Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '08

 
Kategori
Siyaset
 

Hemşehrim Osman Bölükbaşı

Hemşehrim Osman Bölükbaşı
 

Bir söylevde Bölükbaşı


(1912-2002)

“Bende saç ağarmış, gönül tüter mi,
Kül olmuş sinemde çiğdem biter mi,
Viran yerde ahu bülbül öteri mi,
Geçelim güzelim gel bu sevdadan.”

Osman Bölükbaşı

Behiye Aksoy’a adanan, bestelenip plak olan, yukarıda ilk dörtlüğü verilen şiir, bir zamanlar dillerden düşmezdi !

Babası ile ilgili kitabında oğlu Deniz Bölükbaşı,

"Osman Bey, bunları Behiye Aksoy için mi yazdınız?" sorusuna, babam şu yanıtı vermiş, diye yazıyor:

"Eli elime değmedi ama lafı anamı belledi!"

Gerçekten o " şiir-şarkı " yüzünden Osman Beyin, eşiyle arası açılmış...

Siyaset tarihimizin en renkli kişisi ikilemsiz Osman Bölükbaşı’dır. ATATÜRK’ten sonraki söylevcilerin en büyüklerindendi. Ülkemizin her yöresine gitmişti. Kürsüye çıkınca alanlar dolup taşmıştı. Ne ki hiçbir zaman o yerleri dolduranlar, ona çılgınca alkış tutanlar, ona oy vermemişlerdir. Osman Bölükbaşı: “Bu halk, meydanlarda dinler, sandıkta konuşur.” demiştir.

Sözünü sakınmazdı. Sekiz saat konuşarak rekor kırdığı mitinglerine gelenlere de fırça atmayı ihmal etmemiştir. Kayseri’de kendisini dinlemek için toplananlara: “Ey, sapı uzun, tanesi kıt Kayserililer! ” tümcesiyle seslenerek: “Meydanda veriminiz bol. Burada aşka gelip beni alkışlıyorsunuz, sandık başına gidince şeytana sarılıyorsunuz.” demiştir.

Osman Bölükbaşı, 1913’te Nevşehir ilinin Hacıbektaş ilçesinin Hasanlar köyünde doğmuş. (Benim komşu köyüm). Fransa’daki Nancy Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü’nü 1937’de bitirmiştir.

1938 yılında Kandilli Rasathanesi’nde asistanlık sonrası Haydarpaşa Lisesi’nde de öğretmen olarak çalışmaya başlamış, çok partili döneme geçildikten sonra 1946’da Demokrat Parti’ye (DP) girmiştir. Bir yıl sonra, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına karşı, daha sert bir politika izlenmesini isteyen grupla beraber DP’den ayrılmıştır. 1948’de Millet Partisi’nin kurucuları arasında yer alarak 1949’da İsmet İnönü ve Celal Bayar’a komplo düzenlemek iddiasıyla tutuklanmıştır.

1950 genel seçimlerinde Kırşehir’den Millet Partisi’nin tek milletvekili olarak TBMM’ye girmiştir. Şubat 1954’te bir grup eski Millet Partisi üyesi ile birlikte Cumhuriyetçi Millet Partisi’ni kurarak 1954’te yeniden Kırşehir milletvekili seçilince, Demokrat Parti hükümeti -ne gariptir ki- Kırşehir’i ilçe yapmıştır.

Hükümete sert eleştiriler yönelten Bölükbaşı, Temmuz 1957’de TBMM’ye hakaretten tutuklanmıştır. Kırşehir, Haziran 1957’de Demokrat Parti hükümeti tarafından yeniden il durumuna getirildiyse de, Ekim 1957’deki seçimlerde Bölükbaşı ile diğer Cumhuriyetçi Millet Partisi adayları seçimi kazanmışlardır.

1958’de CMP, Türkiye Köylü Partisi ile birleşmiş, kurulan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin (CKMP) Genel Başkanlığı’na getirilmiş, 1959’da 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.

27 Mayıs’tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçilip, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Haziran 1962’de, İsmet İnönü’nün kurduğu II. Koalisyona katılınca, 28 milletvekiliyle birlikte partiden ayrılarak ikinci kez Millet Partisi’ni kurmuş ve partinin genel başkanlığına getirilmiştir.

Osman BÖLÜKBAŞI, 1972’de genel başkanlıktan ayrılarak yerini eski genelkurmay başkanlarından Cemal Tural’a bırakmıştır. 9 Eylül 1973’te de, 1961’den itibaren milletvekilliğinden istifa ederek politikadan çekilmiştir.

Renkli kişiliğiyle Türk politikasında iz bırakan Osman BÖLÜKBAŞI, 6 Şubat 2002’de Ankara’da vefat etti. Nüktesi ve işlek zekası, şimdilerde de anlatılır. Bu durum, kendine güvenin bir göstergesidir. Konu olan nüktelerinden kimilerini aktarmaya çalışalım:

Türkiye siyasetinin iki rakibi Osman Bölükbaşı ile İsmet İnönü, aynı uçakta yolculuk ederlerken Torunu İnönü’ye elindeki parayı göstererek sormuş:

-Bunu aşağı atsam ne olur dede?

Paşa’dan önce Bölükbaşı:

-Parayı atsan, bulan biri sevinir. Dedeni at ki bütün millet sevinsin, der...

Sivri dilinin hedefi yalnızca rakipleri olmamıştır. Bir Avrupa gezisinde: “Atalarınızın Viyana kapılarında ne işi vardı” diye soranlara :

-Haçlı seferlerini iade-i ziyarete gelmişlerdi, yanıtını vermiştir.

Kızı Hürriyet doğduğunda hapishanedeymiş Bölükbaşı... Koğuştaki arkadaşlarına muştularken:

-Hürriyet dünyaya geldi, İnşallah Türkiye’ye de gelir ! demiş.

1957’de milletvekili seçildiğini hapishanedeki radyodan öğrenmiş. Pijamayla ayağa fırlayıp koğuştakilerin huzurunda milletvekili yemini etmiş. Kendisine “Erkeksen gel! ” diyen DP milletvekiline yanıtı şöyle olmuştur :

-Erkekliğimin zekâtını versem, sen bile erkek olursun.

“Zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, politikacıyı kör inat batırır” derdi. O yüzden politikada inat etmedi. 1973’te birbirlerini karşılıklı sevdikleri “ ulusuyla evlenemeden” siyasetten çekilirken şöyle dedi:

-Yüzünde göz izi yok sanarak siyaset denilen Leyla’ya gönül verdim. Sonradan anladım ki, benden önce 40 bin kişinin nikâhından geçmiş.

Düzce’de yaptığı bir konuşma tam 8 Saat 35 dakika sürmüş. Bir kamyoncunun Düzce’den çıkarak yükünü İstanbul’a boşaltıp geri dönmesi boyunca konuşan bir politikacı Osman Bölükbaşı... Kamyoncu hayretle şu ifadeleri kullanıyor hatibe:

-Beyim bu nasıl iştir! Sabah buradan kereste yükledim, konuşuyordun. Yükümü İstanbul'a boşaltıp geldim, halen konuşuyorsun...

Çok ihanet görüp, partisinden kopanlardan yakınan Demirel’e:

-Üzülme.... Senin bağrın henüz köy mezarlığı, benim bağrım ise Karacaahmet’e döndü, demiştir.

Büyükelçi Deniz Bölükbaşı’ nın babasını kitaplaştırdığı yapıttan kısa bir bölüm:

Bölükbaşı Beşevler-İsrail Evleri ’nde otururdu. Ava giderken veya avdan dönerken bizi evine götürürdü. Mutfağında "bazı hanımlar" görürdük. Osman Bey kulağımıza eğilirdi:

-Kocalarını milletvekili yapayım diye, bunlar bizim hanımın dizinin dibinden ayrılmıyorlar. Ama milletvekili yaptıklarım da beni terk ediyorlar...

“Her şeye, herkese, hatta kendine bile!’’ muhalif olan Bölükbaşı'nın eleştirilerinden herkes payını almıştır. 1965 yılında TRT'ye de yönelerek kuruma ‘‘Tırt’’ ismini takar ve lakabı ‘‘Tırt Osman’’ a çıkar.

Ülkemizdeki iş adamlarını da eleştirir:

-Ah benim aslan görünüşlü, tavşan yürekli büyük sermayem. diyerek...

Siyaseti bıraktıktan sonra gelen koltuk önerilerini, “Bölükbaşı, hayat defterini yönetim kurulu başkanı olarak kapatmaz.” diye geri çevirmiştir. “Seraba Harcanmış Ömre Yanarım ! ” adlı şiiriyle siyasete veda etmiştir:

“Hürriyet bir Şirin, ben Ferhat oldum,
Devirler boyunca boşaldım, doldum.
Bir ömür yitirdim, acep ne buldum?
Seraba harcanmış ömre yanarım.

Bir devr-i fazilet açılır sandım,
Rahmandır, diyerek şeytana kandım,
Bu bir rüya imiş, artık uyandım,
Seraba harcanmış ömre yanarım.

Fazilet yolunda çektim çok çile,
İkbale kul olup düşmedim dile,
Bulmadım cefayı dostlarda bile,
Seraba harcanmış ömre yanarım.”

Muhsin DURUCAN

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..