Hepimiz Cumhurbaşkanıyız...

Hayatım boyunca siyasete ilgi duymadım, içimde gelecekte ilgileneceğim şeklinde bir pırıltı dahi hissedemiyorum açıkçası. Ama sonuçta bu memleketin bir ferdi olarak güncel gelişmeleri medyadan (objektifini bulamasak da) takip etmeye özen gösteriyorum. Cumhurbaşkanı seçim tartışmaları esnasında da belki de çoğu Türk genci gibi siyasetten bir kez daha nefret ettim. Zaten boğaza kadar tırmanmış tiksinti seviyesini, bir cümle vardı ki acayip taşırdı diyebilirim. Neydi o cümle derseniz, hemen anımsayacaksınızdır. Cumhuriyetin bekçisi olduğunu ilan eden ama, son hadiselerde cumhuriyet sistemine dahi inancının olup olmadığı konusunda bizleri şüpheye sevk eden, siyasi macerasını yapıcı bütünleşmeler yerine, ayrılık ve radikalizmde gören insandan bahsediyorum.

"Anayasa Mahkemesi aykırı karar vermesi, Türkiye'yi tehlikeli çatışmaya sürükleyecektir."

Yok dedim ilk duyduğumda dememiştir heralde. Yüzüme şamar gibi indi televizyondaki görüntüsü. Siyasetten nefret eden ben, bu cümleyi ana muhalefet liderinden, cumhuriyetin bekçisi takılan kişiden, elit görünen Türkiye'nin sözcüsünden dinleyince; yine kendime hayran kaldım kendime ve çevreme :) Dedim ya Muzo, sen ne süper bir insansın. Daha Yurtta sulhu içine sindiremeyen cumhuriyet bekçileri varken; Yurtta sulh sonra da Cihanda Sulh ilkesini iliklerimize işleyen Büyük Atatürk'ü anlamış olarak... Atam izindeyiz, izinde olduğunu sananlar izlerini yok etme hırsına kapılsalar da...

"Hepimiz Cumhurbaşkanıyız" ama kaçımız barışçıl, objektif, birbirinin değerlerine saygılı insanız?