Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Hem ağlarım hem giderim... vazgeçen yok.

Hem ağlarım hem giderim... vazgeçen yok.
 

Kızımın büyümesini hiç istemiyorum... Gün gelecek birilerini sevecek ve evden uçup gidecek... Doğal bir süreç bu olaylar, sırasıyla yaşanacak fakat şu an henüz bu fikri kabul ettiremiyorum beynime...

Daha kızınız küçük bu düşüncelere nerden vardınız derseniz empati kurdum... Ailemizden bir kızımız birini sevdi ve birlikte yuva kurmaya karar verdiler. Tabi bunu takiben gelişen olaylar örf adet ve geleneklerimize uygun bir biçimde ilerliyordu...

Karşı tarafın ailesi ilk tanışmaya geldiklerinde kız annesinin içine çoktan hüzün yerleşmişti bile... Olayları anlatırken bile gözlerinin dolmasına engel olamıyordu... O an kendimi onun yerine koydum. Zordu... Onca sene aynı evde yaşadığın canından çok sevdiğin yavrunu evinden göndereceksin... Zor bir olay fakat ne anne kızını evlendirmekten vazgeçiyor ne kız evlenmekten. Dünyanın her yerinde hem ağlanıp hem gidiliyor...

Kız annesinin bu noktadan sonra kafasında bir sürü sorularla dolaşır... Sen onu kırmamak için, üzmemek için incitmemek için gözünün içine bakarak büyütüyorsun, acaba el oğlu nasıl davranacak ona... Şu an herşey yolunda görünüyor fakat ya değişirse, ya göründüğü gibi olmazsa, ya kızım mutsuz olursa diye her annenin aklından geçen düşüncelerdir bunlar... Bu arada kız babalarıda sesini pek fazla çıkarmaz fakat içten içe yer kendini... Kızlar babaya daha düşkün oldukları için daha zor gelir sanki onlara.

İlk tanışmadan sonra örf adet ve gelenekler formalite olarak yerine getirilmeye başlanır... İlk erkek tarafı gelir tanımaya, sonra kız tarafı gider erkeğin evine tanımak açısından. Klasik kız isteme sohbetleri... Allahın emri peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz... Ne dersiniz... diye... Kızla erkek arasında karar zaten çoktan verilmiştir. Aile büyüklerine de kısmetse olur demek düşer. Gençler kendi aralarında anlaşmışlar bize de mutluluk dilemek düşer derler ve kız verilir...

Söz alındıktan sonra kahve faslına geçilir... Söz kahvesi... Gelin adayı o an çok heyacanlı olduğu için mutlaka kahveleri bir başkası pişirir, benim şahit olduğum kız isteme fasıllarında bu hep böyle olmuştur... Fakat servisi mutlaka gelin adayı yapar. Hatta damadın fincanına bir tutam tuz atılır... Seviyorum seni manasında... Gelin hanım eline tepsiyi alır süzüle süzüle misafirlerin önünde kibarlıktan kırılacak şekilde kahve ikramı yapar. Sıra damada geldiğinde onca kalabalık arasında utana sıkıla bir an gözgöze gelinir. Damat aslında o an kahve içmek istemez o da çok heyacanlıdır. Fincanı dökerim diye korkar... Fakat eninde sonunda o tuzlu kahveyi içer damat adayı da...

Evet bizde bu doğal süreci yaşadık ve halen de devam ediyoruz... Ne zor şeymiş kız tarafı olmak... Hem kız veriyoruz hemde onca hazırlık ağır geliyor... Ağırlığı daha çok manevi açıdan. Annesi çok üzülmesine rağmen bu hafta kızına nişan hazırlığı içerisinde... Daha bununlada bitmeyecek tabiki birde düğün merasimi kısmı var...

Fakat bunlar tatlı telaşlar. Yaşanacak doğal süreçler... Herşeyden önemlisi hayırlısı olması ve tamamına erdirmesi...

Mutluluklar dileğimle...

 
Toplam blog
: 529
: 3765
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

İstanbul'da doğmuşum... Dünyalar tatlısı bir kızım var... Herkesi kolay kolay sevemem... ..