Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '09

 
Kategori
Magazin
 

Her açıdan.. Hülya Avşar..

Her açıdan.. Hülya Avşar..
 

Yıllardır Türkiye’nin gündeminden düşmeyen bir popüler kadın – sanatçı sözcüğünü Safiye Ayla, Sevim Tanürek, Maria Callas, Fazıl Say vs gibileri için kullanmak istiyoruz izninizle - ve benzerlerinden bahsetmek istiyoruz burada..

Bu yazıyı yazmamızın en önemli sebebi de bugün seyrettiğimiz “Her Açıdan” programı esnasında kendisinden – saygı sınırları aşılmadan - bahsedildiğinde adeta programı basarcasına bağlanarak ve de ne söyleyeceğini bile bilmeden “lafı evirip çevirmesi” fakat yine ortaya doğru dürüst bir fikir koyamamasıdır..

Bu kişi (benzerleri de var tabiî ki) bundan yıllarca önce bir güzellik yarışmasıyla adını duyurmuş – yoksa başkaca herhangi bir beceri veya başarı filan değil – ve o yarışmada da kazanmasını takiben kurallara uygunluğu tartışılır vaziyete geldiğinden derecesi geri alınmıştır.. Bu olaylar, halkımızın zevkine göre güzel fiziği ile birleşince bu kişinin şöhret yolundaki yürüyüşü başlamıştır..

Bu hikaye en azından 20-30 yıl öncelerine dayanmaktadır.. Tabii ki altyapısı yok denecek kadar az birçok kişide olduğu gibi bu kişi de ilk zamanlar biraz da kaderin önüne çıkardığı fırsatları değerlendirerek şöhret uğrunda hedefe doğru yoluna koyulmuştur.

Bu “hanımefendinin” şöhret yolunda ilk dev adımları atarken o zamanın en tanınmış kişilerinden biri olan Galatasaraylı futbolcu TANJU ÇOLAK’ tan – Tanju’nun neredeyse yuvasının yıkılması pahasına - “NASIL” destek aldığı o zamanı yaşamış olan hepimizin hafızasında hala çok canlı bir şekilde bulunmaktadır. Merak edenler internette veya eski gazete arşivlerinde bir araştırma yapabilirler..

Söz konusu kişi daha sonra gerçekten de yeteneklerini geliştirerek bazı önemli performanslar göstermiştir– gerek sinema gerekse sahnede. Hatta televizyonlarda bile "hanımlarımızın" gelişmiş zevklerine hitap eden başarılı programlar yapmıştır Bu gelişimi “insan” olarak takdir etmek gerekir. Kendisi böylece şöhretine şöhret katarak kadınların çoğu için bir idol haline gelmiş ve servetine servet katmıştır… Buraya kadar da bravo demeden geçemiyoruz..

Sonra aynı kişi kendini o kadar kısa sürede öyle bir “amansız” şekilde yetiştirmiştir ki (!), toplantılarda açılışlarda profesörleri filan – halk tabiriyle – “FIRÇALAMAYA” başlamıştır.. Yani tenkit etmek – bilgi ve görgünün yettiği sınırlar içerisinde – başka bir şey, kapasiteni, bilgi dağarcığını, görgü ve altyapını unutup küstahça ve saygı yoksunu bir şekilde azarlamak başka bir şey.

Bu azarlamalardan nasibini alanlardan bir tanesi de Profesör Orhan KURAL’ dır. Bu kıymetli “ADAM” yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. Yine kendisi onlarca ülke ziyaret edip bunlarla ilgili anılarını, seyahat notlarını kaleme almış ve bunlardan çok kıymetli kaynaklar oluşturmuştur. En az bunlar kadar önemli olmak üzere, insanlığın en büyük düşmanlarından biri olan sigaraya karşı amansız bir mücadele vermiş, hatta bu uğurda canını tehlikeye atarak magandalar tarafından hastanelik edilmiştir. Yani kendisi gerçekten de bir SEVGİLİ VARLIK’ tır Türkiye Cumhuriyeti için.

Onun için bu kıymetli – gerçekten de hayatı boyunca üretmiş – insanı azarlamak kimsenin haddi değildir.. Hele geçmişi kendisi hakkındaki en iyi referans olan söz konusu tarzda kişilerin hiç ama hiç haddi olmasa gerektir.

Söz konusu kişi daha sonra ise diğer başka bazı sanatçıların da zaman zaman yaptığı gibi "BİLGİ, YETKİ ve SORUMLULUK" sınırlarını epeyi aşan MEMLEKET MESELELERİ (ve hatta çok ama çok kritik malum açılım konusu) hakkında bile BEYANLAR vermeye başlamıştır..Bunlardan sonuncusu da "Demokratik Açılım" ile ilgili olmuş ve sorumluluk sahibi birçok kişi tarafıından ciddi şekilde tenkit edilmiştir.

Kıssadan hisse şudur ki, insan, sonradan “zorlama” şarkıcı olarak kendini sanatçı sınıfına sokup (toplumun da gaz vermesiyle tabii ki), “3-5” tane kitap okuyarak kendimi çok geliştirdim demeyle “kültür ve kişilik” anlamında sınıf atlayamaz.. Hele hele haddini bilemediğinde “KABAK" gibi sırıtıverir.. Aynen örneğimizde olduğu gibi..

Biri de çıkar böyle bir yazı yazıverir.. Tabii insan olan olmak “yahu hakikaten ben ne yapıyorum zaman zaman.. Kendime geleyim hele bir” diye kendi kendini sorgulamayı gerektirir böyle bir durumda.. Kimbilir belki de doğrusunu bulur insan o zaman.. ve de işte o zaman sınıf atlama yolunda gerçek bir dev adım atmış olur.. Tabii kişilik olarak, insan olarak kastediyoruz.. Yoksa, parayı malum ya birileri bulabiliyor bir şekilde.. İsim isim saymaya gerek var mı?

BİR DÜŞÜNEN..

60 yıldır Yaşayan Gören, Gözlemleyen, Sorgulayan ..
Haksızlığa ve Haddini Bilmezliğe Tahammül Edemeyen

 
Toplam blog
: 384
: 1684
Kayıt tarihi
: 02.05.09
 
 

Yazmayı, okumayı, paylaşmayı, özgürlüğü seven, "BİLGİ"lenirken, "BİLGİ"lendiren dünya insanıyım. Lai..