Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '15

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Hep şiddet

Hep şiddet
 

Nasıl başlasam yazıya, ya da nasıl yazsam da, ucu kıpırdasa kötülerdeki iyiliklerin.!

Özgecan... Daha kimler henüz süt kuzusu sayılan çocuklar, hepsi vahşete uğruyor ve yok oluyor.

Onları yok eden biziz ve bizden çıkanlar, sulamayı unuttuğumuz çiçekler, kaktüse dönen canlılar.

Bu yüzleri de çirkin sözleri de biz çoğaltıyoruz farkında olmadan, çünkü farkındalıklarımıza bile sahip çıkmıyoruz.

Her olayda her olan şeyde sadece kavgaya sarılıyoruz, küfüre dayağa başvuruyoruz, birbirimize sarılıp iyi düşünüp plan yapıp haklarımızı aramayı unutuyoruz.

Hep kolaya ve kolaya sarılıyoruz terlemenin asil güzelliğinden kaçıyoruz.

Biz koşuyoruz daha da kötü olmaya, daha da bencil ve kavgacı hatta katil çünkü doyumsuzuz.

Nasıl olacak bu iş nasıl düzelecek toplum, hastaysak tedavi nedir, ne ilaç kullanacağız?

Nasıl bir yol izleyeceğiz ki yaşananlar yaşanmasın çocuklar Özgecanlar, hayaller, gelecek güzel günler yok olmasın.!

Çünkü gittikçe artıyor kötülükler bir kıskaca hapsolur mu bu pislikler?

Gerçek bir ceza caydırıcı ürkütücü ölüm şekli olmalı ki;  korkmalı bu caniler, içimizdeki tüm katiller ve sapıklar korkmalı.

Ya siz nasıl bir insansınız!!!  Bence değilsiniz... Ananın babanın büyüttüğü, gecelerce uykusuz kaldığı, ninniler söylediği, hayaller kurduğu, emek harcadığı, canına yavrusuna kıyarsınız.

Siz nesiniz kimsiniz hakkınız olmayana dokunup işkencelerle öldürüyorsunuz.

Madem bu kadar hastasınız önce kendi canınızı yakın, hadi kendi bileklerinizi kesin onu da bıraktım etinize değdirin bıçağı.

Kendinize çevirin namlunun ucunu, korktunuz mu nasıl bir duygu korkmak, terlemek, ölür müyüm acaba demek, aileni sevdiklerini düşünmek hiç görememe korkusu... Saymakla bitmez korkular.

Nasıl küçük bir çocuğa bıçak uzatılır el vurulur hayâsızca bakılır ve yakmaya çalışılır ailesinin gurur kaynağı olacak üzerine hayaller kurulan gencecik insanlara acımasızca kıyılır.

Sonra da bunun üzerine kalkıp ahkâm kesilir şöyle olsaydı böyle olsaydı diyip geçilir.

Bunları konuşmak için yüreksiz olmak lazım demek ki biz tüketici bir toplum olarak onu da bitiriyoruz.

Çünkü kötülükle besleniyoruz ve fazlasıyla özgürleştik, özgürlüğün başka bir şey olduğunu unuttuk.

Hiçbir özgürlük kaidesi bir başkasına zarar vermez, ya da kendini daha da kötü yapma imkanı sunmaz.

Hiçbir özgürlük kaidesi sana masum birinin canını alma hakkını vermez ya da o çirkin kirli ellerinle ona dokunup işkence yapmana müsaade etmez.

Hep şunu düşün bu en küçük günah ve en küçük hata için bile geçerli olsun, gördüğün her canlıyı Allah yaratmıştır.

Yunus Emre'nin bir sözüdür. Yaratılanı severim Yaratandan ötürü.

Ve unutma bugün ona yarın sana, insan ne ekerse, ne kötülük yaparsa yanacağı ateşte bir o kadar büyük olur.

Ne söz ne dileklerimiz bitiyor acı çekerken ama şunu unutmayalım hiç ateş düştüğü yeri yakmasın ateş hepimizi yaksın.

Ayrıca saçma sapan cümleler kurmayalım mini etekle filan kötülüğün ne ilgisi var vahşeti buna bağlamayalım, o tecavüze uğrayan çocuklar kız ya da erkek onlarda mı mini etek giyiyor.!

Kendimizi tokatlayarak başlayalım bu işe sonra yakınlarımıza hatta en yakınımızdakine dikkat edelim sonra toplum olarak kenetlenelim, ama bu arada devletimize de saldırmayalım.

Unutmayalım ki, devletimiz bizim bel kemiğimizdir ona bir şey olursa biz yıkılırız. Bindiğimiz dalı kesmeyelim inançlarımızla en güzel iradeyi alıp savaşalım, kötülüğü vahşeti yok edelim. Ama her şeyden önce kendimize bakalım soralım biz ne kadar masumuz soralım, biz ne kadar iyiyiz soralım, biz yeterince güçlü müyüz, adaletli miyiz.?

Ve bu yolda var mıyız?

 

Hatice Nilüfer Dirilen

  

 
Toplam blog
: 24
: 217
Kayıt tarihi
: 06.08.12
 
 

Ben sevgiye ve iyiliğe güvenen, bu hayatta en güzel şeyin mücadele ve hayallerinin peşinden gitme..