Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Hayvancılık tarım ayrışmasının temelleri (İlkel insanlardan bugüne nasıl geldik 3)

Hayvancılık tarım ayrışmasının temelleri (İlkel insanlardan bugüne nasıl geldik 3)
 

http://www.kabatasdevri.com/res/27.jpg


Arabistan, Filistin ve orta asya da yılın belli dönemlerinde otlak olarak kullanılabilecek ama tarıma elverişli olmayan geniş topraklar vardı. Bundan dolayı sığır, koyun, keçi, deve, at gibi hayvanları evcilleştirmiş olan insanlık yazlık ve kışlık otlaklar arasında gidip gelmeye yetersiz olan yerlerden de uzaklaşmaya başladılar. Tarımda yerleşikler gibi yağmuru beklemiyor, yağmurun peşinden gidiyorlardı. Bu yüzden duaları , dinleri ve siyasal yapıları çok farklı gelişmiştir.

Akrabalık ve birlikte hareket etme, grup ve klan kurgusu daha önemlidir tarımdakinden. Bu klanlaşma kan bağı temelli, ataerkil bir yapıdadır. Servet onlar için dört ayakla ölçülür. Birden azalma ya da hırsızlık kıran gibi artışlar, azalışlarla farklı zenginleşme daha belirgindir. Uygarlığın ve tarımın düşmanıdır.

Onların krallarından bekledikleri daha çok, iyi bir önder olabilmesi ve hareketli olmasıdır. Önderlik ettiği herkesçe tanınacaktır. Hem diğer insanlar gibi hem de daha bilgili ve akıllı olacaktır. Bilgi ve aklının göstergesi herkesten zengin olmasıdır. Zenginliğin bir şartı da ticarettir. Ancak bu önderlik, tanrısal güçlerden çok farklıdır. Bu yüzden tıpkı Musevilerin Yehovaya inandıkları gibi kabile tanrılarına inanırlar.

Uzun yola çıkmak, deve ve atların evcilleştirilmesine bağlıdır.Deve ve atın ortaya çıkışı, sadece tarımcılarla ayrışmayı arttırmamış, hayvancılar arasında da bir ayrışmaya neden olmuştur. Binek hayvanı kullananlar ve otlatılan hayvan sahipleri. Örneğin çölde belirli bir evde yaşayan Hayarlar ve kara çadırda yaşayan Araplar. Araplar da ikiye ayrılır sürüleriyle çöl kıyısında yaşayan Şvayalar, deve yetiştiren ve yılın 10 ayını çölde geçiren Bedeviler. Bu farklılıklar bir dizi toplumsal dereceleşmeye yol açar. Örneğin çadırda yaşayan, çiftçilik yapandan nefret eder. Bedevi, Arab’ı hoş görür. Bedeviler arasında da bazı kabileler diğerlerinden daha üstün olarak ortaya çıkar. Liderlik yetenekte gerektirdiği için kabile yaşlılarına bir seçme hakkı tanınır.

Farklı kabilelerin yetersiz ve sınırlı otlakları kuşkusuz ki çatışmalara neden olurdu. Tarımla uğraşanlarla aradaki kavgayı hep hayvancılıkla uğraşanlar başlatmıştır. Aslında savaş, tarımcılıkla hayvancılık değil, hareket yeteneği olan yoksulluk ve savunmasız servettir. Saldırı ve kaçmada hayvan önemli bir unsurdur.

Aristo politika adlı eserinde hayvancılıkla uğraşan insanların savaşa en hazırlıklı, bedence güçlü ve ordugah hayatına alışkın oldukları yazar. Arap bir tarihçi, fetihler ancak yüreklilik ve kahramanlıkla yapılabildiğinden ancak göçebe hayata ve çölün katılığına alışkın bir millet, sayıca daha çok ve daha birleşmiş bir ruha sahip olsa bile daha uygar bir halkı rahatlıkla fethedilebilir der.
Devamı var.

Konuyla ilgili önceki bloglar için:
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=105179 ilkel insanlar
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=105187 tarımsal yaşam
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=106616 savaşların etkisi

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..