Helal gıda sertifikasında Diyanet logosu...

Kürt sorunundan kürtaj tartışmasına, kadına yönelik şiddetin önlenmesinden ulusal gün ve bayramlara kadar yaşamın her alanında “fetva” vermeye başlayan Diyanet, şimdi de TSE’nin “helal” sertifikası verdiği ürünlere logo basacakmış. 

Ne var bunda? Sakın demeyin. Burası Laik bir ülke! Benim verdiğim vergilerle ayakta kalan bir kurum, kendisini toplumun belli bir bölümüne hizmet için var sanıyor.

Gelelim asıl meselemize: TSE(Türkiye Standart Enstitüsü)  yetkililerinin açıklamalarına göre, yakında uygulamaya geçmesi beklenen düzenleme ile bundan sonra Helal Gıda Sertifikası verilen ürünlerin üzerlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı logosu da yer alacakmış. TSE ile DİB’in (Diyanet İşleri Başkanlığı)Temmuz 2011 tarihinden itibaren başlayan “helal gıda” işbirliği yakında ortak logo ile bir ileri seviyeye çıkacakmış.

TSE tarafından incelenen ürünlerin içindeki tüm katkı maddeleri ve ana malzemeler için Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan tek tek “helaldir” yazısı alan TSE, bu belgeyi sertifika verdiği kuruluşun dosyasına koymaya çoktan başlamıştı zaten. Ancak Ortadoğu ve Arap ülkeleri başta olmak üzere TSE’nin sertifika verdiği firmalardan gelen itirazlar üzerine Diyanet de bundan sonra doğrudan sürece katılacakmış. Çalışma ile ürünlerin üzerinde Diyanet’in fetvasını simgeleyen bir logo bulunacakmış. 

Diyanet İşleri Başkanlığı, özellikle son 2 yılda terörden kürtaj tartışmasına, kadına yönelik şiddetin önlenmesinden ulusal bayramlara kadar birçok konuda “fetva veren” kurum haline geldiğini biliyoruz.

Biliyorsunuz amacımız ‘dindar ve kindar’ bir toplum yetiştirmek için tüm kurumları seferber etmek!  Bu kurumların en başında Diyanet İşleri Başkanlığı geliyor.

Diyanet İşleri devreye girmese, halkın dini duyguları nasıl sömürülecek?

Halk nasıl ikna edilecek?

İşte Diyanet’in rol aldığı konulardan bazıları:

Kürtaj fetvası: Hükümet dindar yurttaşların kürtaj konusundaki desteklerini alabilmek için Diyanet’i de devreye soktuğu bir konu. Ancak geri adım atmak zorunda kaldılar. 

Çocuklara umre turu: Başkanlık, yarıyıl tatilinde MEB’e bağlı tüm okullardaki öğrenciler, velileri ve öğretmenler için özel umre turu planladı. Ve bu planın bir kısmını hayata geçirdi. Gelen tepkiler üzerine bu plan askıya alındı.

Teröre karşı mele(Molla): Diyanet terörle mücadelede de “melelerle” rol aldı. Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde hiçbir akademik eğitimi olmayan ve mele diye tanınan kişiler halk üzerinde etkili oldukları gerekçesiyle sözleşmeli olarak göreve başlatıldı. Bin civarındaki cemaat ileri geleni bölgeye atandı.

Kadına yönelik şiddete de imza: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokolle, toplumun kanayan yarası olan kadına yönelik şiddetin durdurulması konusunda da Diyanet’e rol verildi. Ancak Diyanet rolünü iyi yapamadı ve kadına yönelik şiddet gittikçe arttı. Anayasaya madde koymalarına rağmen bu olayın önüne geçemiyorlar.

Milli bayramlara dini ayar: Yine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı aile yapısının güçlendirilmesi için başlatılan proje ile bakanlığa bağlı kuruluşlarda öncelikle ulusal ve dini günlerde ahlaki, dini ve milli duyguları geliştirmeye yönelik ortak çalışmalar yapılacak.

Okul için imam iknası: Kamuoyuna basın tarafından duyurulan bir başka proje kapsamında da imamlar okula gönderilmeyen çocukların ailelerine yönelik ikna turlarına katılmaya başlamıştı.

Gördüğünüz gibi hayatımızın her alanında Diyanet olacak.

İyide Diyanet bir gıda maddesinin helal veya haram olduğunu nasıl belirleyecek?

Gıda maddelerini helal, haram diye ayıran bir makine mi geliştirdiler?

Bir ürünün alın teri ile üretildiğini Diyanet oturduğu yerden nasıl bilecek ve bu helal, şu haram diye logo basacak?

Biz gittikçe ortaçağın karanlığına doğru yol mu alıyoruz?