Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '07

 
Kategori
Haber
 

Henüz maçın ilk saniyeleri...

Henüz maçın ilk saniyeleri...
 

Maçın ikinci yarısı henüz başladı. Birinci dakika bile dolmadı. Şöyle bir takım kadrolarına baktık, yedekten futbolcular da oyuna girmişler.

Daha dakika bir ve maçın favorisi, kendi ceza sahası içinde dokuz kusurlu hareketten birini yapıyor, hem de oyuna yeni giren birisi tarafından.

Bu “Yedekten” oyuna giren oyuncu, Sabah Gazetesi'ne konuşan AKP'nin (Taze kadrosundan) hukukçusu Prof. Dr. Zafer Üskül…

Kafasındaki "sivil ve renksiz anayasa"yı tanımlarken, anayasanın başlangıç kısmında ve maddelerinde Kemalizm ideolojisinin yansımaları olan "Atatürk milliyetçiliği" ve "Atatürk ilke ve inkılâpları" gibi kavramların yer almasının gereksiz olduğunu savunuyor…

Abi ya… Bi dur ya… Önce sahaya alış, adalelerin ısınsın, açılsın biraz. Nedir acelen? Daha birinci dakikanın saniyeleri içindeyiz. Böyle bir çıkışın gereği ne? Zaten maçın başında beri her türlü faullü hareketleri yapıyorsunuz… Adeta “Kendi sahanızda oynamanın” verdiği avantajları kullanıyor ve taraftarınızın da tezahüratını arkanıza alıyorsunuz, anladık…

Ammaaaa…

Hem faullü oynayan sizsiniz, hem şikâyet eden sizsiniz, bu nasıl oluyor?

Konuyu biraz futbol terimlerinin dışına çıkaralım şimdi…

Elbette ki Atatürk ve inkılâplarının yasa ile korunmasına ihtiyaç olmamalı. Elbette ki artık bu kadar zamandan (85 yıl gibi) sonra Atatürk düşüncesi konusunda milletin duyarlılığından kuşku duymamalıyız. Elbette ki Atatürkçü düşünce ile devrim yasaları olarak bilinen yasaları içimize sindirmiş olmalıyız. Eğer bu kadar zamandan sonra bunların daha hala olmadığını düşünerek yasalarla korumaya kalkıyorsak, bunda bir eksiklik olduğunu kabul etmeliyiz.

Eğer Sayın Prof. Dr. Zafer ÜSKÜL’ün dediği bu ise, bunda elbette ki fikir birliği içinde olmamız gerekir.

Ancak, ne yazık ki bu noktadan sonra Sayın Hoca ile aynı görüşte değilim…

Bana göre Sayın Hoca, ya dünya gerçeklerinden habersiz, ya Türkiye gerçeklerinden habersiz, ya da gerçekten ve isteyerek, taammüden ceza sahası içinde dokuz kusurlu hareketten birini daha ikinci yarının ilk saniyeleri içinde yapıyor.

Sayın Hoca, merkez hakem komitesinin atadığı hakemin kendileri lehine durum değerlendirmesi yapacağını ve düdük çalmayacağını düşünüyorsa, burada yanıldığını belirtmek isterim.

Şuraya bir nokta koyayım izninizle…

Ben, 58750049176 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı birisi olarak, öncelikli isteğim; ülkemin Laik, demokratik, insan haklarına ve inançlarına saygılı, sosyal, hukukun üstünlüğüne önem veren ve bütün bunları da “Atatürk ilke ve inkılapları” olarak özetleyebileceğimiz bir anlayış içinde sürdüren mutlu, refah ve varlık içinde yaşayan insanlarıyla, tarihin sonsuzluklarına doğru yaşamayı amaç edinmiş, uluslararası platformda saygınlığı daima en üst düzeyde olan bir ülke olmak istiyorum.

Yanlış mı istiyorum yoksa çok mu bir şey istedim?

Sayın Prof. Dr. Zafer ÜSKÜL hocamız ile isteklerimiz eğer bu düzlemde buluşuyor ise, o zaman eksiklikleri doldurmamız gerek…

Evet… Ne yazık ki ve ne de acı ki, Atatürk düşüncelerini, ilke ve inkılâplarını halen ve özellikle Anayasa çerçevesi içinde korumak ve kollamak durumunda olduğumuz gerçeğini göz ardı edememenin verdiği üzüntü, yüreğimin ta derinliğinde çöreklenmiş durumdadır.

Ülkemiz, dünya üzerinde her hangi bir ülkenin sahip olmayacağı kadar nitelikli insan mozaiğine, kritik coğrafyasına sahiptir. Bu niteliklerimizi korumak ve kollamak zorundayız. Onun içindir ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundaki temel ilkelerinin hiçbir zaman unutulmaması, unutturulmaması gerekliliği bir tarafa, zorunluluktur. Bu zorunluluğun sağlanmasının temel ve vazgeçilemez koşulu ise, işte Sayın Hocamızın dediği gibi "Atatürk milliyetçiliği" ve "Atatürk ilke ve inkılâpları" gibi kavramların yer almasının gereksiz olduğunu asla ve asla değildir.

Atatürk milliyetçiliğinin ve Atatürk ilke ve inkılâplarının kaldırılmasına karşı çıkmak…

Şunu herkes iyi bilmelidir ki, bu bir korku değildir, korku sonucu da değildir. Gerekliliktir, geleceğimizin teminatı ve önlemidir. Bu gerekliliği anlamak istemeyenlerin bir konuya dikkatlerini çekmek istiyorum.

Bakın ne diyor iktidarın girilmesi konusunda ısrar ettiği ve her türlü tavizi vermeye devam ettiği Avrupa Birliği…

1. Ordunuzun yetkilerini kısıtlayın…

2. Atatürk’ün resimlerini kaldırın…

3. Laik azınlığın haklarını verin.

Geçen dönemde de bir AKP Milletvekil, Atatürk’ün mareşal üniformalı resmini TBMM’den kaldırılmasını, muhafız alayının TBMM yerleşiminden çıkarılmasını istememiş miydi?

Takdir, elbette ki milletindir. Ama o “Millet” ki bir düğmeye basarak kendini yok etmek dileğinde ise, orada durmak ve düşünmek ve bir de soru sormak gerekir.

Buna izin mi vermeliyiz?

27 TEMMUZ 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..