Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '14

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Hazreti Mevlana’yı ziyaret etmek ne güzel.

Hazreti Mevlana’ya kavuşmak ne büyük saadet!

Nasıl anlatılır bilmek zor!

Yol ışığımı ziyaret ettim.

Allah bu sene de nasip etti, ne mutlu bana…

Onu anlatırken, yazarken heyecanlanıyorum. Neler yazmalıyım - la başlayan ilk satırlarda bazen aklım beyaz oluyor, bazen karma karışık! Beyaz olduğunda yazacak bir şey bulamadığımdan kaynaklanmıyor, aklımın uçup gittiğinden oluyor.

Karışıklıkta ise, şunu da yazmalıyım, bu mutlaka olmalı diyorum. Açıkçası yazı yazmakta zorlanmayan ben Mevlana Hazretlerini ziyaretlerimden sonra yazamaz hale geliyorum. İçim coşuyor, yazmalıyım diyorum demesine de gelinde işin içinden çıkın ve deyin ki:

Kendimi hatırladım bir daha, insan olduğumu da, gönül güzelliğinin şart olduğunu da!

Bununla da kalmadım bir kez daha, yaptıklarımın az olduğuna, daha yapmam gerekenlerin çokluğunu hatırladım bir kez daha.

Azalan ışığımın dolmasını bekledim bir süre!

Yarabbi dedim; insanız, hatalarımız o kadar çok ki, böbürlenmek, gururlanmak ne büyük gaflettir. Bize Hazreti Mevlana’nın güzelliklerinden ver Allah’ım. İdrak etmemizi nasip eyle…

O nasıl demiş ki:

Aklın başına geldiğinde pişman olacağın bir şeyi sakın yapma!

Hayat bir nefestir aldığın kadar, hayat bir kafestir kaldığın kadar, hayat bir hevestir daldığın kadar.

 

Heveslendirme Yarabbi…

Dualar ettim, Hazreti Mevlana’nın huzurunda…

Yarabbi onun yüzü gözü hürmetine dedim. Sonrasında da o güzel atmosferde bir süre kaldım.

Elbette çok kalabalıktı.

Elbette dünyanın her yerinden insanlar akın akın gelmişlerdi. İnsan seli gibi, ne mutlu…

Japonların hayretler içinde etrafa bakmaları, dua edenleri izlemeleri, kendi aralarında oldukça sessiz konuşmalarını takip ettim bir süre. Dünyanın bir ucundan gelmişlerdi, onu ziyarete. Tekrar şükür ettim.

Bu yılda nasip oldu dedim, hamdolsun.

Bir çeşit arınmaydı benim için,

Bir çeşit kendimi anlamaydı…

 

Hazreti Mevlana’nın şu sözlerine aklıma iyice kazıdım.

Bencillik, gözüne takılmış ayna gibidir, o gözler nereye bakarsa baksın, kendinden başka birini görmez.

 

Nasıl dua etmezsiniz. Nasıl Allah’a yalvarmazsınız. Ya bizimde gözlerimizde ayna olursa?

Sonra başka sözlerini defalarca okudum, huzurunda düşündüm çok düşündüm.

Kalp Sırrına Erenler; neler yapar, bilir misin?

Kızmazlar... Küsmezler... Kırmazlar... Kırılmazlar...

Her şeyde bir güzellik bulurlar...

Hiçbir şeyi insanoğlundan bilmezler;

Rab ’binden bilirler’ her şeyi; ondan umup beklerler... Ve Susarlar...

Susarak Konuşurlar.

 

Onun sözlerini okuyup, anlamaya çalıştığında elbette yol ışığım dersin. Karanlığın biter, için ferahlar, ‘evet’ dersin, böyle olacağım, arınacağım.

Ben Hazreti Mevlana’ya arınmaya gittim. 

Ben Hazreti Mevlana’ya düşünmeye gittim.

Ben Hazreti Mevlana’da bir daha, bir daha kendime geldim.

Hazreti Mevlana diyor ki:

“İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Umut verip, güven aşılayıp da yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin.”

Bu sözlerin değerini anlamaya gittim.

 

Nazan Şara Şatana 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....