Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '11

 
Kategori
Yurtdışı Eğitim
 

Hem çok mutlu, hem hüzünlü, hem gururlu

Hem çok mutlu, hem hüzünlü, hem gururlu
 

Burcu Göker Fransa'da bir konser sonrası


Nisan  2001 de Burcu Göker'in Fransa Gençlik Orkestrası ile Strasbourg'da yaptığı turne öncesi çalışma ve konserleri anlatıyordum. Paris'te soğuk bir nisan akşamı Orkestrada beraber çalışacağı arkadaşları ile birlikte trene bindirdiğim Burcu'nun arkasından bakakaldım. Bu bizim daha sonraki büyük özlemlerimizin başlangıcı idi. Böyle bir çocuğa sahip olmakla ve onu bu tür çalışmalarda teşvik etmekle ben yaşam boyu özlemlere adım atmış oluyordum. Ama onun başarılarını duyduğumda bu özlemler yerini mutluluğa bırakıyordu. Ben yıllarca bu özlemle ve bu mutlulukla yaşamaya alıştım. O zamanlar cep telefonları çok yaygın değildi ama ben eski, bugunkülere göre epey cüsseli telefonumu Burcu'nun yanına vermiştim. Ama gidilen yerde çekip çekmeyeceğini bilmiyordum. Zira iletişim hatları bu kadar gelişmiş değildi. Neyse gittikleri yerde  genel telefonlar vardı ve mutlaka arardı. Gittikten ancak 4 gün sonra Burcu'dan haber alabildim. Strasbourg  Palais des Fete'dekı konserlerini haber veriyordu. Araştırdım. Bahsettiği salon Strasbourg Belediyesinin Bayram Salonu idi. Bu kadar görkemli bir salonda onu dinlemek çok isterdim. Zaten daha sonra anladımki bu Orkestra daima gittikleri şehirlerde en büyük konser salonlarında konser veriyor, orkestra üyesi çocuklar en lüks oteller de kalıyor ve en lüks kulüplerde ağırlanıyordu. Sonradan öğrendim ki bu durum öğrencileri ilerde her konuda yeterli sanatçılar yetiştirmek için yapılmış bir çalışma imiş. Bir genç çok iyi  bir sanatçı olur ama yeterli sosyal bilgiyi almazsa bu tür yerlerde nasıl yaşayacağını bilemez ve eksikli kalabilir. İyi bir sanatçının çok iyi sosyal bilgilerle donatılması gerektiğini bir kez daha anladım. Strasbourg konserinde Burcu'yu dinleyememiştim ama turne sonunda Theatre des Champs-Elysee de konser verecekleri haberini alınca çok sevindim. Adı geçen salon Paris'in en büyük ve en ünlü salonu idi ve burada konser dinlemek hele Burcu'nun yer aldığı bir Orkestranın konserini dinlemek harika olacaktı. Daha önce de Burcu vasıtasıyle çok güzel salonlara gitmiş ve Burcu'yu dinlemiştim ama bu salon ve bu konser farklıydı. Zaten bu konserin ardından turne bitiyor ve birbirimize kavuşuyorduk. Konser günü  belki ben Burcu'dan daha heyecanlı idim. Harika geçen bir konserin ardından aşağı inip salonun  ana çıkış kapısında Burcu'yu beklemeye başladım.Diğer ebevenler de benim gibi çocuklarını bekliyordu. Caddede konser salonun kapısında büyük bir otobüs bekliyordu. Burcu'lar grup halinde çıktılar.Ellerinde sadece enstrümanları vardı. Dikkatimi çekti, bavulları yoktu. Herhalde daha sonra verecekler diye düşündüm. Ben böyle düşünürken Orkestra yöneticileri bizim sanatçıları tekrar otobüse yönlendirdi. Anlaşılan özlem bitmemişti, tekrar gidiyorlardı. Öğrendim ki bu gidiş kısa imiş. Turne sonunda Radio France binasında bir veda yemeği veriliyormuş sanatçılar serefine. Ancak yemekten sonra herkes bavulları ile gideceklerei yerlere götürülecekmiş. Tek başıma metroya binip evime dönerken hem çok mutlu, hem hüzünlü ve hem gururlu idim.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..