Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hazan ve hüzün

Hazan ve hüzün
 

Yenice'ye sonbahar geldi.


Hazan.

Sonbaharın diğer ismi.

Güzel, duygulu bir isim.

“Sonbahar/Hazan/Güz.”

Başka hiçbir dilde böyle güzellik yoktur.

Bir mevsime üç isim.

Üçünün de anlamı birbirinden güzel.

Duygu yüklü.

Doğadaki var oluşun, yok oluşunu (değişimini) simgeleyen bir duygu birikiminin adı sanki.

Kışa hazırlanan doğa içinde yer alan bütün canlılar, baharın ve yaz mevsiminin kendilerine yüklediği hareketli bir yaşamdan uzaklaşıp uykuya dalacaklar. Derin bir hareketsizlik içinde, yorgunluklarını giderecekler.

Meyve yüklü ağaçlar, meyvelerini insanlara, kurtlara, kuşlara sunduktan sonra hüzünlü bir bekleyişe geçecekler.

Bu geçişin ve değişimin adıdır sonbahar.

Rüzgârlarla başbaşa kalan ağaçlar, yavaş yavaş sararan yapraklarını toprağa sunmaya başlayacaklar. Bir mevsim hayatı yakalayan yapraklar, bir mevsimde olgunlaşıp, sonbaharda yere düştüğünde, toprakta “yeni bir hayatın başlangıcı” olacaklar. Yaprakların dökülmesinden, ağaçların cansız bir görünüme bürünmesinin getirdiği hüzünden dolayı, “hazan” demişler belki de bu mevsime.

Göçmen kuşların gökyüzünde geçişleri boşuna değil. Kuşların, sonbaharla birlikte yeni bir hayatı yakalamak için yollara düşmesi hiç boşuna değil.

**

Melahat Pars’ın bestelediği, sözlerini Sıtkı Argınbaş’ın yazdığı şarkıda,

“Ben gamlı hazan, sense bahar, dinle de vazgeç.
Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç.
Olmaz meleğim böyle bir aşk, bende vakit geç.
Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç. “

Şairin, “Hazan” derken ne anlatmak istediği gayet açık değil mi?

Birazcık, geçen zamanın üstünde bıraktığı karamsarlık olsa da…

“Hazan” ne de olsa, ölümü hatırlatıyor bazılarına.

Bazılarının da ne bahardan, ne de hazandan haberleri var.

Yıldırım GÜRSES, “Hazan Mevsimi” içinden çok oldu geçeli. Bu dünyada, bizlere duygu yüklü şarkılar bırakıp gitti.

"Düşen bir yaprak görürsen,
Beni hatırla demiştin.
Biliyorsun seni ben,
Sonbaharda sevmiştim.

Her sonbahar gelişinde,
Sarı, sarı yapraklarda,
Kuru dallar arasında,
Sen gelirsin aklıma.

**

Hüzün yüklüdür sonbahar.

Hüzün; ne üzülmek, ne de sevinmektir.

Hüzün; mutluluk ile mutsuzluk arasında bir duygu yoğunluğudur.

Akşamın olması, Güneş’in batmasıdır hüzün.

Birde gurbetteyseniz… Bir bayramda… Ananız, babanız ve de sevdiğiniz aklınıza geliverirse. Salıverirsiniz kendinizi. Gözleriniz çeşme olur.

Askere giden oğul, oğlundan ayrılan ana, hüzün yüklenir tonlarca.

Okulu bitiren öğrenci, öğrencisinden ayrılan öğretmen. Hüzne boğulur ayrılıklarla.

Hüzünlendi mi insan. Boğazı düğümlenir, konuşamaz. Sessizce gözleri buğulanır, ağlayamaz. Gözünü gizlice sildiğinde, soran olursa “toz kaçtı” deyiverir.

*

"Hüzün" sevginin, sevmenin en masum halidir, geçici ayrılıklarda.
"Hüzün" en yüksek duygu yoğunluğudur.
"Hüzün" sılaya hasretin, gurbetteki halidir.
"Hüzün" günün bitmesi akşamın gelmesidir.

"Hüzün" tek başına dolaşmasıdır insanın, kalabalıklarda.

"Hüzün" ayrılmanın yaman halidir gönüllerde.

"Hüzün" bir bebeği uzaktan sevmenin soğukluğudur yada sıcaklığıdır

"Hüzün" yalnız oturulan sofrada ekmek kırıntılamaktır.

"Hüzün" yalnızlığı paylaşmaktır sokaklarla.

Hüzün hüzündür işte.

Ne bileyim?

Herkesin kendi hüznü kendine.

**

Sonbaharın hüznü de kendine.

Çıkıverin dağlara, bayırlara.

Sonbaharın bereketini görün.

Yalnız bırakmayın sonbaharı.

Solan yapraklara bakın. Düşen yapraklara dokunun. Düşen yaprakların, yeşili bitirip diğer renklere geçişini gözleyin. Yaprakta ki, kırmızı ve sarı renklerin tonlarını görün. Bir yanınızı ısıtan Güneş'e gülümseyin. Bir yanınızı üşüten gölge ile selamlaşın. Oturun bir tepe üstüne, “hüzünleri yüklenip” hayallere dalın. Okul defterinizin arasındaki gül yaprağını hatırlayın.

**

Sabahat Özdenses’in bestelediği,

“Akşam oldu hüzünlendim ben yine.
Hasret kaldım gözlerinin rengine.
Gel mehtabım gel sevgilim gel yine.
Hasret kaldım gözlerinin rengine.”

şarkısını bağıra bağıra söyleyin.

Hızınızı alamadıysanız eğer, Selim ÖZTAŞ’ın;

“Güz gülleri gibiyim.
Hiç bahar yaşamadım.
Ya sevmeyi bilmedim yıllarca,
Ya sevince geç kaldım.”

şarkısına geçiş yapın.

**

Ne demiş bir ozanımız.

“Özlemi’ yem Başım Dumanlı Dağlar
Gözlerim Yaşlıda İçim Kan Ağlar
Güz Ayları Geldi Bozuldu Bağlar
Hazan Yeli Değdi Gülüme Benim
Değme Felek Değme Gülüme Benim”

**

Hazan Oldu Hazan Oldu.
Bahar Geçti Hazan Oldu.
Gonca Güldüm Yar Bağında.
Gülüm Soldu Hazan Oldu.

**

"Teselliden nasibim yok hazan ağlar baharımda." M. A. Ersoy.

**

YÜZYIL' ımı dörde böldüm…

Her bölümü bir mevsim,

Biri kaldı, üçü gitti…

YAZ' ı gitti, GÜZ' ü gitti,

Karlı, tipili KIŞ' ı gitti,

Yemyeşil bir BAHAR kaldı! (Rıfat ILGAZ)

Bize ölümü hatırlatsa da, içimiz burkulup hüzünler yüklensek de, yeni bir hayatın başlangıcıdır “HAZAN.”

Bazılarının, hiç mevsimi yoktur.

Hayatınızın kıymetini bilin.

Hayat, soluk alıp vermek kadar kısa.

Ozan demiş ya.

“Ömür iki nefes arası”

Ya da;

“Ömür dediğin bir nefes.”

Dört mevsimi yaşamasını bilin.

Hayatınız BAHAR olsun.

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..