Hepimiz dangalağız.

Bir ülke düşünün ki. Her şey tersine. Zır cahilliğin adını ''pratik zeka'' koymuşlar. Kuralsızlık, sistemsizlik diz boyu. Ülkenin en ciddi kurumları. Gazeteleri, televizyonları, mahkemeleri, daireleri. Birilerinin yaptığı hesaba ''cuk'' diye düşmüşler. Günlerdir işin içinden çıkamıyorlar. Belki de hesabı yapıp, tuzağı kuran şaşkınlıktan bir hal olmuştur. ''bu kadar mı olur? '' diye. Herkesin ağzında bir derin devlet lafı. Düzü gözükmüyor ki ! derini olsun!

Günlerdir ''Hepimiz Ermeniyiz'' diyenler. Kudurup, delirip '' Hepimiz Türküz, senin anan ermeni '' diyenler. Hepimiz aslında neyiz? diyenler. çeşit çeşit.

Milliyetçi diye ortada gezenler. İşsiz, güçsüz, eğitimsiz. Kılığı, kıyafeti, görünüşü tuhaf. Ülkücülüğü tarif et desen. Dört düzgün cümleyle edemez. Herkesin belinde silah. iki kadeh içen ''dan'' biraderini vurmakta. Dört milyon insanın yaşaması gereken İstanbul'da ondört milyon insan yaşamakta.

Amerika'da yaşayanlar biliyor. Sabah altıda yoğun trafik. Bütün ülkeler deli gibi çalışıyor. Kore, Çin, Endonezya aldı başını gidiyor. Biz de ise hala hamasi nutuklar, Merkezi yönetim, ''kurtar bizi'' baba. günü kurtarayım, cebimi doldurayım. Oğlumuz askere mi gidecek? Komutanı arayalım. Ehliyetsiz mi yakalanadı? Emniyeti arayalım. Kızımız sınava mı girecek? Dekanı arayalım. Savaş çıktı, asker mi lazım? Mehmet'leri toplayalım. Tankut'lar, cezmi'ler, koray'lar kahvelerini höpürdetsin, babaları sağ olsun.

Ülkenin en namuslu, en çalışkan evlatları hiçbir zaman yükselemiyor. Hiçbirisi hak ettiği yerde olamayacak. Çünkü bu treni kaçırdık, geçmiş olsun. Milletvekili diye seçtiğimiz insanlar. Bankaları batırdılar. Kurumları zarar ettirdiler. Bin kişinin çalışacağı yere onbin kişi koydular. Yeğenlere banka kurdurdular. soydurdular. Hakimler çıkıp dedi ki'' vicdanımızla cüzdanımız arasında olmamalıyız.'' Daha ne desinler?

Diyanet işleri başkanına soruyorlar '' Gayrimüslüme Allah'tan rahmet dilenir mi? '' Gelmiş geçmiş en düzgün bürokratlardan birisi olan Bardakoğlu içinden ''ya! sabır'' çekip cevap veriyor.'' Allah'ın rahmeti geniştir ve tüm kullarını kapsar. dilenir tabii'' diyor. Soruyu soran edepsiz. Yolda yürüyen, gelip geçen kadınlara deli deli bakanlar edepsiz. İki kişi bir araya gelince ''çete'' olanlar edepsiz. Bilmediğimiz bir ''edepsiz fakültesi'' varda bizim mi haberimiz yok? habire mezun veriyor da bizden mi gizliyorlar sahi! Yaşar Nuri'nin İlahiyat Profesörü olduğu bir ülkede, Diyanete soruda tam böyle sorulur yani!

Sizi bilmem ama. Bu kadar arsız. Eğitimsiz, cinsel cahil, kültürsüz, iş ahlakı olmayan. Sözünü tutmayan. Kuşaklar yaratmak; her insanın, her babayiğidin harcı değil. Bunda emeği olanları teker teker kutlayalım. Sonra da isteyen nutuk atsın, isteyen göbek atsın. Dünya'nın umurunda mı?