Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '20

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Hekimler ve Sosyal Medya

Sosyal Medyanın girmediği hemen hemen hiçbir kurum, kuruluş, meslek kalmadı. Özellikle son zamanlarda  doktorların büyük çoğunluğunun bir sosyal medya hesabı var. Hatta hesabı olmayan hekimlere güven duygusu da yok gibi. Hesapları olan ve bu hesapları aktif olarak kullanan doktorlara kullanıcılar daha çok güveniyor. Hastalar bir sağlık sorunuyla ilgili doktora başvurmadan önce Google’da sonra da hekimin iyi olduğuna kanaat getirerek sosyal medyada aramalar yapıyor ve sayfada yer alan görsellere, paylaşımlara göre karar verip sağlığına iyi gelecek doktoru böylelikle seçmiş/belirlemiş oluyor. Aslında geçmişten günümüze değişen pek bir şey yok. Eskiden de bir rahatsızlığımız olduğunu düşündüğümüzde ailemize, eşimize, dostumuza ve aynı rahatsızlığı geçirmiş kişilere danışırdık. Şimdi ise bu sorgulamada değişen tek şey; araçlardır. Gelişen teknolojilerle iletişim araçlarına daha kolay ulaşabiliyor, daha geniş bir araştırma imkânı sunduğu için sosyal medya mecralarını tercih etmekteyiz.

Bir doktor için böylesine önemli olan hasta mahremiyeti ne oluyor? Hipokrat yemini ederek mezun olan hekimler için hasta mahremiyeti büyük önem taşımaktadır. Hatta hiçbir hekim hastalarının bilgilerini hasta izni olmadan tıp kongrelerinde dahi kullanamaz. Durum bu kadar hassasken nasıl oluyor da bazı doktorlar, öncesi ve sonrası diyerek hastalarının görüntülerini paylaşabiliyor? Maalesef onlar da tüm dünyanın kayıtsız kalamadığı bu alanda var olmak adına sosyal medya kullanıcısı olmak durumunda kalıyor. Aynı işi yapan diğer meslektaşlarının önüne geçmek için bu yarışta sosyal medyayı etkin kullanmak hekimler için artık büyük önem taşıyor. Bu alanı görmezden gelmek isteyen her kim olursa olsun deve kuşu misali yalnızca kuma başını gömmekle kalır. Kısacası mecraları görmezden gelirseniz siz her gün saatlerce çalışıp, özel hayatınızı dahi ihmal ederek sayısız hastayı muayene ederken meslektaşlarınız cebini doldurmakla meşgul olur, sizin yorgunluğunuz yanına kar kalır. 

Hekimler, bu yarışta var olmak ve sosyal medyayı sağlık iletişimi için profesyonel bir platform olarak kullanmaya, bu mecralardan hasta almaya, reklamlar vererek takipçi sayılarını artırmaya çoktan başladı. Bir hekimin iyi hekim olduğunu takipçi sayısı, paylaştığı görseller ve videoların kalitesi belirliyor. İçerikler paylaşılmadan önce işin içine photoshop ve düzenlemelerin girdiği, o sayfaların reklamlarla Instagramda Keşfette yer aldığı ise gözlerden kaçan bir diğer nokta oluyor. Diğer yandan satın alınan takipçiler… Sayfaya giriyorsunuz hekimin takipçisi en az 30 bin haliyle kullanıcılar “Evet bu iyi bir doktor olmalı ki çok kişi takip ediyor” diye düşünüyor. Ancak işi bilen biri baktığın da aslında mevzunun tam olarak hekim başarısıyla ilgili değil takipçi satın almakla alakalı olduğu anlaşılıyor. O kadar takipçi sayısına sahip bir doktorun postunda 33 beğeni varsa bu takipçiler satın alınmış değildir de nedir? Gerçi son zamanlarda beğeni de satın alan sayfa sahipleri de yok değil… Ayrıca yazmakta fayda var hekimler, sosyal medya hesaplarında kullandıkları her görsel için hastalarından izin almıyor gibi anlaşılmasın. Çünkü onlar hasta mahremiyetinin ne demek olduğunun tüm bireylerden fazlaca farkında… Ayrıca sosyal medya hesapları kullanıyor olmaları da yanlış anlaşılacak bir durum değil. Meslektaşları kullanırken onların kullanmaması tuhaf olurdu. Bu duruma hem hastalar hem gelişen teknoloji hem meslektaşları hem de ortam sebebiyet veriyor. Tabi ki burada dikkat edilmesi gereken noktalar başka. Hastaları kandıracak şekilde sebep sonuç ilişkili görseller, yanıltıcı sonuçlar… Çünkü gelecek hasta gördüğü görseli ve sizin sorunla ilgili yazdıklarınızı referans alacaktır. Bu sebeple mümkün olduğunda doğru bilgi paylaşmaya özen göstermekte fayda var.

 
Toplam blog
: 64
: 116
Kayıt tarihi
: 20.09.16
 
 

Ankara'da, esnaf bir babanın ve ev hanımı bir annenin ilk çocuğu olarak dünyaya gözlerimi açtım. ..