Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hazırlan, geliyorum!

Hazırlan, geliyorum!
 

Bütün puştluklarına, bütün yan çizmelerine, bütün yalanlarına, çeşit çeşit maskelerine rağmen seni seviyorum hayat. Tam yol alacakken taktığın çelmelerine, dizlerimde açtığın nasırlarına, dona kestirmek istediğin ilkbaharlarıma, yüreğime ekmeye çalıştığın umutsuzluklarına inat “rağmen” seni seviyorum hayat. Bana reva gördüğün tüm işkencelerine, gözlerime geçirmeye çalıştığın kara gözlüklerine, dikenlerin ortasında yalınayak bıraktığın ayaklarıma rağmen seni seviyorum hayat.

Sanma ki yenilirim sana, sanma ki yarı yoldan geri dönerim, sanma ki senle veya sensiz umudu kara topraklara gömerim. Tohumlarım var benim torbamda çeşit çeşit her mevsimde yeşertecek, istersem rengarenk açtırabileceğim. Yağmur, çamur, kar kış demeden oynayabileceğim ara sokaklarım var benim, senin bilmediğin. Sana söyler miyim sanıyorsun, adresimi verir miyim? O benim sokaklarım. Kazmayla, kürekle, balyozla, dinamitle gün be gün düzlediğim. Sığınaklarım var benim günlerce iğneyle kazıp emek çektiğim. Sığınaklarım senin bilmediğin. Hadi gel de yakala beni kolaysa.

Kara gözlüklerinin yerine takabileceğim rengarenk gözlüklerim var benim. Daraltmaya çalıştığın görüş açıma rağmen kullanabileceğim dikiz aynalarım. Işığım var dağarcığımda, kapatsa da gün ışığımın önünü kara bulutlar, karanlığında kullanabileceğim. Hem de rengarenk, hem de köreltircesine aydınlığıyla en görkemlisinden. Cesaretim var benim bütün korkutmacılarına rağmen inatla içimde büyüttüğüm. Nalım var benim yedekte, tökezletince sen atımı ayağına geçirebileceğim. Sanma ki at nallamayı bilmiyorum. Hepsini öğrendim sayende.

Eyyy hayat! Posta koyuyorum işte meydan okuyorum sana! Haydi görelim restini! Öyle gitmek var mı sanıyorsun benim kitabımda, yenilmek, düşmek, yeşerttiğim tohumları senin doymak bilmez aç kurtlarına yedirmek!

Geçit vermez benim dağlarım sana. Havada kuş, dağda kurt, yollarımda mayın olsan kar etmez. Ben bulurum yine de bir yolunu. Ben o dağlarıma hoyrat rüzgarlarını saldığın Toros dağlarının kızıyım. Yollarıma ektiğin mayınları tek tek temizledim. Düştüm kalktım örselendim. Yeniden, yeniden denendim. Ama ayakta kalmayı bildim. Yarında bileceğim, öbür günde. Daha öbür günde. Artık yürümeyi öğrendim. İnadına; inadına yürüyeceğim. Hazırlan hayat! Giydim demir çarıklarımı geliyorum seni sonuna değin yaşamaya. Sevinçlerim ise har zamanki gibi. Sağımda, solumda, her yerimde!

Sen ne sanmıştın ya? Yenileceği mimi?

Yangınlar
Kahpe fakları
Korku cığlıkları
Ve irin selleri aç yırtıcılar
Suyu zehir bıçaklar ortasındasın
Bir cana bir başa kalmışsın vay vay
Pasatsız duldasız üryan
Bir cana bir de başa
Seher vakti leylim leylim
Cellat nişangahlar aynasındasın
Oy sevmişem ben seni
Üsküdar'dan bu yana lo kimin yurdu
He canim
Çiçek dağı kıtlık kıran
Gül açmaz çağla dökmez
Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
Küfrünü medetsiz Munzur
Şahmurat suyu kan akar
Ve ben şairim...
Namus işçisiyim yani
Yürek işçisi
Korkusuz pazarlıksız
Kül elenmemiş
Ne salkım bir bakış
Resmin çekeyim
Ne kinsiz bir rüzgar
Mısra dökeyim
Oy sevmişem ben seni!
Ve sen daha demincek
Yıllarda geçse demincek
Bıcaklanmış dal gibi ayrı düştüğüm
Ömrümüm sebebi ustam, sevgilim
Yaram derine gitmiş
Fitil tutmaz bilirim
Ama hesap dağlarladır
Umut dağlarla
Düşün uzay cağında bir ayağımız
Ham carık kıl çorapta olsa da biri
Düşün olasılık, atom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda
Atıp bir kıyıya bir zamanı
Yarının çocukları gülleri için
Herbirinin ayva tüyü için çilleri için
Koymuş postasını
Görmüş restini
He canım
Sen getir üstünü
Oy Havar
Muhammed, İsa aşkına
Yattığım ranza aşkına
Deeey dağları un eder ferhadın gürzü
Benim de boş yanım hançer yalımı
Ve zulamda kan ter içinde asi
He desem koparacak dizginlerini
Yediveren gül kardeşi bir arzu
Oy sevmişem ben seni...

Siir : Ahmet ARIF

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..