Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '09

 
Kategori
Deneme
 

Hepimiz Darvin’iz !... / …Hepimiz her şeyiz !...

Hepimiz Darvin’iz !... / …Hepimiz her şeyiz !...

TÜBİTAK sayesinde çok değerli bir bilim adamına yönelen yanlış bir tutumun utancı bizleri bir günde Darvin yaptı.

Oldukça sık karşılaşılan bir protesto biçimi veya bir dışa vurum ya da bir çok düşüncenin ifade ediliş tarzı ya da giderek sıklaşan bir bilinçlenme biçimi olabilir miydi, yoksa belirli bir evrim süreci geçirmeden yeni bir popülasyon mu oluştu? “Hepimiz Darvin’iz” yazılı pankartları gördüğümde ilk etapta aklımdan geçen düşünceler bunlar olmuştu.

Evet hepimiz Darvin oluruz-gazeteci, yazar oluruz-şarkıcı oluruz-sinemacı-ajan-sağcı-solcu-futbolcu- AKP’li-CHP’li- MHP’li-yani her çeşit partici-parselci-oluruz da oluruz … AB’ci-ABD’ci-AS’ker’ci-BAS’ geri’ci, çok şey keşfeder bulur ve oluruz.

Olmamız gerekene, olması gerekene, sırası geldiğinde, gerektiği yerde sahip çıkarak, gereken değeri verip korumadıktan sonra sahipsizliğin ve değer yargılarının “hepimiz her şeyiz demekle” o şey olunmayacağı da bir gerçektir.

Doğru düşüncelerin hayata canlı olarak katılmasına, katılımların sürekliliğini sağlamak, destek verip güçlendirmek bizleri belirli bir toplumsal yapılanmaya itecektir kanaatindeyim.

Kurulan ya da kurulmak istenen toplum veya topluluklar tüm zenginlik ve yoksullukları, tüm güzellik ve çirkinlikleri, “kendi toplumsal gerçekliğinin nesnel oluşumu ve zenginliğinin içerisinde ” derinden derine mükemmel duyular ve sezgilerle bezenmiş, gelişmiş ve gelişen ve daha bir gelişecek olan evrensel insanı yarınları için yaratacaktır.

İşte o zaman; ne olmamız, ne olacağımıza tüm toplum olarak doğru bir duruş sergileyerek mi karar vereceğiz yoksa mezarlarından çıkarak insanları korkuttuğuna inanılan HORTLAK hayalet, zombi ölüp tekrar dirilen; korku edebiyatının yaratıcıları olarak ruhun terk ettiği, çürümüş ölü bedensel varlıkların, ara seçimler öncesi korku salmasınlar diye kazık çakarak, gümüş domuz kurşunlarıyla dirilmemek üzere öldürüp gömenler mi olmalıyız?

“Düşünce” türsel varlığın yani insanın toplumsal bireyler olmasındaki en önemli oluşumdur. Düşüncenin olmaması insanı diğer türsel canlılardan farklılaştırmaz. İnsanı insan yapan bilinen ve kabul ettiğimiz beş temel duyumlarımızın dışında insansal doğamızı geliştirdiğimiz ölçüde insansal duyumlarımızın da buna paralel geliştirmek olgusunda buluruz.

Düşünce ile varlık her ne kadar birbirinden ayrı olsalar da aynı zamanda insansal yaşamın süreci boyunca bir birlik oluştururlar.

Böylece her birey; bilinen belirli bir tür, düşünen, seven, sevilen, yüce ve kutsal değerler yaratan, hisseden-hissettiren, toplumsal insansal değerlere sahip olmasını bilen öğreten, gelişen ve geliştirebilen insan; kendi evrensel doğasında kendi varlığını ve var olma şartlarını bilinçli planlı organize edebilen varlıktan başka bir şey değildir.Böyle olduğundan dolayı da ölümlüdür. Ölümlülük düşüncede oluşan insansal bir duyumun sonlanmasıdır.

Her yeni oluşum, kurulmaya başlayan ya da varlığını sürdüren her toplum; kendinden önce var olanın yarattığı maddi zenginliklerinde, yoksulluklarında tüm nesnel şartları içerisinde kendi kuruluşu için gerekli olan (ekonomik-politik-kültürel ve ideolojik) tüm unsurları hazır bulur.

Kayıp Uydudan

yok artık,

suda sönmüş taze kireç kokusu,

ne fırça ne boya,

ne de başka telaşe var,

kabir denilen çukurlara,

gömüldük gece eylemlerinde,

vuruldu sloganlar,

afişler yapıştırdığımız o köşe başlarında

kapitalist rekabetin,

utanç veren çirkinlikleriyle,

hortumcu belediye rantlarının çirkefliği,

bol ışıklı reklam panolarında,

şimdi yaşam çalanların

kendi sloganları var.

 
Toplam blog
: 26
: 346
Kayıt tarihi
: 12.03.09
 
 

1955 yılında Çukurova-Ceyhan’da doğdum. Orta öğrenimi yarıda bırakıp on iki yaşında oto tamirci çıra..