Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '14

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Hayvanlar ve Biz

Hayvanlar ve Biz
 

Oğlum Emir köpeği Suzi ile


Hayvanlarla aranız nasıl?

Son zamanlarda hiç bir hayvana dokundunuz mu? Bir hayvanı okşadınız mı ya da bir hayvana taş attınız mı?

Sizin oralarda hayvan yok mu? Şehrin en kalabalık merkezinde mi yaşıyorsunuz?

Ya da sizin oralarda çok sayıda hayvan mı var. Hayvancılık yapan bir köyde misiniz?

Arkadaşlarınızın kedileri ve köpekleri var ama sizde yok mu? Pek siz akvaryumdaki balığı hayvandan saymıyor musunuz?

Hayvan deyince aklınıza vahşi köpekler, yılanlar, çıyanlar, akrepler mi geliyor? Onları sevmiyor musunuz?

Jack London'un "Beyaz Diş" ya da Gülgün Tuna'nın "Hepimiz Aynı Gemideyiz" kitaplarından birini ya da ikisini veya hayvanları konu edinmiş diğer çok sayıda kitaptan okuduklarınız var mı?

Hayvanlar hakkındaki belgeselleri izler misiniz?

Her insanın hayvanlarla durumunun da, hayvanlarla arasındaki mesafenin de, hayvanlar hakkındaki görüşlerinin de farklı olduğunu eminim biliyorsunuzdur.

Onlarla ilgili görüşlerimizin, yargılarımızın bir kısmı doğru, bir kısmı yanlıştır.

Hayvanların belli türleriyle bire bir ilişki içinde olanlar, diğer hayvanları da onlara hiç yaklaşmamış olanlara göre daha iyi tanırlar, bilirler. Hayvanlar hakkındaki bilgi ve fikirlerimizin sağlık düzeyi onlara yakınlığımızla ilintilidir.

Geçen yıl televizyon haberlerine konu olan bir olayı anımsıyorum.

Köpeklerini Ankara'da gezmeye çıkarmış olan bir adam fenalık geçirmiş, yere düşmüştü. Kendisine yardım etmek için yaklaşmaya çalışan insanlar keskin dişleri dışarıda ve hırlayan köpekleri bir türlü geçemiyorlardı. Adam öylece düştüğü yerde baygın yatıyordu. Polise haber verildi ama gelen polisler de olay yerinde araçlarının kapısını açıp aşağı inemediler.

Sonra yoldan geçmekte olan genç bir adam girdi devreye. Korkmadan yaklaştı köpeklere. Gözlerinin içine bakıyordu. Hayvanlar önce sustular sonra kuyruklarını sallayarak adama yaklaştılar.

Adam köpekleri uzaklaştırdıktan sonra yerdeki hastaya gerekli müdahale yapılabildi.

Gazetecilerden biri adama bunu nasıl başardığını sorunca, "benim de köpeklerim var, onları severim. Köpekler bunu anladılar, hepsi bu" demişti.

Pek çoğumuz kedi, köpek, tavuk, kuş, balık, koyun, keçi, sığır, at, eşek görmüş olsak da bu yazıyı okuyanların çoğu ben dahil gerçek bir aslan, kaplan, fil görmemiştir.

İçimizde tavuk kesen de var, eşeğe, ata binen de.

Hepimiz bir şekilde bu dünyayı onlarla paylaşmakta olduğumuzun farkındayız.

Onların kimilerini çevremizde görmeye, sevmeye alışığız, kimilerine de hiç mi hiç tahammülümüz yok.

Başta sağlıklı yaşamak olmak üzere onların da bu dünyada bizim kadar hakları olduğunu düşünenlerimiz de var, düşünmeyenlerimiz de.

Bulundukları site çevresinde korkutulmuş, başı önünde gezen köpeği çocuğu için tehlike addedip hemen ortadan kaldırılmasını isteyenlerimiz hiç de azımsanmayacak sayıdadır.

Onları düşünmeye az ya da çok zaman ayıranlarımız da var, hiç mi hiç ayırmayanlarımız da.

Kasapların doğal görevleri onlardan uygun olanları kesip bize yiyecek sağlamak.

Veterinerlerin doğal işleri onlardan kendilerine ulaşanları iyileştirmek, çeşitli şekillerde türlerinin ve ırklarının ıslahlarını, kısırlaştırılmalarını sağlamak.Üzerlerinde araştırmalar yapmak. Beslenmeleri, temizlikleri, bakımları konusunda sahiplerini bilgilendirmek, çalışanları yönlendirmek.

Belediye zabıta görevlilerinin işi onları toplayıp hayvan barınaklarına koymak. Kimi yerlerde de daha kolayını tercih edip onları zehirlemek ya da tüfekle vurmaktır.

Pet shoplar onların talep görenlerini alıp satma işini üstlenirler.

Horozcular onları döğüştürürler. Asya ülkelerinde köpek döğüştürenler de vardır.

Arkadaşım Soner Gloster cinsi kuşlar yetiştirir. Bu kuşların Türkiye'de ve dünyada güzellik yarışmaları, renk yarışmaları olduğunu söyler. Onun çocukluğundan beri köpeklerle, güvercinlerle arasının iyi olduğunu bilirim.

Güvercin demişken, Türkiye'de ve dünyada bu hayvanın da çok sayıda fanatiği olduğunu ifade etmek gerekir.

Arkadaşımız Kahveci Zeki müteahhite arsasının üzerine yaptığı binanın teras katını kuşlara uygun şekilde yaptırmış, yedinci katın üzerindeki bu terasta havanın güzel olduğu günlerde (ki Van güneşli günü en çok olan sayılı illerden biridir) kuş uçurmanın keyfini yaşamaktadır.

Oğlum Emir biz şehir merkezinden uzağa, köpeklerin bol olduğu bir yerleşim birimine taşınınca bir köpek dostu olarak arkadaşları ile vaktinin bir kısmını bu hayvanlara ayırmaktayken bu merağını ağabeyi Furkan'a da bulaştırmıştır.

Siz hayvanlarla ne durumdasınız bilemem.

Bildiğim o ki, hayvanlara yakın olanlarımız da çok, uzak olanlarımız da.

Benim gibi geçmişte nispeten varoş türü yerlerde, köylerde yaşayıp hayvanlarla içli dışlı dururken, tavuklarla, horozlarla, ördeklerle, kazlarla, hindilerle, ineklerle, öküzlerle, eşeklerle birlikte yaşarken şimdi apartman katlarında onlardan uzak olanlarımız da çok.

Onların haklarına saygı gösterenlerimiz de var, göstermeyenlerimiz de.

Gerçek olan bir şey var ki, bu dünyada bizim ne kadar hakkımız varsa onların da hakları olduğudur.

Sorun da odur ki, biz savaşlarla, etnik kavgalarla, din ve mezhep kavgalarıyla, paylaşım mücadeleleriyle ne kadar birbirimize zarar veriyorsak onlara da doğru-yanlış, haklı-haksız zararlar veriyoruz.

Hayvanlarla ilgili oturmuş ve sağlıklı yasalarımız ve kurallarımız yok. Olanlara da ne kadar uyuluyor hiç belli değil. Bir süre önce, bulunduğum çevrede pek çok köpek öldürüldü. Kendilerine ulaşılan sorumlu zabıtalar niyetlerinin onları uyutup götürmek olduğunu ama ilacın dozu fazla kaçtığı için hayvanların öldüklerini söylemişlerdi.

İyisi mi sözü fazla uzatmayayım.

Hayvanlarla aranız nasıl?

 

08 Ağustos 2014

14:40

 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..