
Bence TBMM'de bu konuda biran önce bir karar alınmalı. Partiler arası transfer anlayışı son bulmalı. Eğer milletvekilleri seçildikleri partilerdeki yönetim anlayışından rahatsız ise partisinden istifa etsin ama başka bir partiye geçmesin. Mecliste bağımsız milletvekili olarak yer alsınlar. Böylece o milletvekilinin şeref anlayışı sorgulanmasın.
Ne dersiniz? Güzel bir öneri değil mi?