Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '12

 
Kategori
Futbol
 

Hazırlık maçı kıvamında oynayınca...

Hazırlık maçı kıvamında oynayınca...
 

Kaç sene geçerse geçsin, hangi transferi yaparsanız yapın en sonunda sezon başında Şampiyonlar Ligi gibi prestiji çok büyük arenaya yine Genç Semih ! ile başlıyor ve 10 Milyon Avro’luk Sow’u ve alternatif forvetiniz Bienvenu’yu de kenarda oturtuyorsanız birşeyler yanlış gidiyor demektir...

Aykut Kocaman’ın 11 tercihi, Semih dışında takıma yeni katılan 4 oyuncu ile daha birleşince Fenerbahçe’nin oynadığı ön eleme maçı, bir anda hazırlık maçı kıvamına geldi. Küçümsediğimiz rakip kendi sezonunda 4.resmi maçını oynamaktaydı oysa. 90 dakika Fenerbahçe’den daha diri ve derli toplu gözüktüler ve devamlı önde baskı yapıp, ne sıcak havadan ne de deplasmandan etkilendiler...

Yukarıda dediğimiz gibi Hoca; yeni transferler ve Semih sürpriziyle geçen senenin takımından % 50 daha farklı bir tertip sahaya çıkarınca ve buna eskilerden Stoch, Christian ve Alex’in silik futbolu eklenince yine koskoca bir 45 çöpe gitmiş oldu... İlk yarı gözümüze batan en net tespit orta alanda devamlı Emre’yi aradığımız gerçeğiydi. Emre’nin ataklarında topla buluşup oyunu yönlendirmesini ve rakip akınlarında da oyunu karşılamasını çok aradık durduk. Umarım bu arayışımız tüm sezon boyu sürmez. Uzun yıllardır Appiah gibi bir oyuncu bulamamanın yanında şimdi de Emre’yi  kaybettik. Bu takımın çok acil Emre gibi oyunu 2 tarafta da oynayabilecek bir isme ihtiyacı var. Bu orta alanla değil Şampiyonlar Ligi Sezon bile zor gider.  Orta saha o kadar boştu ki, Romen ekip çok rahat bir deplasman maçı çıkardı. 90 dakika eksik oynadığımızı ve hatta deplasmanda olanın biz olduğumuzu düşündüm. Christian’ın attığı şutlar geçen sene etkili oluyordu ama bu 90 dakika boyunca ne Christian ne Stoch ne de diğerlerinden bir tane şut dahi çıkmadı. Topal’ı ise sahada doğru düzgün hiç göremedik. Devamlı geriye kaçıp durdu.

Böyle bir ön eleme maçında birlikte sadece 2 maç oynayabilmiş 4 yeni oyuncuyu Kadıköy’e ilk kez çıkartmak pek doğru bir tercih olmadı herhalde. Premier Lig tecrübeli Kuyt’un dışında yenilerin tamamında çok ciddi heyecan, panik ve telaş vardı. Kuyt içinse ayrı bir parantez açmak gerek. Tüm oyuncuların vasat altı oynadığı bir maçta gözümüze çok hareketli gözüktü. Arkadaşlarından daha fazla istekli daha fazla koşan ve çabalayan isim olarak göze çarptı.

İkinci yarı yapılan ufak bir dokunuş takımı hareketlendirmiş gibi gözükse de sol tarafta da bu değişiklikler zaman geçmeden yapılabilirdi. Evimizde oynadığımız maçta daha atak ve agresif oynamamız gerektiği gerçeğinden hareketle belki Caner başta tercih edilmeli ve hatta Stoch’un yerine değil Hasan Ali’nin yerine oyuna girmeliydi. Kayserispor’dan gelip 2 maç sonunda 50 bin seyirci karşısında Fenerbahçe formasını giymek çok kolay değil...

Kabul etmek gerekir ki, Temmuz ve  Ağustos’ta maç oynamak çok zor ve riskli bir iş. Bunun örneklerini önceki yıllarda çok yaşadık ama tüm bunlardan da ders almak gerekiyordu. Dün akşama çok yazık oldu. Mayıs ayında jop darbeleri, göz ve gaz yaşlarıyla bıraktığımız Saraçoğlu’na Başkanımızla birlikte dönüş yaptığımız bir gecede coşkulu bir futbol ve galibiyet çıkarmak gerekiyordu. Bekir’in attığı gol umuda tutunmak ve Kadıköy’ün büyüsü adına gecenin ışığı oldu.

 

Fenerbahçe’nin layık olduğu yer Şampiyonlar Ligi olmalıdır  ama 3 Temmuz sürecinin  2.yılında Fenerbahçe Yönetimi futbol takımına olan konsantrasyonunu arttırmalıdır. Yönetim yaşananların futbol takımının ve taraftarın üstünden çekip almalı ve futbolcuların ve taraftarın sadece sahaya odaklanmaları sağlanmalıdır. Aksi durumda sportif başarının grafiği aşağı doğru bel vermesi kaçınılmazdır.

 

Son sözüm ise taraftara; kabul, her türlü süreçte omuz omuzayız ama asli yeri tribünler olan taraftarın uzun zamandır futbolcuları ateşleyen agresif etkili ve coşkulu tezahuratlarını rakibi boğan ve baskı altına alan protestolarını özlediğimi hissediyorum...

 

https://twitter.com/ahmetceliksungu

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..