Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '12

 
Kategori
Güncel
 

Hayvan hakları için insanlık yürüyüşündeydim...

Hayvan hakları için insanlık yürüyüşündeydim...
 

Hayvanlar, bizim sessiz can dostlarımız. Bu dünyada sadece insanoğlu yaşamıyor, bu dünyayı hepimiz paylaşıyoruz. Bütün canlılar. Ve bütün canlıların yaşama hakkına saygı duymak zorundayız.

“Yaratılanı severiz, yaradandan ötürü” diyebilen bir kültürden geliyoruz ve vicdanlı bir toplum olduğumuzu iddia ederiz.  Ama hayatın içinde olanları, insanların tutumları, çıkan yasaları gördüğümüzde ne kadar ikiyüzlü bir toplum olduğumuzu görüyorum. Hayvan beslenen eve melekler girmez zihniyetiyle yaşayanların çoğunlukta olduğu bir toplumda hayvanların lehine bir yasanın çıkmasını beklemek biraz hayalperestlik gibi oluyor bugün.

Zaten bu canlar ölüm, kalım savaşındalar sokaklarda. Onlar karşılıksız severken bir gün geliyor yaşlandı diye terk ediliyorlar, petshoplarda bir eşya gibi satılıyorlar, tecavüze uğruyorlar, işkenceyle tanışıp sessizce ölüyorlar, aç kalmamak için bir lokma ekmek arıyorlar, su içmek için yerlerdeki su birikintilerini yalıyorlar, açlık ve susuzluktan kırılıyorlar, keyifle avlanma malzemesi oluyorlar, tekmeleniyorlar, kovuluyorlar, oyuncak niyetine hediye ediliyorlar, maskara oluyorlar, ilaç ve kozmetik deneylerinde kullanılıyorlar, kürkleri için ölüyorlar. Az ya da çoğun hesabını yapmadan kanaatkarca onlara kalanlarla, verilenlerle yaşam mücadelesindeler.

Hiç olmazsa saygı istiyorlar. Yaşam haklarına saygı istiyorlar. Tek suçları yaşamak olan bu canların kalben yanında olmaktan başka bir şey gelmiyor elimizden.  

Asıl tehlikeli olan bence insanoğlu ve onun ırkçı zihniyetidir. Her gün çıkan haberlere bakarsak bir hayvanın bir insana zarar verdiğine dair haber, insanın insana verdiği zarardan çok daha az hatta yok bile denebilir.

Neden bütün canlıların yaşam haklarına saygı duyup, beraber yaşamayı öğrenmek varken, onların sokakta yaşayanlarını sorgusuz sualsiz yok etmeye, hapsetmeye çalışıyorlar?

Hayvanları seviyorsak onların dili olmalı ve bu ırkçılığa dur demeliyiz artık. Yasa dediğin, öldürmek için değil, yaşatmak ve hiç bir şeyin zarar görmemesini sağlamak için yapılır.

Bugün İstanbul’da Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde hayvanların yaşam haklarına saygı yürüyüşü vardı ve ben de onlara destek için yürüyen binlerce hayvanseverin içindeydim.

Mitingin başlama saatinden yarım saat önce Galatasaray Lisesi önüne geldiğimde çoktan binlerce kişinin toplanmış olduğunu gördüm ve heyecanlandım. Bu kadar büyük bir mitingi düşünmüyordum ama görünce çok sevindim. Herkes bu konuda çok hassastı demek ki. Büyük ve coşkulu bir kalabalık vardı. Ellerinde çeşitli döviz ve pankartlarla, çoğunun da ağızlarında düdüklerle, ıslıklarla ve alkışlarla Taksim meydanına kadar yürüdük. Yürüyüş kolunun bir ucu Taksim Meydanı’na vardığında bir kolu hala Galatasaray’daydı. Avrupa’daki gibi sokaklarda tek bir kedi ve köpek bırakmayacak ve hepsinin ölüm fermanına, alınıp satılmasına, hapsedilmesine yol açacak bu yasa tasarısını reddetmek için toplanmışlardı.  

Hayvan sahipleri hayvanları ile gelmişlerdi. Kimisinin ellerinde tasmalarıyla irili ufaklı köpekleri, kimisinin kucaklarında kedileri ile bazıları hayvan maskeleri, boyalarıyla çok renkli görüntüler vardı.

Birçok sanatçı da katılmıştı. Cansel Elçin, Leman Sam, Ömür Gedik, Bedri Baykam ve adlarını sayamayacağım dizi ve sinema-tiyatro dünyasından birçok kişiyi gördüm.  Beşiktaş’ın Çarşı Grubu da yürüyüş kolunun merkezindeydi. Oldukça renkli görüntüleriyle, kendine özgü esprili pankartları ve sloganları ile öne çıktılar doğrusu. Çarşı’nın “Meclis boşalsın barınak yapılsın. Ölüm yasasına hayır” yazılı pankartı dikkat çekti.

Aynı anda Galatasaray Lisesi ve Tünel arasında da Down Sendromluların yürüyüşü vardı. Onlara destek için toplanılmıştı, ellerinde renkli pankartlarla yürüyüş kolunun en önünde bu çocuklar yürüyordu. Onların yanında da oldum. Anne babalar down sendromlu minicik bebekleri, küçük çocukları ellerinde, kucaklarında, omuzlarında hep birlikte yürüyorlardı.  Downlu bir çocuğun elindeki bir pankart dikkatimi çekti. Şöyle yazıyordu. “Gerçek dost kromozom sayısına bakmaz”. Ne kadar doğru.

Bugün gerçek dostlarımız için hep birlikteydik, beraberce mücadelemizi sonuna kadar yapacağımıza inancım vardı.

 

Şükran Demirtaş

 
Toplam blog
: 249
: 3042
Kayıt tarihi
: 19.03.11
 
 

Doğup büyüdüğüm şehirde, İstanbul'da yaşıyorum. Emekliyim. Gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi sevdiğim ..